
Bingöl Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Emrah Akyüz’ün dünyanın önde gelen akademik dergilerinden biri olan progress in nuclear energy’de yayımlanan yeni çalışmasında, Türkiye’nin doğu sınırına yalnızca 30 kilometre uzaklıkta bulunan Ermenistan’daki Metsamor Nükleer Santrali’nin ciddi risklerine dikkat çekti.
"Komşu ülkenin nükleer santrali mi? 'hayır, teşekkürler': bir enerji adaleti analizi" başlıklı makalede, santralin Türkiye’nin Iğdır ili başta olmak üzere sınır hattında yaşayan vatandaşların yaşam hakkı, mülkiyet hakkı ve sağlıklı bir çevrede yaşama hakkını tehdit ettiği vurgulandı.
Doç. Dr. Akyüz, santralin aktif bir fay hattı üzerinde yer aldığını ve çağdaş uluslararası güvenlik standartlarını karşılamadığını belirterek, olası bir kazada Doğu Anadolu Bölgesi için geri dönüşü olmayan sonuçların doğabileceğine işaret etti.
Enerji adaleti vurgusu
Akyüz’ün çalışması, sadece teknik bir risk analizi değil; aynı zamanda bir enerji adaleti çağrısı niteliği taşıyor. Makalede, sınır komşusu bir ülkede, yerel halkın rızası olmadan, güvenliksiz bir nükleer santralin işletilmesinin hem etik hem de sosyal sorumluluk açısından kabul edilemez olduğu vurgulandı.
"Enerji üretimi yalnızca ekonomik bir mesele değil; aynı zamanda etik ve sosyal sorumluluk ilkeleriyle de ele alınmalı" diyen Doç. Dr. Akyüz, nükleer güvenlik konusunun ulusal sınırlarla sınırlanamayacak kadar önemli olduğunu kaydetti.
Halk endişeli, doğa tehdit altında
Bölge halkının yıllardır santrale dair taşıdığı endişeler, Akyüz’ün bilimsel verilerle desteklenen çalışmasıyla daha görünür hale geldi. Eski teknolojiyle çalışan ve deprem kuşağında bulunan Metsamor Santrali, olası bir sızıntı durumunda tarım arazilerini, su kaynaklarını ve insan sağlığını tehdit edebilir.
Radyasyon yayılımının sınır tanımadığına dikkat çeken araştırma, özellikle Iğdır, Ağrı, Kars ve Erzurum gibi doğu illerinde uzun vadeli çevresel ve sağlık risklerinin göz ardı edilemeyeceğini ortaya koydu.
Uluslararası çağrı: Santral kapatılmalı
Doç. Dr. Emrah Akyüz, santralin kapatılmasının artık bir tercih değil, acil bir zorunluluk olduğunu belirtti. Türkiye’nin bu konuda uluslararası kamuoyunu harekete geçirmesi gerektiğini vurgulayan Akyüz, Avrupa Birliği, Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı (İAEA) ve Birleşmiş Milletler başta olmak üzere ilgili kurumlara diplomatik ve hukuki adımlar atılması çağrısında bulundu.
Akyüz, “bölge halkının güvenliği için bilimsel verilerle desteklenen bu çağrıya kulak verilmesi ve Metsamor Santrali’nin faaliyetlerine son verilmesi gerekiyor” dedi.
Manolya Bulut