Kitabın basımı, kalitesi kadar okuyucuya ulaştırılması da ayrı bir sorundur. Bir ülkede insanların kitapçıya, kütüphaneye gitme gibi alışkanlıkları yoksa bu problem daha da artmaktadır. Milletlerin okuma alışkanlıkları da farklılıklar göstermektedir. Umberto Eco “Kitaplardan Kurtulabileceğinizi Sanmayın” adlı eserindeki söyleyişisinde İngilizlerin kitabı kütüphanelerden alıp okuduğunu, İtalyanların ise okumada dergilere ağırlık verdiğini dile getirmektedir.
Ülkemize matbaanın geç gelmesiyle kitaplar halka ulaşamamış, halk gazete vasıtası ile okuma alışkanlığını edinir olmuştur. Bu durum hem okuyucuları hem de okunan eserlerin içeriğini etkilemiştir. Gençlerin Çocuk edebiyatı ürünlerini okuyarak tabandan yetişmelerinin uzun bir uğraşı olması ve bu alanda gerekli atılımın yapılmaması nedeniyle okuma kültürünün süreç olarak halkımızın hayatında yer etmesi zor olmuştur.
Bir milletin kaderini belirleyen en başat unsurlardan birisi de çocuk edebiyatıdır. Çocuk edebiyatı aynı zamanda çocuğa göre olanı çocuğa kabul ettirme uğraşının ilk damarıdır. Çocuk büyüdükçe “kendisine yakışana doğru” geçmeyi bir yaşam tarzına dönüştürür. Bu hareketlilik bireyde hayat boyu devam ettiği için onlar yaşadığı ortamda daima aktif durumunda olurlar.
Batı’da yazarların özel okuyucuları olmakta, bunlar yazdıkları eserlerle o ülkede okuma kültürünün yaygınlaşmasına önemli katkılar sağlamaktadırlar.
Bizde yazarların çoğu hazır okuyucu ister, birçok yazar kendi okuyucusunu yetiştirmeyi dert edinmez. Çocuğu hayata, topluma ve yazarların üreteceği kitabı okumaya hazırlayan unsur çocuk edebiyatında barınmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde çocuk edebiyatının önemi hâlâ anlaşılmamıştır.
Kitap okuma alışkanlığını geliştiren önemli etkenlerden birisi de çocuk dergileridir. Eskiden bankaların, gazetelerin reklam unsuru ve kültürel etkinlik olarak kullandıkları bu dergiler maalesef günümüzde yok olmak üzeredir. Akbank tarafından 1975 yılında çıkarılan “Başaralım” Türkiye İş Bankası tarafından 1978’de çıkarılan “Kumbara”, 1983’te Ziraat Bankasının yayımladığı “Başak Çocuk”, 1989 yılında Türkiye Vakıflar Bankası tarafından yayımlanan “Vakıf Çocuk Dergisi”, 1983’te Şeker Bankasının çıkardığı “Şeker Çocuk” dergileri çocuklarımızda kitap okuma alışkanlığını kazanmasında önemli etkiye sahipti. Günümüzde bankalar millete para ile para satma dışında fazla bir iş yapmamaktadırlar.
Milliyet yayınlarının 1972’de haftalık olarak çıkardığı “Milliyet Çocuk”, “Milliyet Kardeş”, Tercüman gazetesi tarafından yayımlanmaya başlanan “Tercüman Çocuk”, Türkiye gazetesinin çıkardığı “Türkiye Çocuk” gibi dergiler günümüzde çıkmamaktadır.
Kitabın orta gelirli okuyucu ile buluşmasının en önemli unsurlarından birisi kitapların marketlerin en güzel yerlerinde makul bir fiyat ile yer edinmesi ile mümkün olacaktır. Bir ara A 101, BİM marketlerinde yüz temel eserin çok ucuz bir şekilde satıldığına ve başta çocuklar olmak üzere halkın bu eserlere büyük bir rağbet gösterdiğine şahit olmuştuk.
Şu anda maalesef bu tüp kitap satış reyonlarını bu marketlerde görememekteyiz. Migros son zamanlarda dergi ve kitap satış reyonunu zengin tutmaya çalışmaktadır. Bu durum takdire şayan olmakla birlikte yeterli değildir.
Milyonlarca dolarları müteahhitlere aktaran devlet, çocuk kitabı basan ve bunların marketlerde satılmasına ön ayak olan kurumları desteklemeli, kitaba marketlerde sigara kadar teşhir hakkı verilmesinin yolunu açmalıdır.
Ülkemize matbaanın geç gelmesiyle kitaplar halka ulaşamamış, halk gazete vasıtası ile okuma alışkanlığını edinir olmuştur. Bu durum hem okuyucuları hem de okunan eserlerin içeriğini etkilemiştir. Gençlerin Çocuk edebiyatı ürünlerini okuyarak tabandan yetişmelerinin uzun bir uğraşı olması ve bu alanda gerekli atılımın yapılmaması nedeniyle okuma kültürünün süreç olarak halkımızın hayatında yer etmesi zor olmuştur.
Bir milletin kaderini belirleyen en başat unsurlardan birisi de çocuk edebiyatıdır. Çocuk edebiyatı aynı zamanda çocuğa göre olanı çocuğa kabul ettirme uğraşının ilk damarıdır. Çocuk büyüdükçe “kendisine yakışana doğru” geçmeyi bir yaşam tarzına dönüştürür. Bu hareketlilik bireyde hayat boyu devam ettiği için onlar yaşadığı ortamda daima aktif durumunda olurlar.
Batı’da yazarların özel okuyucuları olmakta, bunlar yazdıkları eserlerle o ülkede okuma kültürünün yaygınlaşmasına önemli katkılar sağlamaktadırlar.
Bizde yazarların çoğu hazır okuyucu ister, birçok yazar kendi okuyucusunu yetiştirmeyi dert edinmez. Çocuğu hayata, topluma ve yazarların üreteceği kitabı okumaya hazırlayan unsur çocuk edebiyatında barınmaktadır. Ne yazık ki ülkemizde çocuk edebiyatının önemi hâlâ anlaşılmamıştır.
Kitap okuma alışkanlığını geliştiren önemli etkenlerden birisi de çocuk dergileridir. Eskiden bankaların, gazetelerin reklam unsuru ve kültürel etkinlik olarak kullandıkları bu dergiler maalesef günümüzde yok olmak üzeredir. Akbank tarafından 1975 yılında çıkarılan “Başaralım” Türkiye İş Bankası tarafından 1978’de çıkarılan “Kumbara”, 1983’te Ziraat Bankasının yayımladığı “Başak Çocuk”, 1989 yılında Türkiye Vakıflar Bankası tarafından yayımlanan “Vakıf Çocuk Dergisi”, 1983’te Şeker Bankasının çıkardığı “Şeker Çocuk” dergileri çocuklarımızda kitap okuma alışkanlığını kazanmasında önemli etkiye sahipti. Günümüzde bankalar millete para ile para satma dışında fazla bir iş yapmamaktadırlar.
Milliyet yayınlarının 1972’de haftalık olarak çıkardığı “Milliyet Çocuk”, “Milliyet Kardeş”, Tercüman gazetesi tarafından yayımlanmaya başlanan “Tercüman Çocuk”, Türkiye gazetesinin çıkardığı “Türkiye Çocuk” gibi dergiler günümüzde çıkmamaktadır.
Kitabın orta gelirli okuyucu ile buluşmasının en önemli unsurlarından birisi kitapların marketlerin en güzel yerlerinde makul bir fiyat ile yer edinmesi ile mümkün olacaktır. Bir ara A 101, BİM marketlerinde yüz temel eserin çok ucuz bir şekilde satıldığına ve başta çocuklar olmak üzere halkın bu eserlere büyük bir rağbet gösterdiğine şahit olmuştuk.
Şu anda maalesef bu tüp kitap satış reyonlarını bu marketlerde görememekteyiz. Migros son zamanlarda dergi ve kitap satış reyonunu zengin tutmaya çalışmaktadır. Bu durum takdire şayan olmakla birlikte yeterli değildir.
Milyonlarca dolarları müteahhitlere aktaran devlet, çocuk kitabı basan ve bunların marketlerde satılmasına ön ayak olan kurumları desteklemeli, kitaba marketlerde sigara kadar teşhir hakkı verilmesinin yolunu açmalıdır.