-Yeniden Türk-İslam asrının yaşanması için Hz. Ebubekir’in doğruluğunu, Hz. Ömer’in adaletini, Hz. Osman’ın hayâsını ve Hz. Ali’nin cesaretini gösterecek gençler yetiştirmek bütün eğitimcileri önceliği olmalıdır. Bu erdemlerin varlığı, varlığımızın teminatıdır.
-At, Türk’ün kanatlı meleği, savaşlardaki en büyük yardımcısıdır. At, Türk’ün göçerken yoldaşı, yükünün paydaşıdır. At, Türk’ün ahiret yolculuğuna çıkarken yanında bulundurduğu en değerli eşyasıdır. At, kısaca Türk tarihinin bir parçası, ayrılmaz bir bütünüdür.
-Dost bulmak ve dost olabilmek hem kolay hem de zordur. Dostluklar sabır ister fedakârlık ister ve en önemlisi de hatırlanmak ister. Dostluklar sanal âlem değil gerçek âlem ister. Dost olabildiğimiz ve dost kazanabildiğimiz nice güzel günlere…
-Düştüğünde el atıyor, onun düştüğünde de sen elini uzatabiliyorsan bunu adıdır dostluk. Yağan yağmurlarda tek şemsiye altında korunabiliyorsan bunun adıdır dostluk. Karanlıkta kaldığında yıldız olup yolunu buldurabiliyorsa bunun adıdır dostluk. Dostlara selam olsun.
-Geçmişimizi hatırlatıp geleceğimize köprü kuranlar her daim milletin gönlünde yer edinecektir. Tarihe ışık tutmak için atılan her adım millette karşılığını bulmuş ve bulacaktır. Vakit hamasi nutuklar atma değil, icraat vaktidir.
-Elin batılısı hayali kahramanlar peşinde koşarken biz gerçek olanları bilemedik. Mete, Bumin, Alp Arslan, Fatih, II. Abdülhamit, Mustafa Kemal Atatürk’ de benim ve hepimizindir.
-İnsan ömürüm mevsimlere benzer. Yeni bir hayatın başlangıcı olan doğum ilkbahar, çocukluk dönemi yaz, gençlik fırtınalı sonbahar, yaşlılık ise kış mevsimidir. Yağmuru, güneşi, rüzgârı, tipisi ve boranıyla hayat her anıyla güzel ve anlamlıdır. Kimi güneşe tutulur kimi tipiye…
-Tarih okumanın ne demek olduğunu anlamak isteyenler Mustafa Kemal Atatürk’e baksınlar. 26 Ağustos 1071 ruhunu 26 Ağustos 1922 tarihine taşıyan o okumak değil midir? Binlerce yıl öncesinde ki millet olma bilincini yaşadığı güne taşımakta her babayiğidin harcı değildir. Bu yüzden sen bizim değerimiz ve bize değer katansın. Sen Mustafa Kemal Atatürk’ümüzsün. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkarak yürüyeceğimizden bir an bile şüphen olmasın
-Yazmak, okumanın tezahürüdür. Yazmak, oku emrinin devamıdır. Yazmak hatırlanmak ve amel defterinin kapanmaması demektir. Çocuklar gördükleri dünyayı, gençler hayallerini, yaşlılar ise deneyimlerini yazmalıdır. Yazmak için, dolmak ve taşmak için ise okumak gerekir.
-Okumak, Cemil Meriç’in “Bu Ülkesinde”, Necip Fazılca kaldırımlarda sessizce ardına bakmadan yürürken, Ahmet Hamdi Tanpınar’la “Huzur” bulmaktır. Okumak, Piri Reis’in Bahriyelisi olarak deryada kaybolmadan yüzmek, İbrahim Hakkı Hazretleriyle yıldızların Marifetini anlamaktır.
-Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk’ün şanlı yürüyüşünün zirve noktasıdır Malazgirt Meydan Muharebesi. Elinde kılıç, kalbinde iman, dilinde zikir Alp Arslan’ın yiğitleri dörtnala koşarken yeni coğrafya da dosta güven, düşmana da korku salmışlardır.
-Ölen sadece bedenlerdir, ruhlar ölmez canlar. Bizde Çanakkale, Sarıkamış, Sakarya, 15 Temmuz şahlanış ruhu olduğu sürece garbın hiçbir silahı bizi teslim alamaz ve asla çıktığımız kutlu yoldan geri döndüremez. Üzülmeyin, yeise düşmeyin Allah bizimledir.
-Minarelerimizden ezan sesini duymadıktan, gökyüzünde ay yıldızlı al bayrağım dalgalanmadıktan, gençlerin dilinden çağlayanların sesi gibi İstiklal Marşı dökülmedikten sonra paran olmuş, neye yarar, malın çokmuş ne yazar. Rabbim sen bizi ezansız ve vatansız bırakma
-Bütün eli kalem tutan, sözü geçen yahut sosyal medyada paylaşımlarda bulunanlar insanlara umutsuzluğu, ümitsizliği, kaosu, karamsarlığı, yeisi, ayrımcılığı değil, ümidi, umudu, bir ve beraber olmayı yazın, çizin ve anlatın, Başka Türkiye yok ona göre
-At, Türk’ün kanatlı meleği, savaşlardaki en büyük yardımcısıdır. At, Türk’ün göçerken yoldaşı, yükünün paydaşıdır. At, Türk’ün ahiret yolculuğuna çıkarken yanında bulundurduğu en değerli eşyasıdır. At, kısaca Türk tarihinin bir parçası, ayrılmaz bir bütünüdür.
-Dost bulmak ve dost olabilmek hem kolay hem de zordur. Dostluklar sabır ister fedakârlık ister ve en önemlisi de hatırlanmak ister. Dostluklar sanal âlem değil gerçek âlem ister. Dost olabildiğimiz ve dost kazanabildiğimiz nice güzel günlere…
-Düştüğünde el atıyor, onun düştüğünde de sen elini uzatabiliyorsan bunu adıdır dostluk. Yağan yağmurlarda tek şemsiye altında korunabiliyorsan bunun adıdır dostluk. Karanlıkta kaldığında yıldız olup yolunu buldurabiliyorsa bunun adıdır dostluk. Dostlara selam olsun.
-Geçmişimizi hatırlatıp geleceğimize köprü kuranlar her daim milletin gönlünde yer edinecektir. Tarihe ışık tutmak için atılan her adım millette karşılığını bulmuş ve bulacaktır. Vakit hamasi nutuklar atma değil, icraat vaktidir.
-Elin batılısı hayali kahramanlar peşinde koşarken biz gerçek olanları bilemedik. Mete, Bumin, Alp Arslan, Fatih, II. Abdülhamit, Mustafa Kemal Atatürk’ de benim ve hepimizindir.
-İnsan ömürüm mevsimlere benzer. Yeni bir hayatın başlangıcı olan doğum ilkbahar, çocukluk dönemi yaz, gençlik fırtınalı sonbahar, yaşlılık ise kış mevsimidir. Yağmuru, güneşi, rüzgârı, tipisi ve boranıyla hayat her anıyla güzel ve anlamlıdır. Kimi güneşe tutulur kimi tipiye…
-Tarih okumanın ne demek olduğunu anlamak isteyenler Mustafa Kemal Atatürk’e baksınlar. 26 Ağustos 1071 ruhunu 26 Ağustos 1922 tarihine taşıyan o okumak değil midir? Binlerce yıl öncesinde ki millet olma bilincini yaşadığı güne taşımakta her babayiğidin harcı değildir. Bu yüzden sen bizim değerimiz ve bize değer katansın. Sen Mustafa Kemal Atatürk’ümüzsün. Açtığın yolda, gösterdiğin hedefe hiç durmadan milli ve manevi değerlerimize sahip çıkarak yürüyeceğimizden bir an bile şüphen olmasın
-Yazmak, okumanın tezahürüdür. Yazmak, oku emrinin devamıdır. Yazmak hatırlanmak ve amel defterinin kapanmaması demektir. Çocuklar gördükleri dünyayı, gençler hayallerini, yaşlılar ise deneyimlerini yazmalıdır. Yazmak için, dolmak ve taşmak için ise okumak gerekir.
-Okumak, Cemil Meriç’in “Bu Ülkesinde”, Necip Fazılca kaldırımlarda sessizce ardına bakmadan yürürken, Ahmet Hamdi Tanpınar’la “Huzur” bulmaktır. Okumak, Piri Reis’in Bahriyelisi olarak deryada kaybolmadan yüzmek, İbrahim Hakkı Hazretleriyle yıldızların Marifetini anlamaktır.
-Orta Asya’dan Anadolu’ya Türk’ün şanlı yürüyüşünün zirve noktasıdır Malazgirt Meydan Muharebesi. Elinde kılıç, kalbinde iman, dilinde zikir Alp Arslan’ın yiğitleri dörtnala koşarken yeni coğrafya da dosta güven, düşmana da korku salmışlardır.
-Ölen sadece bedenlerdir, ruhlar ölmez canlar. Bizde Çanakkale, Sarıkamış, Sakarya, 15 Temmuz şahlanış ruhu olduğu sürece garbın hiçbir silahı bizi teslim alamaz ve asla çıktığımız kutlu yoldan geri döndüremez. Üzülmeyin, yeise düşmeyin Allah bizimledir.
-Minarelerimizden ezan sesini duymadıktan, gökyüzünde ay yıldızlı al bayrağım dalgalanmadıktan, gençlerin dilinden çağlayanların sesi gibi İstiklal Marşı dökülmedikten sonra paran olmuş, neye yarar, malın çokmuş ne yazar. Rabbim sen bizi ezansız ve vatansız bırakma
-Bütün eli kalem tutan, sözü geçen yahut sosyal medyada paylaşımlarda bulunanlar insanlara umutsuzluğu, ümitsizliği, kaosu, karamsarlığı, yeisi, ayrımcılığı değil, ümidi, umudu, bir ve beraber olmayı yazın, çizin ve anlatın, Başka Türkiye yok ona göre