Dönemin Erzurum Belediye Başkanı Necati Güllülü tarafından şehrin gelişmesi için pilot bölge olarak imara açılan Dadaşkent’e uzun yıllar şaşı bakıldı.
Hatta Necati Bey bu konuda ciddi eleştiriler aldı, “Şehrin içi harabe iken neden Yenişehir ve Dadaşkent gibi yeni yerleşim alanları inşa ediliyor. Bunların yerine şehrin içerisi toparlansın” denildi.
O yıllarda Güllülü yapılan eleştirilere karşı, “ Erzurum’a öyle bir alan açtım ki bugün değeri anlaşılmasa bile önümüzdeki 20 yılda Dadaşkent bu şehrin en tercih edilen bölgesi olacak” demişti.
Herkes bu açıklamaya bıyık altından güldü, “kim şehri bırakırda kuş uçmaz kervan geçmez bir yere gider” yorumları yapıldı. Aradan 30 yıla yakın zaman geçti. Dadaşkent uydu yerleşim bölgesinden çıkıp koca bir ilçe oldu. Aziziye ismi konulan ilçe birçok belediye başkanı tarafından yönetildi.
Dün Güllülü’ye gülenler bugün teşekkür ediyorlar. Ama sadece Gülülü’ye değil aynı zamanda şu anda Aziziye Belediye Başkanı olan Muhammed Cevdet Orhan’a da teşekkür ediyorlar.
Neden mi?
Kısa bir süre öncesine kadar sadece emekli ve dar gelirlilerin yaşadığı ilçe olan Aziziye’de bugün her tür gelir seviyesine sahip insanlar ikamet ediyorlar.
Düne kadar çok uzak diyerek ilçeyi terk edip gidenler bir bir geri dönüyor.
Geçmişte en fazla göç veren ilçe olarak bilinen Aziziye, bugün en fazla göç alan (kaliteli göç) ilçe konuma geldi.
İlçede çarpık yapılaşmaya, çok katlı evlere müsaade edilmeyip geleneksel doku korundu.
Ev hanımlarının dahi gecenin geç saatlerine kadar yürüyüş ve spor yapmaya imkan tanıyan alanlar oluşturuldu.
Bahçeli evlerin fazla olması ve havası kirli bu şehirde nefes alınacak tek yer olduğu için minnet duyuluyor. Belki de çocukların sokakta oynadığı tek yer Aziziye olduğu için burada yaşayanlar kendilerini şanslı sayıyor.
Ancak Aziziye ilçesini ve Dadaşkent’i cazip kılan sadece evlerinin lüks, iki katlı bahçeli olması değil aynı zamanda komşuluk ilişkilerinin tıpkı eski Erzurum’da ki gibi yeniden gelişiyor olması.
İlçenin eksikleri yok mu? Elbette var. Sadece tek cadde üzerinde kurulan alışveriş mekânları hoş değil. Vatandaş bir ekmek almak için bile ana caddeye gitmek durumunda kalıyor. Bu mekanlar ilçenin büyümesi ile orantılı olarak yayılmalı mutlaka. Ulaşımda özellikle akşam saatlerinde sorunlar yaşanabiliyor.
Ilıcayı bilmem ama eğer bir anket yapılsa; Yeşil doğası, temiz havası ve yaşanabilirliği açısından en mutlu insanlar Aziziye’de yaşıyor sonucu ortaya çıkabilir.
Nereden mi biliyorum, çünkü ben de artık orada yaşıyorum. Ben de Başkan Orhan’a teşekkür ediyorum ama eksiklerin giderilmesi için bir vatandaş ve Aziziye sakini olarak yapılanların takipçisi olacağımı da buradan bildiriyorum.
Hatta Necati Bey bu konuda ciddi eleştiriler aldı, “Şehrin içi harabe iken neden Yenişehir ve Dadaşkent gibi yeni yerleşim alanları inşa ediliyor. Bunların yerine şehrin içerisi toparlansın” denildi.
O yıllarda Güllülü yapılan eleştirilere karşı, “ Erzurum’a öyle bir alan açtım ki bugün değeri anlaşılmasa bile önümüzdeki 20 yılda Dadaşkent bu şehrin en tercih edilen bölgesi olacak” demişti.
Herkes bu açıklamaya bıyık altından güldü, “kim şehri bırakırda kuş uçmaz kervan geçmez bir yere gider” yorumları yapıldı. Aradan 30 yıla yakın zaman geçti. Dadaşkent uydu yerleşim bölgesinden çıkıp koca bir ilçe oldu. Aziziye ismi konulan ilçe birçok belediye başkanı tarafından yönetildi.
Dün Güllülü’ye gülenler bugün teşekkür ediyorlar. Ama sadece Gülülü’ye değil aynı zamanda şu anda Aziziye Belediye Başkanı olan Muhammed Cevdet Orhan’a da teşekkür ediyorlar.
Neden mi?
Kısa bir süre öncesine kadar sadece emekli ve dar gelirlilerin yaşadığı ilçe olan Aziziye’de bugün her tür gelir seviyesine sahip insanlar ikamet ediyorlar.
Düne kadar çok uzak diyerek ilçeyi terk edip gidenler bir bir geri dönüyor.
Geçmişte en fazla göç veren ilçe olarak bilinen Aziziye, bugün en fazla göç alan (kaliteli göç) ilçe konuma geldi.
İlçede çarpık yapılaşmaya, çok katlı evlere müsaade edilmeyip geleneksel doku korundu.
Ev hanımlarının dahi gecenin geç saatlerine kadar yürüyüş ve spor yapmaya imkan tanıyan alanlar oluşturuldu.
Bahçeli evlerin fazla olması ve havası kirli bu şehirde nefes alınacak tek yer olduğu için minnet duyuluyor. Belki de çocukların sokakta oynadığı tek yer Aziziye olduğu için burada yaşayanlar kendilerini şanslı sayıyor.
Ancak Aziziye ilçesini ve Dadaşkent’i cazip kılan sadece evlerinin lüks, iki katlı bahçeli olması değil aynı zamanda komşuluk ilişkilerinin tıpkı eski Erzurum’da ki gibi yeniden gelişiyor olması.
İlçenin eksikleri yok mu? Elbette var. Sadece tek cadde üzerinde kurulan alışveriş mekânları hoş değil. Vatandaş bir ekmek almak için bile ana caddeye gitmek durumunda kalıyor. Bu mekanlar ilçenin büyümesi ile orantılı olarak yayılmalı mutlaka. Ulaşımda özellikle akşam saatlerinde sorunlar yaşanabiliyor.
Ilıcayı bilmem ama eğer bir anket yapılsa; Yeşil doğası, temiz havası ve yaşanabilirliği açısından en mutlu insanlar Aziziye’de yaşıyor sonucu ortaya çıkabilir.
Nereden mi biliyorum, çünkü ben de artık orada yaşıyorum. Ben de Başkan Orhan’a teşekkür ediyorum ama eksiklerin giderilmesi için bir vatandaş ve Aziziye sakini olarak yapılanların takipçisi olacağımı da buradan bildiriyorum.