Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum, bu yıldan itibaren vatandaşların uygun şartlarda konut yapabilmelerine imkan sağlamak amacıyla Hazine arazilerini satışa çıkaracaklarını duyurdu. Bu açıklama konut artışlarına çözüm amaçlı görünse de aslında yine belirli grubun faydalanacağı ve yoksula hiç bir şekilde artısı olmayacağı çalışma gibi görünüyor. Niye mi? Ülkenin önde gelen müteahhitleri uzun zamandır arsa pahalılığından dolayı şikayetlerini pek çok platformda dile getiriyorlardı. Müteahhitlerin “arsalar pahalı” söylemlerinden yola çıkarak bu kararın alındığı açık ortada iken, bırakın asgari ücretlileri, memurlar dahi geçimini sağlamakta güçlük çekiyorken (topluluk halinde olsa dahi) yoksulların hem arsa alıp hem de konut yapmalarını öngörmek ülke gerçeklerinden çok uzak bir şekilde hayal dünyasında yaşamaktır. Diyelim ki müteahhit veya başka varlıklı kişiler arazileri uygun fiyata aldı ve konut yaptı. Bu konutları uygun fiyata satacağını mı sanıyorsunuz?
İnşa edilen dairelere "şu fiyatın üzerinde kiraya verilemez, şu fiyatın üzerinde satılamaz" şartı konulacaksa bu kadar zahmete veya konutlar yapılana kadar beklemeye gerek yoktur. Mevcut hazır konutlara bu şartlar getirilebilir. Kamuoyunda ise amacın uygun şartlarda ev yapılmasından ziyade hem müteahhitlerin isteğini yerine getirmek, hem de satılacak araziler ile Hazineye ek gelir sağlamak görüşü hakim. Hazine arazilerinin satışa çıkarılmasıyla acil çözüm bekleyen yoksul vatandaşların beklenti noktasında kafasında pek çok soru işareti varken, formüle sevinen ve memnun olan tek sektör inşaatçılar oldu. Bu arada zincir marketlerde, beyaz eşya, elektronik eşya, mobilya, ev tekstili, kırtasiye ve hırdavat ürünlerinin satışının yapılamaması için mecliste çalışmalar sürerken üç harfli marketlerden bir tanesi konut ve araç satışı yapacaklarını duyurdu.
Yine Bakan Kurum'un, "kanunda bir evin rayiç değerinin 20 yıllık karşılığı olabileceğini, yıllık TÜFE ortalamasının üzerinde bir zam yapılamayacağının çok net şekilde tarif edildiğini, ev sahiplerinin "fırsatçılık" yaparak TÜFE ortalamasının üzerinde artış yapmaya çalışması halinde kiracıların bu durumu mahkemelere taşıyabileceğini" ifade etti. Bakan Kurum'un yukarıda söyledikleri şu an yaşanılan sorun ile ilgili uzaktan yakından alakası yoktur. Burada asıl sorun ne arsa fiyatları ne de 20 yıllık gelirdir. Asıl sorun, konut fiyatlarının yüksek olması ve bu fiyatların kiralara yansımasıdır. Pahalı ev fiyatlarına çözüm bulunduğunda kiralar kendiliğinden aşağı yönlü trend zaten yakalayacaktır.
Mesela kuş kafesi kadar pencereleri olan bodrum katı bir evin 400 bin lira olduğu öne sürülüyor. Bakan Kurum'un açıklamalarına göre ödenen ücret 20 yılda denkleştirileceğinden yola çıkarak aylık kirasının 1660 lira olması gerekiyor. Asgari ücretin 4 bin 250 lira olduğu bir ortamda Erzurum'un en ücra köşesinde ki bodrum katının kira bedeli 1660 lira olunca, aynı binanın üçüncü katında ki ev sahibinin ne kadar kira bedeli isteyeceğini artık siz tahmin edin.
Bunun yanında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, üzerinde çalışılan kira düzenlemesiyle miktar üzerinden değil oran üzerinden belirleme yapılacağını belirtti. Müteahhitler, emlakçılar veya bireysel satıcılar evlerini satışa çıkardıklarında belediyenin rayiç fiyatı üzerinden fiyat belirlemiyorlar ki Bakan Bozdağ'ın belirttiği gibi oran üzerinden çözüm bulunsun.
Tekrar belirtmekte fayda var. Şu an konut arzında sorun yoktur. Vatandaşların şikayet ettiği ve sıkıntı yaşadığı konu ev fiyatları ve kiralarda yüzde 300'e varan artışlardır. Artışların en belirgin nedenlerinin birincisi maliyetler, ikincisi piyasada güven ortamının olmamasından kaynaklı TL'nin değer kaybı karşısında üst gelir gurubu olan varlıklı kişilerin gayrimenkule yatırım yapması, akabinde evleri alanların yoksullara istediği fiyatı dayatmasıdır. Son olarak yabancılara konut satılmasıdır. Hem yabancıların vatandaşlık alması, hem de gurbetçilerin yatırım amaçlı konut sektörüne pazarlıksız girmesi sektörde plansız fiyat artışlarına neden oldu. Ülkemizde nüfus patlaması olmadığına göre 2 yıl öncesine kadar arz ve kira problemi yokken bugün gelinen sorunlar arsa satışıyla çözülemez.
İnşa edilen dairelere "şu fiyatın üzerinde kiraya verilemez, şu fiyatın üzerinde satılamaz" şartı konulacaksa bu kadar zahmete veya konutlar yapılana kadar beklemeye gerek yoktur. Mevcut hazır konutlara bu şartlar getirilebilir. Kamuoyunda ise amacın uygun şartlarda ev yapılmasından ziyade hem müteahhitlerin isteğini yerine getirmek, hem de satılacak araziler ile Hazineye ek gelir sağlamak görüşü hakim. Hazine arazilerinin satışa çıkarılmasıyla acil çözüm bekleyen yoksul vatandaşların beklenti noktasında kafasında pek çok soru işareti varken, formüle sevinen ve memnun olan tek sektör inşaatçılar oldu. Bu arada zincir marketlerde, beyaz eşya, elektronik eşya, mobilya, ev tekstili, kırtasiye ve hırdavat ürünlerinin satışının yapılamaması için mecliste çalışmalar sürerken üç harfli marketlerden bir tanesi konut ve araç satışı yapacaklarını duyurdu.
Yine Bakan Kurum'un, "kanunda bir evin rayiç değerinin 20 yıllık karşılığı olabileceğini, yıllık TÜFE ortalamasının üzerinde bir zam yapılamayacağının çok net şekilde tarif edildiğini, ev sahiplerinin "fırsatçılık" yaparak TÜFE ortalamasının üzerinde artış yapmaya çalışması halinde kiracıların bu durumu mahkemelere taşıyabileceğini" ifade etti. Bakan Kurum'un yukarıda söyledikleri şu an yaşanılan sorun ile ilgili uzaktan yakından alakası yoktur. Burada asıl sorun ne arsa fiyatları ne de 20 yıllık gelirdir. Asıl sorun, konut fiyatlarının yüksek olması ve bu fiyatların kiralara yansımasıdır. Pahalı ev fiyatlarına çözüm bulunduğunda kiralar kendiliğinden aşağı yönlü trend zaten yakalayacaktır.
Mesela kuş kafesi kadar pencereleri olan bodrum katı bir evin 400 bin lira olduğu öne sürülüyor. Bakan Kurum'un açıklamalarına göre ödenen ücret 20 yılda denkleştirileceğinden yola çıkarak aylık kirasının 1660 lira olması gerekiyor. Asgari ücretin 4 bin 250 lira olduğu bir ortamda Erzurum'un en ücra köşesinde ki bodrum katının kira bedeli 1660 lira olunca, aynı binanın üçüncü katında ki ev sahibinin ne kadar kira bedeli isteyeceğini artık siz tahmin edin.
Bunun yanında Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, üzerinde çalışılan kira düzenlemesiyle miktar üzerinden değil oran üzerinden belirleme yapılacağını belirtti. Müteahhitler, emlakçılar veya bireysel satıcılar evlerini satışa çıkardıklarında belediyenin rayiç fiyatı üzerinden fiyat belirlemiyorlar ki Bakan Bozdağ'ın belirttiği gibi oran üzerinden çözüm bulunsun.
Tekrar belirtmekte fayda var. Şu an konut arzında sorun yoktur. Vatandaşların şikayet ettiği ve sıkıntı yaşadığı konu ev fiyatları ve kiralarda yüzde 300'e varan artışlardır. Artışların en belirgin nedenlerinin birincisi maliyetler, ikincisi piyasada güven ortamının olmamasından kaynaklı TL'nin değer kaybı karşısında üst gelir gurubu olan varlıklı kişilerin gayrimenkule yatırım yapması, akabinde evleri alanların yoksullara istediği fiyatı dayatmasıdır. Son olarak yabancılara konut satılmasıdır. Hem yabancıların vatandaşlık alması, hem de gurbetçilerin yatırım amaçlı konut sektörüne pazarlıksız girmesi sektörde plansız fiyat artışlarına neden oldu. Ülkemizde nüfus patlaması olmadığına göre 2 yıl öncesine kadar arz ve kira problemi yokken bugün gelinen sorunlar arsa satışıyla çözülemez.