Hayatının her alanında Müslümanlara örnek olan Peygamberimiz, (SAV) en yakınındakilere hatta akrabalarına dahi diğer sahabelerinden farklı davranmamış, hiçbir zaman imtiyaz göstermemiştir. Öyle ki gerçekten ihtiyaç sahibi olsalar bile önceliği diğer Müslümanlara vermiş, bu yönü ile de günümüze ışık olmuştur.
Kızı Hz. Fatma (ra) son derece sıkıntılı bir evlilik yaşamı sürmektedir. Kocası Hz. Ali (ra)'nin anlatımıyla:
"Evimizde hizmetçi yoktu. Bütün işlerini bizzat Fatma kendisi yapıyordu. Zaten, bütünü bir tek odadan ibaret olan bir hücrecikte kalıyorduk. O hücrecikte, Fatma ocağı yakar ve yemek pişirmeye çalışırdı. Çok kere, ateşi alevlendirmek için eğilip üflerken, ateşten çıkan kıvılcımlar benek benek elbisesini yakardı. Onun için elbisesi delik deşik olmuştu. Yaptığı sadece bu değildi. Ekmek yapmak, evin ihtiyacı olan suyu taşımak da onun yüklendiği işlerdendi. Ayrıca değirmen taşını çevire çevire eli, su taşıya taşıya da sırtı nasır bağlamıştı."
O günlerde Medine'ye savaş esirleri getirilir. Bunlar ihtiyacı olan Müslümanlar arasında ev işlerine yardım etmeleri için dağıtılmaktadır. Hz. Ali (ra)eşine:
“Git babandan bir tane de bizim için iste." der.
Hz. Fatma (ra) ister. Fakat peygamber babanın cevabı olumsuzdur.
"Kızım" der "Mescid'te yatıp, kalkan, öğrenimle meşgul olan fakir arkadaşlarımın ihtiyacı senden önceliklidir. Kusura bakma onlarınkini gidermeden, senin için bir şey yapamam."
Saadet Asrından
Abdullah b. Amr b. Âs (r.a.)’tan rivayete göre Peygamberimiz (s.a.) şöyle buyurmuştur:
“Kim (kirli taraflarını) yıkar ve gusleder, daha sonra erkence (camiye) gider, (imama) yakın oturur, (onu) güzelce dinlerse attığı her bir adım karşılığında ona bir yıllık namaz ve bir yıllık oruç sevabı yazılır.” [Ahmed, Müsned, II, 209]