
Korona tanıştırdı..
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından dolayı eve kapandığımız ve bir an önce normalleşmenin sağlanmasını beklediğimiz bugünlerde elbette ki yeni yeni alışkanlıklar edindik, yeni kimseler ile tanıştık, yeni bir düzene geçiş için pozisyon almaya başlıyoruz. Kuşkusuz evde kalınan zamanlarda her birey kendi iş koluna göre bir takım etkinlikler yaparak gününü değerlendirirken, bir çoğumuz da farklı farklı tarzda müzikler dinledik, televizyon seyrettik, kitaplar okuduk, yemek yaptık, ev işlerine yardımcı olduk. Hayatımızda olmadığı kadar evde olduğumuz zamanlardı bunlar. Galiba ben en çok o televizyon izleyenlerden biri oldum. Belki de ilk defa bu kadar çok televizyonun karşısına geçtiydim. Tekrar edilen bir çok filmi izlediğim gibi ilk defa seyrettiğim film veya proğramlar oldu. Bunların içinde yemek proğramları, yeninden yayınlanan eski maçlar da dahil. Ama ne yalan söyleyeyim, Ramazandan dolayı da olsa gerek öncelik televizyondu ilgi alanım. Büyük bir zamanımı televizyonun karşısında geçirdim. Bu süre zarfında bir çok güzelliğe tanık olduğum gibi, artık herkes gibi ben de alışkanlıklar edindim ve iyi ki de edindiğimi düşünüyorum.
***
Mesela DMAX kanalıyla tanıştım. Türkçe dublajın yapıldığı ve büyük emeklerin verildiği süper ötesi bir yabancı televizyon. Sayesinde Antika Avcısı Drew Pritchard’ı, yine aynı kanalda İnsan Ayıya Karşı’nın sunucusu Bilgehan Demir’i, ödüllü havuz tasarımcısı Lucas Congdon’u tanıdım. İşlerinin ustası. TLS kanalı var. Pastacılar Kralına bayıldım. Ağır Kardeşler’de Dr. Nowzaradan’ın hayranı oldum adeta. TRT Belgesel’de Boşnak sunucu Reshad Strek’i iyi ki tanıdım. Ailenin yeni üyesi adlı proğramında bizleri hiç bilmediğimiz ülkelere götürüyor. Show TV’de Güldür Güldür Show’un bütün bölümlerini izledim, senaryolar harika, oyuncular ondan da harika. Acun Ilıcalı’ın meşhur Survivor’u hiç bu kadar çok izlememiştim. Özellikle Gönüllüler takımından Evrim Keklik’i çok tutuyorum, harbi kız. FOX TV’de Fatih Savaş’ı tanıtım, sahur proğramı ile. Çok beğeniyorum onu. Sade, sempatik bir din adamı. Yıldırım Budak’ı keşfettim, Horasanlı olduğu söylenen bu ama sanatçıya bayıldım, bütün parçalarını youtube’den indirip dinledim. Ayrıca Ahmet Cinisli’yi tanıdım bu geçen sürede, özellikle facebook’da ki inanılmaz lezzetli paylaşımlarına bayılıyorum. Arkadaşınız değilse hemen olun. Özellikle Erzurum’un değerleri ile ilgili süper paylaşımları var, hiçbir menfaat gözetmeksizin..

---
Hüsam amca asıl şimdi vefat etti!
Erzurum’un ilçelerindeki en eski hastanelerinden biriydi. Çocukluk ve gençlik yıllarımda çoğu kez gitmişliğim, ilk kanımı orada vermişliğim, ilk yaramın orada tedavi edildiği, son dönemlerinde cerrahi müdahalelerin bile yapılmaya başlandığı bir hastaneydi. Bugüne kadar görev yapmış doktor ve hemşirelerinin değil ama Prof.Dr.Hakan Hadi Kadıoğlu’nun babası Hüsam amca ile özdeşleşen bir yerdi orası. Her tarafa sinen ilaç kokusunun olduğu iğneci Hüsam amcanın yeriydi orası. Hemen de ilçenin girişindeydi ve tek blok lojmanı, bahçesiyle de bayağı bir geniş alan üzerinde kuruluydu. Cumhuriyet ile yaşıttı, adeta cumhuriyetin sembolü bir binaydı. İçimi yine cız eden bir haberdi. Bir süre önce Hüsam amca vefat etmişti, bu haber onun ikinci vefatı gibi geldi bana. Pasinler Sağlık Ocağı binası da yıkıldı ve ben gibi bir çok Hasankalelinin de yüreğinin sızladığı bir yıkım oldu bu da. Tıpkı hatıralarımızda yaşayan bir çoğu gibi. Şu veya bu şekilde yıkılmış olmasının birileri haklı gerekçesini mutlaka ortaya koyacaktır. Ama bildiğimiz bir şey var ki tıpkı anne, babalarımız gibi çok yakından bir tanıdığımız daha vefat ediyor, hayata gözlerini yumuyor. Çok üzüldüm çok, anlatamam.. Sanırım sırada yine bir çoğumuzun hatıralarının olduğu Gar binasında. İnşallah bir sabah da kalktığımızda orasının yıkıldığı haberiyle karşılaşmayız…

---

Galiba dünyada bir ilk’iz!
Ben Türkiye’nin en genç sporculara sahip milli takımının bizim Sürat Pateni Milli takımı olduğunu bilirdim ama sadece ülkemizde değil, galiba dünyada da bir ilk’miş! Türkiye Buz Pateni Federasyonu Başkanı Gökhan Özdemir ile görüştüğümde o da aynını söyledi ki artık tam inandım. Arkadan gümbür gümbür gelen, gıpta ile seyredilen, gelecek için ümit vadeden bir milli takımımızın olması kadar güzel bir şey olmaz herhalde. Toplamda 11 sporcunun yeraldığı Sürat Pateni Milli takımında 2 sporcumuz hariç, diğerleri 20 yaşın altında. Sadece milli sporcularımız Fırat Yardımcı ve Tunay Şimşek 20 yaş üstü sporcu iken, diğer sporcularımızın doğum tarihleri 2001 ile 2006 arasında. Furkan Akar, Muhammet Emir Han, Murat Tahtacı 2002 , Melik Cebenay, Salihcan Kezer 2004, Yusuf Buğra Demirtaş ile Aybüke Han 2005, Metehan Atan ise 2001 doğumlu. Şu anda en küçük sporcumuz 2006 doğumuyla Damla Akan. Koronavirüs sebebiyle uzun bir süredir buz çalışması yapmayan ve ülkesi Polonya’da bulunan antrenör Anna Lukanova’nın talimatları ile evde çalışan sporcularımızın genç oluşu İSU’nun da dikkatini çekmiş bulunuyor. Uluslararası Buz Federasyonu ISU Konsey üyesi Stoytcho Stoytchev de Federasyon Başkanımız Gökhan Özdemir’i kutlamış ve ‘’Çok genç bir jenerasyon yakaladınız. Sizleri dikkatle izliyoruz. Sanıyorum yakın bir zamanda buzda hegemonya kuracaksınız’’ demiş. Elbette ki milli takım sporcularımızdan Kocaelili Tunay Şimşek hariç diğer sporcuların Erzurumlu olması da artık ayrı bir gurur kaynağı olsa gerek!

--
Dadaş hoş olmuş da klip olmamış
Bir komiser yardımcısı, farkındalık oluşturmak amacıyla hepimizin dilinde pelesenk olan Hele Dadaş hoş musan türküsünden esinlenerek koronavirüse gönderme yapan bir türkü yazmış. "Hele dadaş evde kal, korona var, virüs var / Gene gezip tozirsan vallah bunda var vebal / Boş kalsın çarşı pazar, vallah evde hayat var / Aman dadaş evde kal, sabret yakındır bahar / Hele dadaş evde kal, korona var, virüs var sözlerinin yeraldığı türküyü Erzurumlu yerel sanatçı Serdar Akçelik de seslendirmiş. Sanıyorum bu hoş parçayı dinlemişsinizdir. Youtube’de var, dinlememişseniz illa ki dinleyin. Ne varki bu kadar güzellik içinde çekilen klibi beğendiğimi söyleyemem. Böylesine güzel bir çalışmaya o görüntüler pek oturmamış. Özen gösterilmemiş, bir an önce çekilsin bitsin diye gerçekleşmiş bir klip olmuş. Böylesine güzel sözlerden oluşan ve de iyi seslendirilmiş bir parçaya öyle sıradan bir görüntüler mi çekilir Allah aşkına. Üç gün daha beklense, acele edilmese çok daha iyi bir klip çıkardı diye düşünüyorum. Bir defa Erzurum’u ve evde kalmayı çok anlatan bir klip olmadığı gibi insan biraz zahmete girer, çok daha sanatçının da yeraldığı renkli görüntülere yer verilirdi. Bu benim son kararımdır.

---

Üneş’in boynunun borcu!
Büyükşehir Belediye Erzurumspor Başkanı Hüseyin Üneş, özellikle temsil yeteneği ile kısa süre içerisinde başkanlık görevi için ‘biçilmiş kaftan’ olduğunu gösterdi. Özellikle insani ilişkileri de üst düzeyde olan, sempatikliği ile onu tanıyan herkesin gönlünde taht kuran Hüseyin Üneş’in bildiğimiz kadarıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile de ilişkileri gayet iyi ve aralarından su sızmıyor. Sürekli irtibat halindeler ve özellikle Üneş, yaşansa dahi hiçbir ekonomik sıkıntıyı Sekmen’e hissettirmemeye de özen gösteriyor. Koronavirüs sebebiyle ara verilen ligin yeniden başlamasını bekleyen Üneş kadar sanmam ki başka birisi lig başlasın ve bitsin istesin. Başlamasını ve bir an önce bitmesini çok istiyor çünkü Üneş’in bayağı bir acelesi var! Kulüpte en son başkanlık yapan Ali Demirhan, Dilaver Yılmaz ve Mevlüt Doğan’ın aksine halen bunları içinde tek küme düşüren başkan olarak biliniyor ve bu özelliğinden kurtulmayı çok ama çok arzu ediyor. O açıdan da bu sezon bir şekilde süper lige çıkılması Hüseyin Üneş’in bir yerde boynunun borcu!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Siyah da beyazın zıttıdır ama yanına en çok o yakışır!
DUVARIN DİLİ : Dayı, şu hayalleri siyah bir poşete koy da kimse görmesin!
Tüm dünyayı etkisi altına alan koronavirüs salgınından dolayı eve kapandığımız ve bir an önce normalleşmenin sağlanmasını beklediğimiz bugünlerde elbette ki yeni yeni alışkanlıklar edindik, yeni kimseler ile tanıştık, yeni bir düzene geçiş için pozisyon almaya başlıyoruz. Kuşkusuz evde kalınan zamanlarda her birey kendi iş koluna göre bir takım etkinlikler yaparak gününü değerlendirirken, bir çoğumuz da farklı farklı tarzda müzikler dinledik, televizyon seyrettik, kitaplar okuduk, yemek yaptık, ev işlerine yardımcı olduk. Hayatımızda olmadığı kadar evde olduğumuz zamanlardı bunlar. Galiba ben en çok o televizyon izleyenlerden biri oldum. Belki de ilk defa bu kadar çok televizyonun karşısına geçtiydim. Tekrar edilen bir çok filmi izlediğim gibi ilk defa seyrettiğim film veya proğramlar oldu. Bunların içinde yemek proğramları, yeninden yayınlanan eski maçlar da dahil. Ama ne yalan söyleyeyim, Ramazandan dolayı da olsa gerek öncelik televizyondu ilgi alanım. Büyük bir zamanımı televizyonun karşısında geçirdim. Bu süre zarfında bir çok güzelliğe tanık olduğum gibi, artık herkes gibi ben de alışkanlıklar edindim ve iyi ki de edindiğimi düşünüyorum.
***
Mesela DMAX kanalıyla tanıştım. Türkçe dublajın yapıldığı ve büyük emeklerin verildiği süper ötesi bir yabancı televizyon. Sayesinde Antika Avcısı Drew Pritchard’ı, yine aynı kanalda İnsan Ayıya Karşı’nın sunucusu Bilgehan Demir’i, ödüllü havuz tasarımcısı Lucas Congdon’u tanıdım. İşlerinin ustası. TLS kanalı var. Pastacılar Kralına bayıldım. Ağır Kardeşler’de Dr. Nowzaradan’ın hayranı oldum adeta. TRT Belgesel’de Boşnak sunucu Reshad Strek’i iyi ki tanıdım. Ailenin yeni üyesi adlı proğramında bizleri hiç bilmediğimiz ülkelere götürüyor. Show TV’de Güldür Güldür Show’un bütün bölümlerini izledim, senaryolar harika, oyuncular ondan da harika. Acun Ilıcalı’ın meşhur Survivor’u hiç bu kadar çok izlememiştim. Özellikle Gönüllüler takımından Evrim Keklik’i çok tutuyorum, harbi kız. FOX TV’de Fatih Savaş’ı tanıtım, sahur proğramı ile. Çok beğeniyorum onu. Sade, sempatik bir din adamı. Yıldırım Budak’ı keşfettim, Horasanlı olduğu söylenen bu ama sanatçıya bayıldım, bütün parçalarını youtube’den indirip dinledim. Ayrıca Ahmet Cinisli’yi tanıdım bu geçen sürede, özellikle facebook’da ki inanılmaz lezzetli paylaşımlarına bayılıyorum. Arkadaşınız değilse hemen olun. Özellikle Erzurum’un değerleri ile ilgili süper paylaşımları var, hiçbir menfaat gözetmeksizin..

---
Hüsam amca asıl şimdi vefat etti!
Erzurum’un ilçelerindeki en eski hastanelerinden biriydi. Çocukluk ve gençlik yıllarımda çoğu kez gitmişliğim, ilk kanımı orada vermişliğim, ilk yaramın orada tedavi edildiği, son dönemlerinde cerrahi müdahalelerin bile yapılmaya başlandığı bir hastaneydi. Bugüne kadar görev yapmış doktor ve hemşirelerinin değil ama Prof.Dr.Hakan Hadi Kadıoğlu’nun babası Hüsam amca ile özdeşleşen bir yerdi orası. Her tarafa sinen ilaç kokusunun olduğu iğneci Hüsam amcanın yeriydi orası. Hemen de ilçenin girişindeydi ve tek blok lojmanı, bahçesiyle de bayağı bir geniş alan üzerinde kuruluydu. Cumhuriyet ile yaşıttı, adeta cumhuriyetin sembolü bir binaydı. İçimi yine cız eden bir haberdi. Bir süre önce Hüsam amca vefat etmişti, bu haber onun ikinci vefatı gibi geldi bana. Pasinler Sağlık Ocağı binası da yıkıldı ve ben gibi bir çok Hasankalelinin de yüreğinin sızladığı bir yıkım oldu bu da. Tıpkı hatıralarımızda yaşayan bir çoğu gibi. Şu veya bu şekilde yıkılmış olmasının birileri haklı gerekçesini mutlaka ortaya koyacaktır. Ama bildiğimiz bir şey var ki tıpkı anne, babalarımız gibi çok yakından bir tanıdığımız daha vefat ediyor, hayata gözlerini yumuyor. Çok üzüldüm çok, anlatamam.. Sanırım sırada yine bir çoğumuzun hatıralarının olduğu Gar binasında. İnşallah bir sabah da kalktığımızda orasının yıkıldığı haberiyle karşılaşmayız…

---

Galiba dünyada bir ilk’iz!
Ben Türkiye’nin en genç sporculara sahip milli takımının bizim Sürat Pateni Milli takımı olduğunu bilirdim ama sadece ülkemizde değil, galiba dünyada da bir ilk’miş! Türkiye Buz Pateni Federasyonu Başkanı Gökhan Özdemir ile görüştüğümde o da aynını söyledi ki artık tam inandım. Arkadan gümbür gümbür gelen, gıpta ile seyredilen, gelecek için ümit vadeden bir milli takımımızın olması kadar güzel bir şey olmaz herhalde. Toplamda 11 sporcunun yeraldığı Sürat Pateni Milli takımında 2 sporcumuz hariç, diğerleri 20 yaşın altında. Sadece milli sporcularımız Fırat Yardımcı ve Tunay Şimşek 20 yaş üstü sporcu iken, diğer sporcularımızın doğum tarihleri 2001 ile 2006 arasında. Furkan Akar, Muhammet Emir Han, Murat Tahtacı 2002 , Melik Cebenay, Salihcan Kezer 2004, Yusuf Buğra Demirtaş ile Aybüke Han 2005, Metehan Atan ise 2001 doğumlu. Şu anda en küçük sporcumuz 2006 doğumuyla Damla Akan. Koronavirüs sebebiyle uzun bir süredir buz çalışması yapmayan ve ülkesi Polonya’da bulunan antrenör Anna Lukanova’nın talimatları ile evde çalışan sporcularımızın genç oluşu İSU’nun da dikkatini çekmiş bulunuyor. Uluslararası Buz Federasyonu ISU Konsey üyesi Stoytcho Stoytchev de Federasyon Başkanımız Gökhan Özdemir’i kutlamış ve ‘’Çok genç bir jenerasyon yakaladınız. Sizleri dikkatle izliyoruz. Sanıyorum yakın bir zamanda buzda hegemonya kuracaksınız’’ demiş. Elbette ki milli takım sporcularımızdan Kocaelili Tunay Şimşek hariç diğer sporcuların Erzurumlu olması da artık ayrı bir gurur kaynağı olsa gerek!

--
Dadaş hoş olmuş da klip olmamış
Bir komiser yardımcısı, farkındalık oluşturmak amacıyla hepimizin dilinde pelesenk olan Hele Dadaş hoş musan türküsünden esinlenerek koronavirüse gönderme yapan bir türkü yazmış. "Hele dadaş evde kal, korona var, virüs var / Gene gezip tozirsan vallah bunda var vebal / Boş kalsın çarşı pazar, vallah evde hayat var / Aman dadaş evde kal, sabret yakındır bahar / Hele dadaş evde kal, korona var, virüs var sözlerinin yeraldığı türküyü Erzurumlu yerel sanatçı Serdar Akçelik de seslendirmiş. Sanıyorum bu hoş parçayı dinlemişsinizdir. Youtube’de var, dinlememişseniz illa ki dinleyin. Ne varki bu kadar güzellik içinde çekilen klibi beğendiğimi söyleyemem. Böylesine güzel bir çalışmaya o görüntüler pek oturmamış. Özen gösterilmemiş, bir an önce çekilsin bitsin diye gerçekleşmiş bir klip olmuş. Böylesine güzel sözlerden oluşan ve de iyi seslendirilmiş bir parçaya öyle sıradan bir görüntüler mi çekilir Allah aşkına. Üç gün daha beklense, acele edilmese çok daha iyi bir klip çıkardı diye düşünüyorum. Bir defa Erzurum’u ve evde kalmayı çok anlatan bir klip olmadığı gibi insan biraz zahmete girer, çok daha sanatçının da yeraldığı renkli görüntülere yer verilirdi. Bu benim son kararımdır.

---

Üneş’in boynunun borcu!
Büyükşehir Belediye Erzurumspor Başkanı Hüseyin Üneş, özellikle temsil yeteneği ile kısa süre içerisinde başkanlık görevi için ‘biçilmiş kaftan’ olduğunu gösterdi. Özellikle insani ilişkileri de üst düzeyde olan, sempatikliği ile onu tanıyan herkesin gönlünde taht kuran Hüseyin Üneş’in bildiğimiz kadarıyla Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen ile de ilişkileri gayet iyi ve aralarından su sızmıyor. Sürekli irtibat halindeler ve özellikle Üneş, yaşansa dahi hiçbir ekonomik sıkıntıyı Sekmen’e hissettirmemeye de özen gösteriyor. Koronavirüs sebebiyle ara verilen ligin yeniden başlamasını bekleyen Üneş kadar sanmam ki başka birisi lig başlasın ve bitsin istesin. Başlamasını ve bir an önce bitmesini çok istiyor çünkü Üneş’in bayağı bir acelesi var! Kulüpte en son başkanlık yapan Ali Demirhan, Dilaver Yılmaz ve Mevlüt Doğan’ın aksine halen bunları içinde tek küme düşüren başkan olarak biliniyor ve bu özelliğinden kurtulmayı çok ama çok arzu ediyor. O açıdan da bu sezon bir şekilde süper lige çıkılması Hüseyin Üneş’in bir yerde boynunun borcu!
--
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Siyah da beyazın zıttıdır ama yanına en çok o yakışır!
DUVARIN DİLİ : Dayı, şu hayalleri siyah bir poşete koy da kimse görmesin!