İLAN
T.C. KARAYAZI ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ'NDEN
(AİLE MAHKEMESİ SIFATIYLA)
ESAS NO : 2023/104 Esas
DAVALI : ABDULMELİK COŞKUN - T.C.: 39931231078 - Recep Tayyip Erdoğan Mah. Çolakoğlu Sk. No:41/1 İç Kapı No:2Horasan/ ERZURUM
Davacı/Davacılar tarafından aleyhinize açılan Boşanma (Evlilik Birliğinin Temelinden Sarsılması Nedeni İle Boşanma (Çekişmeli)) davasının yapılan yargılamasında;
Mahkemenizce dava dilekçesinde belirtilen adresinize duruşma gününü bildirir davetiye çıkarılmış olup, adresinizden ayrıldığınız gerekçesiyle tebligat yapılamamıştır. Adres araştırmasından da bir netice alınamadığından dava dilekçesinin ilanen tebliğine karar verilmiştir.
Davacı Seda Coşkun vekili Av. Naim Gözmen'in 04/11/2023 tarihli dava dilekçesi ile;
"AÇIKLAMALAR :Mahkemeniz nizamına izah olunur ki; davacı müvekkil ile davalı eş 15.12.2020 tarihinde evlenmişlerdir. Bu evlilikten bir çocukları bulunmaktadır. Davalı kocanın davacı eşine; küçük düşüren söz ve davranışları, eşine psikolojik şiddet uygulaması ve fiziksel şiddete teşebbüs, davalının yurt dışına gitmesi ve yükümlülüklerine aykırılık, müvekkile ve ailesine hakaret ve tehditler gibi birçok neden, evlilik birliğini çekilmez hale getirmiş olup; işbu boşanma davasının açılmasına sebebiyet vermiştir. Şöyle ki;
Davalı yan ile müvekkilin bir yıla yakın evlilikleri olmuş ve bu süreçte çeşitli tartışma ve sorunlara rağmen müvekkil sabretmiştir. Ancak davalı yanın bu davranışlarına artık müvekkil katlanamaz olmuştur. Bu kapsamda öncelikle davalı yan gerek müvekkile ve gerek ailesine küçük düşüren söz ve davranışlarının yanında tehditler savurmakta ve hareketler etmektedir. Bu kapsamda yazışmalardan da anlaşılacağı üzere müvekkile ''kimi buldun kendine kahpe'' , ''namus nedir bilmezsiniz'' , ''geri zekalı'' gibi bir çok hakaretlerde bulunmuş yine müvekkil babasının evinde olduğu süre de '' evlen de seni göreyim hadi evlen de göreyim'' gibi tehditvari sözler söylemiştir.Yine davalı yan müvekkili hem çok aramakla rahatsız etmekte hemde müvekkile ''sen daha çok beklersin'' gibi cümleler kullanarak müvekkilin kendisine bağlı olduğunu ve boşanamayacağını anlatmak istemektedir. Bu yönüyle müvekkil üzerinde adeta psikolojik şiddet uygulamaktadır.Davalı yan eşine ve kızına göstermesi gereken aile yönetimi aileyi idare etme ve aileye destek olmak gibi davranışlarının aksine bir yıla yakın bir süre olarak yurt dışına gitmiştir. Bu hususta açık bir şekilde eşlerin ailenin sorumluluklarını birlikte üstlenme yükümlülüğüne açıkça aykırılık oluşturmakta ve müvekkil küçük kızı ile bir başına ilgisiz ve baba sevgisinden uzakta yetiştirilmek durumunda kalınmıştır. Kaldı ki, küçüğün babasının kızını gelip görmek yerine yurt dışına gitmesi ve ailesini ortada bırakması sahip çıkmaması başlı başına bir boşanma nedenidir.Yine davalı yan müvekkille evlendiğine pişman olduğuna, evlenmek istemediğine dair söylemleri de söz konusu oluş olup; davalı yanın yurt dışına gitmesi bile bu hususu başlı başına ispata yeterli iken tanık delili ile bu husus ispatlanacaktır. Ayrıca baba evine bırakılan müvekkile karşılık olarak yurt dışına gitmesi ayrıca duygusal şiddet oluşturmaktadır. 8.Davalı yan müvekkili, henüz çocuk yaşta olan kendi öz kardeşinden dahi kıskanmaktadır. Nitekim, aynı evde müvekkil, eşi ve davalı eşin kardeşi yaşıyor olmasına rağmen davalı eş müvekkilin henüz çocuk yaştaki kardeşinin elbisesini ütülemesinden bile kıskandığı için müvekkilin davalı eşin erkek kardeşinin elbiselerini ütülemesini engellemiştir. Hatta davalı eş, müvekkilin bir kız arkadaşı ile olan iletişiminden '' acaba bir erkek ile mi konuşuyor'' diye şüphelenip köyün çobanının numarasından müvekkilin kız arkadaşını aramış ve müvekkili rencide edici bir durumla karşı karşıya bırakmıştır. Yine davalı eş, dışarıya çıkmak yada bir yerlere gitmek istediğinde kapıyı evde kalan müvekkilin üzerin kilitlemiştir.Davalı eşin, zaman zaman ailesine karşı çeşitli şiddet uygulamalarının yanında bazende müvekkile karşı teşebbüs aşamasında kalan saldırıları da olmuştur. Yine davalının yaşını müvekkile yanlış söylemesi, evlenmek istemediği yönündeki beyanları müvekkilin mağduriyetlerine neden olmuştur.(Tanıkla ispatı yapılacaktır)
Yukarıda açıkladığımız bütün bu nedenlerle; davacı ve davalı arasındaki evlilik birliği taraflar açısından sorunlu bir hale gelmiş olup; tarafların evlilik birliğini devam ettirmek istememesi nedeniyle iş bu dava ikameedilmiştir.
YOKSULLUK VE İŞTİRAK NAFAKASI TALEBİ: TMK’nun geçici önler başlıklı 169. maddesinde; “Boşanma davası açılınca hâkim; davanın devamı süresince gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ilişkin geçici önlemleri alır” hükmü bulunmaktadır. Yargıtay’ın müstakar içtihatlarında da nafaka; eşin, barınması, geçimi, elektrik, su, havagazı, telefon, İnternet, giyim, seyahat kuşam, gezme ve benzeri bütün ihtiyaçlarının evlilik sırasındaki hayatına uygun bir şekilde belirlenmesi gerektiğini bildirmektedir. Davacı müvekkil açısından; yaşam şartları, çevresi bulunduğu ortam icabı aylık dava tarihinden başlamak üzere; Dava sırasında tedbir davadan sonra da Yoksulluk nafakası olarak aylık 2.000 TL TMK’nun 169. maddesine göre ivedi olarak bağlanması talebimiz vardır. Müvekkilin çocuğu açısından; yukarıda bahsedildiği üzere müvekkilin henüz bir yaşına girmemiş bir çocuğu vardır. Boşanma davası boyunca müvekkilin bakmakla yükümlü olduğu çocuğunun giderlerini karşılayabilmesi için aylık 1.000 TL nafakanın tedbir nafakası olarak; davanın kesinleşmesinden itibaren ise, iştirak nafakası olarak davalıdan tahsiline karar verilmesi talebimiz vardır.
MADDİ VE MANEVİ TALEPLER: Maddi tazminat talebimiz: Bu itibarla Davacı müvekkilimiz bakımından Maddi Tazminatın şartları doğmuştur. TMK’nun 174/1 fıkrasına göre ”…Mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen kusursuz veya daha az kusurlu taraf, kusurlu taraftan uygun bir maddi tazminat isteyebilir.'' Hükmüne müsteniden davalı kocadan 100.000 TL maddi tazminatın alınarak, faizi ile birlikte davacı müvekkilimize ödenmesine karar verilmesini talep ediyoruz. Manevi tazminat talebimiz: Davacı müvekkilimiz bakımından Manevi Tazminatın şartları doğmuştur. TMK’nun 174/2 fıkrasına göre; ” Boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan taraf, kusurlu olan diğer taraftan manevi tazminat olarak uygun bir miktarda bir para ödenmesini isteyebilir.”hükmüne müsteniden, Davalıdan 500.000 TL manevi tazminatın alınarak, faizi ile birlikte müvekkilime ödenmesine yolunda karar ittihazı talebimiz vardır.
NETİCE VE TALEP : Yukarıda açıklanan ve re'sen nazara alınacak nedenlerle, fazlaya ilişkin her türlü hukuksal hak ve talebimiz saklı kalmak üzere; Davamızın KABULÜNE; Adli yardım talebimizin kabulü ile; davacı müvekkil ile davalınınBOŞANMALARINA; -TMK’nın 174/2 fıkrasına göre; fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile Davalı kocadan 100.000 TL maddi ve 500.000 TL manevi tazminatın faizi ile birlikte alınarak davacı müvekkilimize ödenmesine; Fazlaya dair haklarımız saklı kalmak kaydı ile davacı müvekkil bakımından dava sırasında tedbir, davadan sonrada yoksulluk nafakası olarak aylık 2.000 TL; tarafların çocukları olan Zeynep İkra Coşkun'un bakımı ve ihtiyaçları için şimdilik aylık olarak dava sırasında tedbir, davadan sonrada iştirak nafakası olarak 1.000 TL' nin davalıdan alınarak davacı müvekkile verilmesine; Henüz 2 yaşında olan Zeynep İkra Coşkun'un velayetini müvekkil anneye verilmesine; Davalı ve çocuğunun soyadının müvekkilin eski soyadı olan ''Gözmen'' soyadı olarak değiştirilmesine; Davacı müvekkil bakımından doğmuş veya doğacak, her türlü kişisel ve edinilmiş mallardan (Katkı Payı Alacağı, Değer Artış Payı Alacağı, Katılma Alacağı), ziynet alacağından ve benzerlerinden doğan hak ve alacaklar ile bilumum Cezai ve hukuki talep ve şikâyet haklarının mahfuz tutulmasını,Yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalı tarafa tahmiline; Karar verilmesini mahkemenizden arz ederiz."
Davacı tarafın dava dilekçesinin tarafınıza tebliğinden itibaren iki haftalık süre içerisinde cevap verebileceğiniz hususu ilanen tebliğ olunur.05/03/2024
Basın No: ILN02050063