-Anlatmak lazım bildiklerimizi; çünkü faniyiz bu âlemde ve biliriz ki geride kalan sadece söz ve yazıdır.
-Hayali sınırlar çizenler iyi bilmelidir ki, sınırlar kalemle değil, yürekle ve bileğin buluştuğu imanlı vatanseverlerle çizilir.
-Hayatı atasözleri gibi çelişkili olanlar ve mangalda kül bırakmayacak vecizeler söylerken aslında deyimlerde olduğu gibi mecaz anlamlıdırlar; fakat onlar bu gerçeğin farkında değillerdir.
-Tüm dünyaya biz varız, Osmanlıyız, Türk’üz, İslamin kalesi, Ortadoğu’nun güvencesi ve insanlık âlemine barış getirebilecek tek ülkesi olduğumuzu söylemenin şimdi vaktidir.
-Dünyadaki en büyük servet gönüllerde yer almaktır; zira gönülde olmayanı dil konuşmaz, kalem yazma, kulak duymaz, gözde görmezmiş.
-Verilmiş diye israf etmemeli insan; aksine gözler yaş, dudaklar zikir, kalp tasdikle nimete şükretmeli, hakkı çokça anmalıdır.
-Hayatı tek başına yaşamaya çalışanları gördükten sonra yine şunu dedim ki iyi dostlarım var. Paylaşıyor ve paylaşıyoruz.
-Ne güzeldir kız çocuğu sahibi olmak, neden mi erkek çocuğu sokağı tanıyıncaya, kız çocuğu ahirete kadar sizinledir.
-Dostlar alfabede ki harfler ve sayı doğrusundaki rakamlar gibidir; ama bir farkla değerleriyle..
-Öğrendim ki tarih sadece hakikatleri değil, hakikat olmayanları da yazıyor ve bunu hakikat olarak anlatıyormuş.
-Anneme göre evlat, dedeme göre torun, eşime göre koca, çocuklarıma göre baba, amca-dayıma göre yeğen, yeğenlerime göre amca-dayı, öğrencilerime göre öğretmen, yayınevine göre yazar, kayınpederime göre damat, esnafa göre müşteri sen anlat Karadeniz yükümüz ağır değil mi? Bütün bunlara rağmen asıl olan Rabbime göre kul olabilmektedir.
-Takıntısı olan insanlara takılmayın, takıntılarda takılı kalır hayatı takıntılara takılı olarak zira takip edemezsiniz.
-Bugün ki insanoğlunun en büyük hastalığı zihinlerde fikirlerin değil, insanların tartışılmasıdır.
-Türkiye kazanacak; çünkü gençlere çizdiğimiz hedef belli, yol belli, milli ve yerli değerlere bağlı ekonomi
-Batıya hayranlık duyanlar, tarihimizin arka odasından haberdar olmayanlardır.
-Güzel bir şey yaz rüzgârın haberi olsun ki uğultudan dostlar kötü sözler duymasın, Güzel bir şey yaz suyun haberin olsun ki gönüller temizlensin, Güzel bir şey yaz güneşin haberi olsun ki umudunu yitirenleri tekrar hayata ısıtsın
-Kapıları çarpıp, gönülleri kırarak ilerleyenler dikkat edin gün gelir ne çıkacağız kapı ne de gireceğiniz kalp kalır.
-Karar alanlar ile kararı uygulayanlar arasında kararlı bir ittifak yoksa alınan karar kafalara göre uygulanıyor bunun da kimseye karı olmuyor. Kazanan sadece uygulayanlar oluyor.
-Gün ağarmasından gün batımına kadar önce millet önce memleket diyenler varsa bu ülkede, korkmayın hesabı olan değil, davası olan kazanır.
-Zilin çalmasını bekleyenler ile zil çalmadan hareket edenler, elbette aşılması zor dağları aynı yollardan geçmeyecektir.
-Dünyaya başkalarının baktığı gözden değil, sadece kendi baktıkları gözden bakanlar, artı ve eksi yönlerin birbirlerini itmesi gibi ters teperler.
-Düşman içerden olunca dış kapıya o kadar kilit vur ki bunun hiçbir anlamı ve koruyuculuğu yoktur.
-Sevdasının peşinden koşup Tahir olmak mı; yoksa sevdayı çilesiyle beraber çeken Nefes mi olmak zor?
-Atama bekleyen gönül erleri savaşta hücuma geçmeye bekleyen askerler gibidirler; yani her daim göreve hazırdılar. İhtiyaç varken bakanımız ve hükümetimiz düğmeye basacaktır. Sınıflar öğretmensiz kalmasın
-Hayali sınırlar çizenler iyi bilmelidir ki, sınırlar kalemle değil, yürekle ve bileğin buluştuğu imanlı vatanseverlerle çizilir.
-Hayatı atasözleri gibi çelişkili olanlar ve mangalda kül bırakmayacak vecizeler söylerken aslında deyimlerde olduğu gibi mecaz anlamlıdırlar; fakat onlar bu gerçeğin farkında değillerdir.
-Tüm dünyaya biz varız, Osmanlıyız, Türk’üz, İslamin kalesi, Ortadoğu’nun güvencesi ve insanlık âlemine barış getirebilecek tek ülkesi olduğumuzu söylemenin şimdi vaktidir.
-Ülkesi için yanan yüreklerin olaylar karşısında nasıl gözyaşı döktüğünü görmek istemedikten sonra hiçbir şeyi anlayamasın
-Dünyadaki en büyük servet gönüllerde yer almaktır; zira gönülde olmayanı dil konuşmaz, kalem yazma, kulak duymaz, gözde görmezmiş.
-Verilmiş diye israf etmemeli insan; aksine gözler yaş, dudaklar zikir, kalp tasdikle nimete şükretmeli, hakkı çokça anmalıdır.
-Hayatı tek başına yaşamaya çalışanları gördükten sonra yine şunu dedim ki iyi dostlarım var. Paylaşıyor ve paylaşıyoruz.
-Ne güzeldir kız çocuğu sahibi olmak, neden mi erkek çocuğu sokağı tanıyıncaya, kız çocuğu ahirete kadar sizinledir.
-Dostlar alfabede ki harfler ve sayı doğrusundaki rakamlar gibidir; ama bir farkla değerleriyle..
-Öğrendim ki tarih sadece hakikatleri değil, hakikat olmayanları da yazıyor ve bunu hakikat olarak anlatıyormuş.
-Anneme göre evlat, dedeme göre torun, eşime göre koca, çocuklarıma göre baba, amca-dayıma göre yeğen, yeğenlerime göre amca-dayı, öğrencilerime göre öğretmen, yayınevine göre yazar, kayınpederime göre damat, esnafa göre müşteri sen anlat Karadeniz yükümüz ağır değil mi? Bütün bunlara rağmen asıl olan Rabbime göre kul olabilmektedir.
-Takıntısı olan insanlara takılmayın, takıntılarda takılı kalır hayatı takıntılara takılı olarak zira takip edemezsiniz.
-Bugün ki insanoğlunun en büyük hastalığı zihinlerde fikirlerin değil, insanların tartışılmasıdır.
-Türkiye kazanacak; çünkü gençlere çizdiğimiz hedef belli, yol belli, milli ve yerli değerlere bağlı ekonomi
-Batıya hayranlık duyanlar, tarihimizin arka odasından haberdar olmayanlardır.
-Güzel bir şey yaz rüzgârın haberi olsun ki uğultudan dostlar kötü sözler duymasın, Güzel bir şey yaz suyun haberin olsun ki gönüller temizlensin, Güzel bir şey yaz güneşin haberi olsun ki umudunu yitirenleri tekrar hayata ısıtsın
-Kapıları çarpıp, gönülleri kırarak ilerleyenler dikkat edin gün gelir ne çıkacağız kapı ne de gireceğiniz kalp kalır.
-Karar alanlar ile kararı uygulayanlar arasında kararlı bir ittifak yoksa alınan karar kafalara göre uygulanıyor bunun da kimseye karı olmuyor. Kazanan sadece uygulayanlar oluyor.
-Gün ağarmasından gün batımına kadar önce millet önce memleket diyenler varsa bu ülkede, korkmayın hesabı olan değil, davası olan kazanır.
-Zilin çalmasını bekleyenler ile zil çalmadan hareket edenler, elbette aşılması zor dağları aynı yollardan geçmeyecektir.
-Dünyaya başkalarının baktığı gözden değil, sadece kendi baktıkları gözden bakanlar, artı ve eksi yönlerin birbirlerini itmesi gibi ters teperler.
-Düşman içerden olunca dış kapıya o kadar kilit vur ki bunun hiçbir anlamı ve koruyuculuğu yoktur.
-Sevdasının peşinden koşup Tahir olmak mı; yoksa sevdayı çilesiyle beraber çeken Nefes mi olmak zor?
-Atama bekleyen gönül erleri savaşta hücuma geçmeye bekleyen askerler gibidirler; yani her daim göreve hazırdılar. İhtiyaç varken bakanımız ve hükümetimiz düğmeye basacaktır. Sınıflar öğretmensiz kalmasın