Ekinci, Kars ve çevresinin çok geniş mera alanlarına sahip olması nedeniyle her yıl çok sayıda kaz yetiştirildiğini söyledi.
Kars'ın bir simgesi olarak anılan kazların, bakımının da çok zor olduğunu ifade eden Ekinci, "Bu hayvanlar çok hızlı yürürler, daha da hızlanıp uçarlar, sezgileri çok yüksektir. Vücutları kendilerine has desenlerle süslü tüylerle kaplıdır. Bazıları Kars’ın karı gibi bembeyazdır. Bu güzelliklerinden dolayı yöre halkı onlara 'Kars'ın Kızı' diye anarak isimler bağışlar, övgüler dizer." dedi.
Kazları çalışmaya 2014'te karar verdiğini anlatan Ekinci, şunları kaydetti:
"Kazları çalışmayı düşündüğümde bu işin çok kalay olamayacağını biliyordum. Çocukluğumdan ve kendi kazlarımızdan yola çıkarak kazların yaşam alanını yeniden gözlemlemek, belgelemek için her zamanki gibi çok defa Kars'a gittim. Gerek köyünde ve evinde kaz yetiştiren hemşerilerimle, gerekse artık yavaş yavaş da gelişmeye başlayan kaz çiftliklerinin sahipleri ile konuştum. Kazların geceyi nasıl geçirdiklerini görmek için sabaha kadar onları izledim, seslerini kaydettim. Bütün gece sabaha kadar hiç durmadan sesleri kesilmedi. Ancak, en keyifli anları sabah erkenden, kümeslerinden hevesle koşarak, uçarak yeni güne, başlamalarıydı. Çayda nasıl yıkandıklarını, sahiplerinin 'gel gel bili bili' deyince yemlerine doğru nasıl bir heyecanla koştuklarını ilgi ile izledim. Yıllar itibarıyla çalıştığım bu süreçte bana yardımlarını esirgemeyen hemşerilerime ve dostlarıma burada teşekkürlerimi bir borç biliyorum."
Çalışmalarında ışığın peşinden gittiğini dile getiren Ekinci'nin, Kars'a ait "Sessiz Işık", "Uzak Işık", "Mal Meydanı" ve "Kazların Senfonisi" sergileri ile albümleri bulunuyor.
AA
