Erzurum'da FETÖ'nün 'mahrem asker' yapılanmasına yönelik açılan davada tutuksuz yargılanan ve itirafçı olan Tabip Albay İ.Y., "Şemsettin kod isimli kişi beni İstanbul'da bir yurtta Fetullah Gülen ile tanıştırdı. Gülen bana 'Siz önemli bir misyon üslendiniz. İşiniz kendinizi belli etmeyin, verilen görevleri yapın. Kendinizi gizlemek için gerekirse içki de içebilirsiniz. Hatta eşiniz kapalı ise başını açın, günah olmaz. Olsa bile ben üstleniyorum' dedi. 2013'de ise Pensilvanya'ya gittik. Tuğgeneral olan Prof. Dr. Mehmet Zeki Kıralp'in generallik rütbesini Gülen benim yanımda dua okuyarak taktı" dedi.
FETÖ'nün Erzurum'daki mahrem asker yapılanmasına yönelik soruşturma tamamlandı ve 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Aralarında askeri doktor, rütbeli asker, mahrem imam ve eşlerinin de bulunduğu 11'i tutuklu 27 sanık hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından 7.5 yıldan ağırlaştırılmış müebbete kadar hapis cezası istendi.
İtirafçı olan Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesi Baştabip Yardımcısı Albay İ.Y. iddianamede yer alan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerince örgüt ile ilgili ilginç bilgiler verdi. Tutuksuz yargılanan İ.Y., FETÖ'nün GATA'ya çok önem verdiğini anlattı. Örgütün yönlendirmesi ile GATA Tıp Fakültesi'ne girdiğini belirten İ.Y., İstanbul GATA Haydarpaşa genel cerrahi bölümünündeki dönemi şöyle anlattı:
"1996 yılında göreve başladıktan yaklaşık 1-2 ay kadar sonra Ankara'da tanıştığım, Şemsettin kod isimli kişi yanıma geldi. Gerçek ismini Mehmet olduğunu düşündüğüm Şemsettin kodun Yeni Sahra'da bilgisayar şirketi ve ev olarak kullandığı yere giderdik. Toplantılara devam ettik. Yanımızda aynı okul mezunu, aynı yerda ihtisas yaptığımız K.T. isimli öğrenci de vardı. Bize örgütte 'öğrenci', bizden sorumluya 'öğretmen ve imam' derlerdi. Bir müddet sonra Şemsettin beni Musa isimli biri ile tanıştırdı. Bu şahıs üniversite hazırlık kitaplarının basıldığı ve dağıtımının yapıldığı yerde çalıştığını biliyorum. Evi bize yakın olduğu için toplantılara bu şahsın evine gittim. Bana eğitim görevlisi olmam için sürekli baskı yaptılar. Şemsettin isimli şahıs beni Fetullah Gülen’in kaldığı Altunizade'de yurda götürdü ve tanıştırdı. Gülen bana 'Siz önemli bir misyon üslendiniz ki işiniz kendinizi belli etmeyin, verilen görevleri yapın. Kendinizi gizlemek için gerekirse içki de içebilirsiniz günah olmaz. Hatta eşiniz kapalı ise başını açın, günah olmaz. Olsa bile ben üstleniyorum' dedi. Bu davanın yüksek olmasından dolayı günah olmayacağını söyledi. 'Adam kazanın, kişilerle ilgilenin, kendinizi işinizde ön plana çıkarın' dedi. GATA'da öğretim elemanı olmanın cemaate büyük hizmeti olacağını, 'bu bir süreç bu makamlara gelirseniz dava kazanılacak' askeriye içerisinde elamanlarımızın olduğunu, gerektiğinde sınavlarda yardımcı olacaklarını, her tür sorunlarınızla ilgilenecekler' diye konuştu. Gittiğimiz yerde bir çok kişi vardı. Tek tek görüştürdüler, sadece ben Şemsettin ve Fetullah Gülen vardı. Yaklaşık 10-15 dakika görüştükten sonra kendisi toplu olarak salonda namaz kıldırdı. Gece çıktım kalmak yasaktı, bu durum ve toplantılar devam etti. Burada benden 'himmet' toplamaya başladılar. Yeni evlendiğim için benden fazla para almadılar. Verecek durumda değildim. Şemsettin'den o dönem borç para bile aldım. Ayrıca bütçemi düzeltmek amaçlı özel hastanelerde nöbet tutmaya başladım. Para kazanınca aldığım borcu ödedim ve himmetleri, kurban parası istediler verdim."
FETÖ'cü subaylara kolaylık
Bitlis'in Tatvan İlçesi'nde 2000 yılında görev yaptığı asker hastanesinde yaşananları da aktaran İ.Y., "Adilcevaz'da öğretmen olan bir şahıs beni hastanede buldu. Örgütle irtibatım yine başladı. Bu şahsın evine giderdik. Dönemin Uğur isimli valisine küçük bir ameliyat yapmıştım. Bu öğretmenin tayinini Adilcevaz'dan Tatvan İlçesine rica ettim yaptı. Bu dönemde adını hatırlamadığım öğretmen bana kurmaylık sınavına giren FETÖ/PDY mensubu subayların isimlerini verir, muayenede yardımcı olmamı ister, ben de yardımcı olurdum. Burada ilk defa böyle bir görev verdiler. Bu sürede yaklaşık 15-20 subayın muayenelerine yardımcı oldum. Muayeneden geçtiler, rutin toplantılar ve himmetler devam etti. Hatta sarılık hastalığı olan bir subayın muayeneden geçmesini doktorla görüşerek sağladım" diye konuştu.
Generallik rütbesini gülen takmış
2011 yılı Temmuz ayında Erzurum'a tayin edildiğini belirten İ.Y., şu an firari olan Tuğgeneral Mehmet Zeki Kıralp'in rütbesinin elebaşı Gülen tarafından takıldığını belirtti. İ.Y., Erzurum'da geçen süreç ile ilgili ise şunları söyledi:
"Burada M.T. benim öğretmenliğimi yaptı. Askerlerden sorumluydu. Bu grupta Baştabip S.E., askeri hastanede plastik cerrah Y.B. ve ben vardım. 2013 yılında örgüt beni ödüllendirmek için ABD'ye göndermek istedi. Ankara GATA'da öğretim görevlisi olan Doç. Albay M.U. ABD’deki kongreyi ayarladı. 2013 yılının Ekim ayı itibari ile 7 günlük kongreye ABD’ye gönderdiler. Pensilvanya’ya Fetullah Gülen’nin yanına götürdüler. Bu malikânede iki gece kaldım. Sürekli toplu vaziyetteydik, bir ara sadece içerde askeri personel kaldı. Kendi, bakıcısı ya da yardımcısı olan Cevdet kod bu durumu ayarladı. Ben ve İstanbul'da fizik tedavi doktoru, 2013 yılında Tuğgeneral olan Prof. Mehmet Zeki Kıralp da vardı. Generallik rütbesini Fetullah Gülen benim yanımda dua okuyarak taktı. 'Görevinizde başarılar diliyorum. Allah muhaffak etsin, daha üst görevlere gelirsiniz inşallah' dedi ve bana dönerek nerede görev yaptığımı sordu. Ben de kendisine 'sizin memleketinizde görev yapıyorum' dedim. Bana 'Erzurum nasıl?' diye sordu. Kendisine Erzurum hakkında hava ve sudan bahsettim. Bana rütbemi sordu, albay olduğumu söyledim. 'Bu abin gibi inşallah general olursun' dedi. Yaklaşık 10 dakika sürdü ve 2 gün sonra buradan ayrıldım, kongreye gittim ve Türkiye ye döndüm. 17/25 Aralık sürecinde ise tamamen gizlilik kuralları arttı. Telefonlara ByLock programını Asım kod toplantıda kurmak istedi ben kurdurmadım. Bu süreçten sonra ben devlete karşı geldiklerini hükümeti yıkmak istediklerini anladığım için toplantılara ara verdim. Bu dönemde de kurmaylık sınavlarında muayenelerde yardımcı oldum. Bu durumda olmaktan çok pişmanım. Dini vecibelerimi daha iyi yerine getirebilmek amacı ile hareket ettiğimi düşünürken, darbe teşebbüsü ile yapılan işlerin yanlışlığını anladım. Benden istendiği her zaman soruşturma makamlarına yardımcı olmaya hazırım." DHA
FETÖ'nün Erzurum'daki mahrem asker yapılanmasına yönelik soruşturma tamamlandı ve 3'üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nde dava açıldı. Aralarında askeri doktor, rütbeli asker, mahrem imam ve eşlerinin de bulunduğu 11'i tutuklu 27 sanık hakkında 'silahlı terör örgütüne üye olmak' ve 'Anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs etme' suçlarından 7.5 yıldan ağırlaştırılmış müebbete kadar hapis cezası istendi.
İtirafçı olan Erzurum Mareşal Çakmak Asker Hastanesi Baştabip Yardımcısı Albay İ.Y. iddianamede yer alan ifadesinde etkin pişmanlık hükümlerince örgüt ile ilgili ilginç bilgiler verdi. Tutuksuz yargılanan İ.Y., FETÖ'nün GATA'ya çok önem verdiğini anlattı. Örgütün yönlendirmesi ile GATA Tıp Fakültesi'ne girdiğini belirten İ.Y., İstanbul GATA Haydarpaşa genel cerrahi bölümünündeki dönemi şöyle anlattı:
"1996 yılında göreve başladıktan yaklaşık 1-2 ay kadar sonra Ankara'da tanıştığım, Şemsettin kod isimli kişi yanıma geldi. Gerçek ismini Mehmet olduğunu düşündüğüm Şemsettin kodun Yeni Sahra'da bilgisayar şirketi ve ev olarak kullandığı yere giderdik. Toplantılara devam ettik. Yanımızda aynı okul mezunu, aynı yerda ihtisas yaptığımız K.T. isimli öğrenci de vardı. Bize örgütte 'öğrenci', bizden sorumluya 'öğretmen ve imam' derlerdi. Bir müddet sonra Şemsettin beni Musa isimli biri ile tanıştırdı. Bu şahıs üniversite hazırlık kitaplarının basıldığı ve dağıtımının yapıldığı yerde çalıştığını biliyorum. Evi bize yakın olduğu için toplantılara bu şahsın evine gittim. Bana eğitim görevlisi olmam için sürekli baskı yaptılar. Şemsettin isimli şahıs beni Fetullah Gülen’in kaldığı Altunizade'de yurda götürdü ve tanıştırdı. Gülen bana 'Siz önemli bir misyon üslendiniz ki işiniz kendinizi belli etmeyin, verilen görevleri yapın. Kendinizi gizlemek için gerekirse içki de içebilirsiniz günah olmaz. Hatta eşiniz kapalı ise başını açın, günah olmaz. Olsa bile ben üstleniyorum' dedi. Bu davanın yüksek olmasından dolayı günah olmayacağını söyledi. 'Adam kazanın, kişilerle ilgilenin, kendinizi işinizde ön plana çıkarın' dedi. GATA'da öğretim elemanı olmanın cemaate büyük hizmeti olacağını, 'bu bir süreç bu makamlara gelirseniz dava kazanılacak' askeriye içerisinde elamanlarımızın olduğunu, gerektiğinde sınavlarda yardımcı olacaklarını, her tür sorunlarınızla ilgilenecekler' diye konuştu. Gittiğimiz yerde bir çok kişi vardı. Tek tek görüştürdüler, sadece ben Şemsettin ve Fetullah Gülen vardı. Yaklaşık 10-15 dakika görüştükten sonra kendisi toplu olarak salonda namaz kıldırdı. Gece çıktım kalmak yasaktı, bu durum ve toplantılar devam etti. Burada benden 'himmet' toplamaya başladılar. Yeni evlendiğim için benden fazla para almadılar. Verecek durumda değildim. Şemsettin'den o dönem borç para bile aldım. Ayrıca bütçemi düzeltmek amaçlı özel hastanelerde nöbet tutmaya başladım. Para kazanınca aldığım borcu ödedim ve himmetleri, kurban parası istediler verdim."
FETÖ'cü subaylara kolaylık
Bitlis'in Tatvan İlçesi'nde 2000 yılında görev yaptığı asker hastanesinde yaşananları da aktaran İ.Y., "Adilcevaz'da öğretmen olan bir şahıs beni hastanede buldu. Örgütle irtibatım yine başladı. Bu şahsın evine giderdik. Dönemin Uğur isimli valisine küçük bir ameliyat yapmıştım. Bu öğretmenin tayinini Adilcevaz'dan Tatvan İlçesine rica ettim yaptı. Bu dönemde adını hatırlamadığım öğretmen bana kurmaylık sınavına giren FETÖ/PDY mensubu subayların isimlerini verir, muayenede yardımcı olmamı ister, ben de yardımcı olurdum. Burada ilk defa böyle bir görev verdiler. Bu sürede yaklaşık 15-20 subayın muayenelerine yardımcı oldum. Muayeneden geçtiler, rutin toplantılar ve himmetler devam etti. Hatta sarılık hastalığı olan bir subayın muayeneden geçmesini doktorla görüşerek sağladım" diye konuştu.
Generallik rütbesini gülen takmış
2011 yılı Temmuz ayında Erzurum'a tayin edildiğini belirten İ.Y., şu an firari olan Tuğgeneral Mehmet Zeki Kıralp'in rütbesinin elebaşı Gülen tarafından takıldığını belirtti. İ.Y., Erzurum'da geçen süreç ile ilgili ise şunları söyledi:
"Burada M.T. benim öğretmenliğimi yaptı. Askerlerden sorumluydu. Bu grupta Baştabip S.E., askeri hastanede plastik cerrah Y.B. ve ben vardım. 2013 yılında örgüt beni ödüllendirmek için ABD'ye göndermek istedi. Ankara GATA'da öğretim görevlisi olan Doç. Albay M.U. ABD’deki kongreyi ayarladı. 2013 yılının Ekim ayı itibari ile 7 günlük kongreye ABD’ye gönderdiler. Pensilvanya’ya Fetullah Gülen’nin yanına götürdüler. Bu malikânede iki gece kaldım. Sürekli toplu vaziyetteydik, bir ara sadece içerde askeri personel kaldı. Kendi, bakıcısı ya da yardımcısı olan Cevdet kod bu durumu ayarladı. Ben ve İstanbul'da fizik tedavi doktoru, 2013 yılında Tuğgeneral olan Prof. Mehmet Zeki Kıralp da vardı. Generallik rütbesini Fetullah Gülen benim yanımda dua okuyarak taktı. 'Görevinizde başarılar diliyorum. Allah muhaffak etsin, daha üst görevlere gelirsiniz inşallah' dedi ve bana dönerek nerede görev yaptığımı sordu. Ben de kendisine 'sizin memleketinizde görev yapıyorum' dedim. Bana 'Erzurum nasıl?' diye sordu. Kendisine Erzurum hakkında hava ve sudan bahsettim. Bana rütbemi sordu, albay olduğumu söyledim. 'Bu abin gibi inşallah general olursun' dedi. Yaklaşık 10 dakika sürdü ve 2 gün sonra buradan ayrıldım, kongreye gittim ve Türkiye ye döndüm. 17/25 Aralık sürecinde ise tamamen gizlilik kuralları arttı. Telefonlara ByLock programını Asım kod toplantıda kurmak istedi ben kurdurmadım. Bu süreçten sonra ben devlete karşı geldiklerini hükümeti yıkmak istediklerini anladığım için toplantılara ara verdim. Bu dönemde de kurmaylık sınavlarında muayenelerde yardımcı oldum. Bu durumda olmaktan çok pişmanım. Dini vecibelerimi daha iyi yerine getirebilmek amacı ile hareket ettiğimi düşünürken, darbe teşebbüsü ile yapılan işlerin yanlışlığını anladım. Benden istendiği her zaman soruşturma makamlarına yardımcı olmaya hazırım." DHA