1979 İran ve çevresi için büyük değişimlere yol açan bir devrime sahne oldu. Şah dönemini sonlandıran darbe-devrim özel gündemini uygulayarak kısa süre içerisinde Humeyni önderliğinde İslam Cumhuriyeti’ne dönüştü. Adı İslam Cumhuriyeti olmasına karşın, Pers kültürü ve idealarını içerisinde rahatça barındırabiliyordu.
İşte bu İran Şii nüfusa sahip bölgelerde oldukça etkin duruma ulaşmış bulunuyor. Lübnan, Arabistan, Irak, Suriye, Pakistan, Afganistan, Yemen’deki Şii unsurlar İran İslam Cumhuriyeti’nin etkinliği altında bulunuyorlar. Stratejik olarak Şii Hilali tanımı yapılan bu etkinlik alanı içerisinde Fars olmayan unsunlar dikkat çekiyor.
İran dini yönetimi, Şii bölgelerine etki etmede çok zorlanmıyor. Düşünün Afganistan’daki Türk Hazaralar dahi bu İran’ın etkisine girebiliyor. Yine Irak’taki Şii Türkmenler ’de bu etkiye tabiler. İran’ın Türkiye’de de benzer biçimde etkisi altına aldığı grupların bulunduğu muhakkak.
Azerbaycan’da Şii entelejansiya tokat yedi!
İran’ın fonlayıp desteklediği haber siteleri, dergi, yayınevini ve medya organı İlham Aliyev yönetimi tarafından kapatıldı. İran’a çalışan din adamlarını, kanaat önderleri ve İran misyonu için çalışan pek çok isim gözaltına alındı.
“Azerbaycan’da İran’a yakınlıklarıyla bilinen birçok ahundun (Hoca, ilahiyatçı) gözaltına alınması hiç şüphesiz büyük ve önemli bir karardır. İran’ın Azerbaycan’ın Gence, Bakü gibi önemli şehirlerinde lehte propaganda yaptırması konusu çok ciddi bir güvenlik meselesi hâline gelmişti.
Bu son gelişmelerle birlikte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran’ı destekleyen her türlü oluşuma savaş açtığını da ilan etmiş oldu. Mesela gözaltına alınanlar arasında Bakü’deki “Taze Pir Camii” ahundu Mir Cafer Eyyübov da var. Yine İran tarafgirliğiyle tanınan ünlü ilahiyatçılardan Serdar Babayev de tutuklananlar arasında. Bu İran casusları, “Vatana ihanet” suçundan yargılanacaklar.”
Hiç şüphesiz, Türk coğrafyalarına nüfuz ederek, millî seciyeyi bozmak, dinî esasları saptırmak ve bu ülkelerde taraftar toplamaktır. İran, Türk dünyası gerçekliğinden deliler gibi korkmaktadır. İran’a karşı bütün Türk dünyası uyanık olmalı ve ivedilikle gerekli önlemler alınmalıdır.(İran’ın Azerbaycan’daki casusluk faaliyetleri!/ 29 Ekim 2021 Meryem Aybike Sinan Türkiye Gazetesi)
İran, uzun yıllar Türkiye’deki bazı kesimler için “İslam Devrimi”nin sahibi olarak görülüyordu. Birçok gönülde bu düşünce hakim durumdaydı. Taaki, İran tarafından desteklenen, organize edilen ve silah sağlanan milis grupların Suriye ve Irak’ta keyif ve coşkuyla masum, sivil Sünni mezhebinden insanları katlettiğinin ortaya çıkmasına kadar sürdü.
Yani İran rejimi, dini, kimliği, mezhebi ne olursa olsun mazlumun yanında olmayı değil, ulusal çıkarları ve dış tehditleri bertaraf etmek amacıyla mazlumlara hiç acımıyordu. İran’ın Türk Devletlerine bakışı da aynı saiklerle şekillenmiştir.
Karabağ savaşında din kardeşi Azerbaycan Türkleri yerine dini ve kültür açısından birliği olmayan Ermenistan’a açıktan silah desteği bunun net kanıtıdır.
Kulağınıza küpe olsun.
İşte bu İran Şii nüfusa sahip bölgelerde oldukça etkin duruma ulaşmış bulunuyor. Lübnan, Arabistan, Irak, Suriye, Pakistan, Afganistan, Yemen’deki Şii unsurlar İran İslam Cumhuriyeti’nin etkinliği altında bulunuyorlar. Stratejik olarak Şii Hilali tanımı yapılan bu etkinlik alanı içerisinde Fars olmayan unsunlar dikkat çekiyor.
İran dini yönetimi, Şii bölgelerine etki etmede çok zorlanmıyor. Düşünün Afganistan’daki Türk Hazaralar dahi bu İran’ın etkisine girebiliyor. Yine Irak’taki Şii Türkmenler ’de bu etkiye tabiler. İran’ın Türkiye’de de benzer biçimde etkisi altına aldığı grupların bulunduğu muhakkak.
Azerbaycan’da Şii entelejansiya tokat yedi!
İran’ın fonlayıp desteklediği haber siteleri, dergi, yayınevini ve medya organı İlham Aliyev yönetimi tarafından kapatıldı. İran’a çalışan din adamlarını, kanaat önderleri ve İran misyonu için çalışan pek çok isim gözaltına alındı.
“Azerbaycan’da İran’a yakınlıklarıyla bilinen birçok ahundun (Hoca, ilahiyatçı) gözaltına alınması hiç şüphesiz büyük ve önemli bir karardır. İran’ın Azerbaycan’ın Gence, Bakü gibi önemli şehirlerinde lehte propaganda yaptırması konusu çok ciddi bir güvenlik meselesi hâline gelmişti.
Bu son gelişmelerle birlikte Azerbaycan Cumhurbaşkanı İlham Aliyev, İran’ı destekleyen her türlü oluşuma savaş açtığını da ilan etmiş oldu. Mesela gözaltına alınanlar arasında Bakü’deki “Taze Pir Camii” ahundu Mir Cafer Eyyübov da var. Yine İran tarafgirliğiyle tanınan ünlü ilahiyatçılardan Serdar Babayev de tutuklananlar arasında. Bu İran casusları, “Vatana ihanet” suçundan yargılanacaklar.”
Hiç şüphesiz, Türk coğrafyalarına nüfuz ederek, millî seciyeyi bozmak, dinî esasları saptırmak ve bu ülkelerde taraftar toplamaktır. İran, Türk dünyası gerçekliğinden deliler gibi korkmaktadır. İran’a karşı bütün Türk dünyası uyanık olmalı ve ivedilikle gerekli önlemler alınmalıdır.(İran’ın Azerbaycan’daki casusluk faaliyetleri!/ 29 Ekim 2021 Meryem Aybike Sinan Türkiye Gazetesi)
İran, uzun yıllar Türkiye’deki bazı kesimler için “İslam Devrimi”nin sahibi olarak görülüyordu. Birçok gönülde bu düşünce hakim durumdaydı. Taaki, İran tarafından desteklenen, organize edilen ve silah sağlanan milis grupların Suriye ve Irak’ta keyif ve coşkuyla masum, sivil Sünni mezhebinden insanları katlettiğinin ortaya çıkmasına kadar sürdü.
Yani İran rejimi, dini, kimliği, mezhebi ne olursa olsun mazlumun yanında olmayı değil, ulusal çıkarları ve dış tehditleri bertaraf etmek amacıyla mazlumlara hiç acımıyordu. İran’ın Türk Devletlerine bakışı da aynı saiklerle şekillenmiştir.
Karabağ savaşında din kardeşi Azerbaycan Türkleri yerine dini ve kültür açısından birliği olmayan Ermenistan’a açıktan silah desteği bunun net kanıtıdır.
Kulağınıza küpe olsun.