Şehir ve Kültür Araştırmaları Derneği (ŞEHİRDER) Yönetim kurulu bir yaptığı yazılı basın açıklamasıyla KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, Kıbrıs’ın bağımsızlığı için can veren şühedaya ve tüm gücüyle KKTC’ye destek veren Türkiye’ye karşı ihanet içeren açıklamalarını kınadı.
ŞEHİRDER Yönetim Kurulu’nun yaptığı açıklama şöyle:
“Aşağıdaki cümlelerin kim tarafından söylendiğini kapatsak okuyan herkes, buna Rumlar da dahil bu cümlelerin bir Ruma yahut Rum yanlısına ait olduğunu zorlanmadan ifade edecektir.
KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın, İngiliz The Guardian'a yaptığı açıklamalarda federal çözüme tez zamanda varılmazsa bölünmüşlüğün kalıcı hale geleceğinden korkması ve ayrıca Kıbrıslı Türklerin laik, demokratik ve çoğulcu kimliğini korumak istediklerini belirtirken, Türkiye'ye bağlanma ihtimalini 'korkunç' olarak nitelemesi tam bir skandaldır. ‘Kıbrıs Türktür, Türk kalacaktır.” siyasetini 1950’lerin sloganı olduğunu ve bunun hiçbir gerçekle ilgisinin olmadığını söylemesi tam bir akıl izan işi değildir. Akınc açıklamasının devamında KKTC’nin ‘Ankara tarafından yutulabileceğini’ ve ‘de facto Türkiye iline dönüşebileceğini’ söylemesi eminiz ki Rum tarafını ziyadesiyle mutlu ve memnun etmiştir.
Rumların sözcüsü ancak bu kadar olur
Kıbrıs Cumhurbaşkanına bu haddini aşan sözlerini, Türkiye’nin Suriye politikalarına veya Akdeniz’deki sondaj çalışmalarından rahatsız olan birilerinin söylettiği apaçık ortadadır. Yaklaşan Kıbrıs seçimlerine 1571’de Türklerin karşısında yer alanların yanında girmek Mustafa Akıncı’yı başarılı olacağı yönünde inandırmışa benziyor. Bu inancının karşılığını Kıbrıs’ta hatırı sayılır taraftar bulmasıyla görmeye başladı bile. Kendisinin ve taraftarlarının göremediği şey ise 1918’den beri İslam topraklarında oluşmaya başlayan “vatana ihanet” damarının organik bir temsilcisi olduklarıdır.
Kıbrıslı Niyazi Berkes “Unutulan Yıllar” adlı kitabının (İletişim, 2005) 27. sayfasında diyor ki: “(Birinci Cihan Harbi sonunda) umutsuzluğa düşen (Kıbrıslı) Türk halkının ister istemez İngiliz idaresini artık yalnız bir oldubitti olarak değil, Yunan “tehlikesine” karşı bir dayanak olabileceğini benimsemeye başlaması” Kıbrıs’ta yaşayan halklar için bir zıtlık oluşturmuştur. “Anadolu’da İstiklal Harbini Türklerin kazanması Kıbrıs’taki Rum halkını bir Türk düşmanı değil, İngiliz düşmanı yapmıştır.” Bu zıtlık Kıbrıs Türk halkını ne yapmıştır sorgulamak lazım. Kıbrıs medyası şu sıralar takip edilirse hem söylemek istediğimiz net bir şekilde anlaşılır, hem de sorduğumuz soru bir cevaba kavuşur. O zamanlar umutsuzluğa düşülmüştü, şimdi vefa borcu mu ödeniyor? Mandacılığı kabul etmeyerek “Ya istiklal, ya ölüm” diyen bir millete, Mustafa Akıncı “Bu Türkiye’nin de yararına olacaktır!” diyerek aslında bırakın hadsizlik etmeyi ateşle oynadığını beyan etmektedir.
Sözlerinin altında kalmaya mahkûmdur
“Asıl cevap, elbette halkın vereceği cevaptır” diyerek bir referandum çağrısında bulunan Akıncı seçim öncesi kamuoyu yoklama hevesinde. Gerçekte ise uluslararası planda Türkiye’nin elini zayıflatmak. Akıncı’nın bu açıklamalarını Türk topraklarına açıktan bir saldırı olarak kabul ediyoruz ve karşılık olarak 1974’ü hatırlatıyoruz. KKTC’nin bir Türk vatanı olması, Türkiye Cumhuriyeti’ne bağımlılığı bir seçim malzemesi yapılamayacak kadar ağır konudur. KKTC Cumhurbaşkanı bu ağırlığı kaldıramamıştır ve bu sözlerinin altında ezilmeye mahkûmdur. Kendisine Türk varlığına karşı ihanet içerisinde olduğunu hatırlatıp şiddetle kınıyoruz.” İha