![Reklam](https://www.gazetepusula.net/images/reklam/yeni-5.jpg)
Yaşadığımız felaketin 11. günündeyiz. Acımızın tarifi yok. Enkazdan çıkarılan her bir canla birlikte bir nebze olsun yaşadığımız acıyı unutuyor, umutlarımızı tazeliyoruz. Her bir depremin adından gencinden yaşlısına mutlak suretle duyduğumuz cümledir aslında ‘’Japonya’da çok daha büyük ölçekli depremler olmasına rağmen nasıl oluyor da bu kadar yıkım olmuyor?’’ İşte geçen haftaki yazımın ve belki bundan sonraki birkaç hafta da devamı olacak şekilde irdelediğim bu sorunun cevabını siz kıymetli okurlarımızla paylaşacağım. Uzunca bir araştırmanın ve kafa yormanın sonunda vardığım bu bilgilerin özellikle eksikliklerimizi görmemiz açısından çok faydalı olacağı kanaatindeyim. Japonya bulunduğu coğrafi konumu dolayısıyla sık sık gerek deprem ve gerekse de tsunami gibi doğal afetlerle karşılaşan bir diğer ülkedir. Bu nedenle yaşamış olduğu bu deneyimler sonucunda doğal afetler hakkında detaylı yasalara sahip olmuştur. Japonya’nın 11 Mart 2011 tarihinde yaşadığı ve şiddeti 9.0 büyüklüğünde olan depremde bu mevzuatların yeterli olmadığı anlaşılmıştır. Çünkü yaşanan depremin ardından meydana gelen tsunami ve tsunaminin sebep olacağı nükleer tehlike aynı anda meydana geldiği için doğal afetler karşısında alınan önlemlerin yetersiz kaldığı gözlenmiştir. Aslında aynı anda 10 ilde yaşadığımız acı da bu durumu bize sorgulatmaya başlatmıştır.. Zira çok büyük bir alana yayılmış olan bu deprem yasal olarak yeterli olmadığımızı gözler önüne sermiştrir. Japonya da 2011 sonrasında çok kapsamlı bir yasal düzenleme yapmaya gitmiştir. 11 Mart 2011’de Miyagi Eyaletinin doğusunda meydana gelen 9.0 büyüklüğündeki deprem Japonya’da meydana gelen ve o zamana kadar kaydedilen en güçlü depremdir. Öyle ki bu deprem dünyadaki en güçlü dördüncü deprem olarak kayıtlara geçmiştir. Yaşanan deprem sonucunda, Japonya’nın doğusu hasar görmüş ve 400.000’den fazla bina yerle bir olmuştur. Karayolları, demiryolları hasar gömüş, köprüler işlemez hale gelmiştir. Alınan tüm bu hukuki önlemlere rağmen 20.000 kişi hayatını kaybetmiştir. Yazımı kaleme aldığım şu saatlerde, ülkemizde yaşadığımız bu depremde can kaybımızın 36.000 cana yaklaştığını düşündüğümüzde bu depremin verdiği zarar ile bizimde artık birtakım önlemler alma zamanımızın geldiğini gözler önüne sermektedir. Deprem bir doğa olayı olarak jeologların ilgi alanında olsa da meydana getirdiği yıkımlar nedeniyle hukukun da ilgi alanına girmektedir. Bir doğa olayı olarak depremin hukukun ilgi alanına nasıl girdiğine baktığımızda depremin ortaya çıkarabileceği olumsuz durumlara karşı ve bu olumsuzlukları ortadan kaldırmayı amaçlanmaktadır. İşte herkesin örnek gösterdiği Japonya yaşamış olduğu bu doğal afetler neticesinde çok detaylı olarak deprem hakkında yasal düzenlemeler meydana getirmiştir. Japonya’da 1961 tarihinde Afete Karşı Önlemler Temel Yasası yürürlüğe girmiştir. Bu yasayla Japonya olası bir afet durumunda merkezi yönetimin ve yerel yönetimlerin rollerini ve sorumluluklarını açıkça tanımlamaktadır. (devam edecek…)
Av.Selçuk YILDIZ
Av.Selçuk YILDIZ