Sosyal Güvenlik Kurumu ile Diyanet İşleri Başkanlığı arasında yapılan anlaşma ile 15 ilde İmamlar, sigortasız çalıştırmanın hırsızlık olduğunu anlatacakmış. Hatta ilk uygulama Antalya’da yapılmış. Kayıt dışıyla mücadelede görev alacak imamlar, kişileri 1 ay sigortasız çalıştırmanın, işçinin cebinden 500 TL çalmakla aynı anlama geldiğini cemaate anlatacakmış.
Teorik olarak kulağa hoş geliyor ama günümüz ekonomi dünyasında geçerliliği olmayan bir iş, açıklayayım.
Çoğu vatandaşımız beş vakit kılmasa bile Cuma Namazını kaçırmaz. Her Cuma imamlar, Diyanetin belirlediği konularda hutbe okurlar. Okunan bu hutbeler bazen devletin resmi kurumlarının uygulamaları ile örtüşmez.
Mesela Milli Piyango konusu, bu hususta sayısız fetva verilmiştir. Kumara girdiği ve haksız kazanç olduğu hemen her yılbaşı arifesinde anlatılmıştır. Ancak görüyoruz ki yılbaşına az bir zaman kala tüm biletler tükenmiş…
Diyanetin ısrarla altını en çok çizdiği konu namazdır. Ancak Cuma Namazını kıldıran imamın selam vermesi ile cemaat yarı yarıya camiyi boşaltır…
Diyanet yıllar yılı kul hakkının, dedikodunun dinimizde büyük günah olduğunu anlatır. Cemaat hak verir ama adliyelerde bu davalardan hâkimler başını kaldıramaz.
Diyanet, ‘yılbaşı gavur adeti ey Müslümanlar yeni yılı kutlamayın’ der. Evler süslenmiş çam ağacından geçilmez, devlet yeni yıl sabahını resmi tatil ilan eder...
Diyanet, zinanın büyük günahlardan olduğu anlatır. Oysa genelevler devlet kontrolündedir ve zina bu ülkede suç değildir. Zinaya elaman ve yer temin etmek suçtur.
Bunların sayısını artırabiliriz. Camide dinlediğini yapmayanın konferansta ıslah olmasını beklemek tuhaftır.
Devletin yasalarla belirlediği ve uyguladığı konuların dinen suç olarak anlatılmasının gerçek hayatta yeri yoktur. Devletin bir kurumunun kötü, feci, suç dediğine diğer bir kurumunun izin vermesi anlaşılır değil.
Verginin altında ezilmemek için kul hakkına girenlere durumu anlatmak yerine o insanları bu yola sevk eden nedenleri ortadan kaldırmak daha doğru olmaz mı? Zira bunun yapan zaten ne yaptığını biliyor, Kuran-ı Kerimi gözüne soksan ne çare…
Bunlar olmadan değil 15 ilde konferans düzenlemek her gün avazımız çıktığı kadar, ‘sigortasız işçi çalıştırmak bir insanın cebinden para çalmakla eş değer diye bağırsak’ nafile...
Teorik olarak kulağa hoş geliyor ama günümüz ekonomi dünyasında geçerliliği olmayan bir iş, açıklayayım.
Çoğu vatandaşımız beş vakit kılmasa bile Cuma Namazını kaçırmaz. Her Cuma imamlar, Diyanetin belirlediği konularda hutbe okurlar. Okunan bu hutbeler bazen devletin resmi kurumlarının uygulamaları ile örtüşmez.
Mesela Milli Piyango konusu, bu hususta sayısız fetva verilmiştir. Kumara girdiği ve haksız kazanç olduğu hemen her yılbaşı arifesinde anlatılmıştır. Ancak görüyoruz ki yılbaşına az bir zaman kala tüm biletler tükenmiş…
Diyanetin ısrarla altını en çok çizdiği konu namazdır. Ancak Cuma Namazını kıldıran imamın selam vermesi ile cemaat yarı yarıya camiyi boşaltır…
Diyanet yıllar yılı kul hakkının, dedikodunun dinimizde büyük günah olduğunu anlatır. Cemaat hak verir ama adliyelerde bu davalardan hâkimler başını kaldıramaz.
Diyanet, ‘yılbaşı gavur adeti ey Müslümanlar yeni yılı kutlamayın’ der. Evler süslenmiş çam ağacından geçilmez, devlet yeni yıl sabahını resmi tatil ilan eder...
Diyanet, zinanın büyük günahlardan olduğu anlatır. Oysa genelevler devlet kontrolündedir ve zina bu ülkede suç değildir. Zinaya elaman ve yer temin etmek suçtur.
Bunların sayısını artırabiliriz. Camide dinlediğini yapmayanın konferansta ıslah olmasını beklemek tuhaftır.
Devletin yasalarla belirlediği ve uyguladığı konuların dinen suç olarak anlatılmasının gerçek hayatta yeri yoktur. Devletin bir kurumunun kötü, feci, suç dediğine diğer bir kurumunun izin vermesi anlaşılır değil.
Verginin altında ezilmemek için kul hakkına girenlere durumu anlatmak yerine o insanları bu yola sevk eden nedenleri ortadan kaldırmak daha doğru olmaz mı? Zira bunun yapan zaten ne yaptığını biliyor, Kuran-ı Kerimi gözüne soksan ne çare…
Bunlar olmadan değil 15 ilde konferans düzenlemek her gün avazımız çıktığı kadar, ‘sigortasız işçi çalıştırmak bir insanın cebinden para çalmakla eş değer diye bağırsak’ nafile...