Bu hafta mahallemizde yer alan ve Osmanlı Devletinin Erzurum’da yaptırmış olduğu ilk cami olan Lala Paşa Camisini incelemek olacaktır. İç kalenin kuzeybatı yamacına kurulan Lalapaşa Cami Erzurum’un en eski Osmanlı dönemi camilerindendir. Tek minareli, kubbeli bir cami olup şehrin merkezindedir. Mektep, hamam ve muvakkithane ile birlikte burası bir külliye halini almıştır. Merkezi plan tipinde inşa edilmiş olan Lala Mustafa Paşa Cami ortada dört payeye oturan merkezi kubbesi, kubbeyi dört yandan destekleyen yarım tonozları ve köşelerdeki küçük kubbeleri ile derli toplu bir bütünlük gösterir. Düzgün kesme taş ile inşa edilen caminin önünde mukarnas başlıklı altı sütunun taşıdığı sivri kemerlere oturan beş kubbeli son cemaat yeri bulunmaktadır. Bu son cemaat yerinde 1674 yılında IV.Mehmet döneminde konulmuş bir ferman yer almaktadır. Kuzeybatı köşede zemine kadar inen bir gövdeye sahip minare, kısa silindirik gövdesi ve renkli taş işçiliği ile dikkati çeker. (“Osmanlı Devleti, Anadolu da önemli bir mevkii tutan Erzurum’a verdiği önemi Lala Paşa Camiini yaptırarak ispat etmiştir. Lala Paşa Camii minaresi depremlere karşı kısa tutulmuştur”, MuzafferTaşyürek, Erzurum Bir İpek Yolu Şehri, s.25.) Pencere alınlıklarında sıratlı çini pandar ve cami içinde kalem işi süslemeler bulunmaktadır. Caminin bu iç tezyinatı ve çiniler Klasik Osmanlı süslemeciliğini yansıtır. Giriş kapı çerçevesi 1871 yılında yenilenmiştir. Bu yenilik ile gotik tarzı bir kapıyı andırmaktadır. Erzurumda Osmanlı döneminden kalma ilk cami olan Lala Mustafa Paşa camisinin kuzeyinde şadırvanı,1562-63 tarihli mihrabın üzerinde de üç satırlık bir kitabesi bulunmaktadır. Kitabe de şunlar yazmaktadır: “Bu cami, Rahim Allah’ın rahmetini dileyerek Alim Allah gölgesi Selimoğlu Sultan Süleyman Han’ın günlerinde; Sultanoğlu Selim’in Allah kadim inayetinin imdadiyle gölgesi uzatsun-Lalası Abdulmukimzade Mustafa Paşa 970 yılında yaptırdı. Allah yaptıranın hayrını umumi olan keremiyle kabul buyursun.” (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi,s.237.) ibaresi bulunmaktadır. Bütün tarihleri boyunca bu değerde bir mimari abide yapamayan bazı düşman milletler serhat şehri Erzurum’u zikzaklı istilaları ve kovulmaları sırasında cami ve etrafını haleleyen diğer eserleri tahrip etmekten çekinmemişlerdir. Ruslar ve Ermeniler caminin çinilerini muhteşem mermer minberini kırmışlar, parçalamışlar ve yok etmişlerdir. Nakli kabil olan eserlerini de çalıp götürmüşlerdir. Buna rağmen abide bütün haşmetiyle ayaktadır.
Evliya Çelebi ise Seyahatnamesinde, cami hakkında şu bilgileri bize aktarmaktadır: “Lala Mustafa Paşa sarayı; Paşa saray kapusunun önünde tarik-i-am aşırı vaki olmuş Süleyman Han’ın veziri Lala Mustafa Paşa’nın binası, İstanbul tarzı, Ali kubbe, cümle binası rasas-ı halisi ile mestur bir camidir. Tulen ve arzen seksen ayaktadır. Mihrabı,minberi ,müezzin mahfalı şah güzelidir. İçinde öyle kıymetli avizeler yoktur. Taşra sofası vardır.Lakin haremi sardır. Süleyman Han’ın mimarı Sinan Ağa merhumun binasıdır.” Lalapaşa camisinin kıblesi de ölçümlere göre Kabe’ye bir kıl gibi düzdür. Cami hizmete açıldıktan sonra Erzurum kadısı Sinanoğlu Efendi tarafından 1563’te vakfiyesi tanzim edilmiştir. Lala Paşa cami içerisinde yer alan minberi ise Erzurum Müftüsü Solakzade Hacı Efendi döneminde yapılmıştır.Minber kıble duvarında, mihrabın sağında yer alır.Minber ahşap malzemeden yapılmış olup kapısı dikdörtgen şeklindedir. Caminin orjinal minberi Rus işğali sırasında sökülerek götürülmüştür. (Solmaz, Geçmişten Günümüze Erzurum’da El Sanatları,s.61.) Erzurum’un eski dönem resimlerine bakıldığında Lalapaşa ve civarı daha düz ve camiye de yerden girildiğini görmekteyiz. Bugün caminin bir tarafına 10-20 merdivenlerle inilir bir hale gelinmiştir. Caminin, 1.Dünya savaşı sırasında mühimmat deposu olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Lala Paşa’nın yaptırdığı hamamı, Tebrizkapı adıyla bilinen semtte daha başlangıçta mahallesi olduğu için, Kanuni devrinde imar edilmesine gayret gösterilen şehirde, buradaki halka temizlik hizmeti götürmek amacıyla caminin yerine değil de sur dışına yaptırmış olmalıdır. (Solmaz, Geçmişten Günümüze Erzurum’da El Sanatları,s.57) Hamamın yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Lala Mustafa Paşa’nın beylerbeyi olduğu 1561yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, s.283.) Hamam batıdan girişi bulunan yaklaşık 15.m çapında bir kubbe ile örtülü, ortasında havuzu bulunan soğukluk ile buraya güney yönden eklenmiş ılıklık ve sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşur. Ya mektep Lalapaşa caminin hemen batısında 17m. uzaklıkta üzeri kubbe ile örtülü bir odadan ibaret yapı iken belediye tarafından yıkılmıştır. Yapımına 1952 yılında başlanan özel idare bütçesinin iflası bahasına Lalapaşa parkı içinde inşa ettirilen (sözüm ona turist otel binası fikri o zamanın valisi, nüfus müdürü, belediye meclis üyeleri ve başkan için meydana konulan bir rezalet abidesidir. Nedeni; dünya şaheserlerinin arasında şerefli bir ecdat hatırası olarak yer alan yüce dahi Mimar Sinan’ın Lalapaşa cami önünde böyle bir binanın vücut bulması, evvela manevi yönden mütedeyyin halk duygusuna kıymet ve ehemmiyet vermemiştir. (Ünüvar, İl Yıllığı,Erzurum, s.84.)
Evliya Çelebi ise Seyahatnamesinde, cami hakkında şu bilgileri bize aktarmaktadır: “Lala Mustafa Paşa sarayı; Paşa saray kapusunun önünde tarik-i-am aşırı vaki olmuş Süleyman Han’ın veziri Lala Mustafa Paşa’nın binası, İstanbul tarzı, Ali kubbe, cümle binası rasas-ı halisi ile mestur bir camidir. Tulen ve arzen seksen ayaktadır. Mihrabı,minberi ,müezzin mahfalı şah güzelidir. İçinde öyle kıymetli avizeler yoktur. Taşra sofası vardır.Lakin haremi sardır. Süleyman Han’ın mimarı Sinan Ağa merhumun binasıdır.” Lalapaşa camisinin kıblesi de ölçümlere göre Kabe’ye bir kıl gibi düzdür. Cami hizmete açıldıktan sonra Erzurum kadısı Sinanoğlu Efendi tarafından 1563’te vakfiyesi tanzim edilmiştir. Lala Paşa cami içerisinde yer alan minberi ise Erzurum Müftüsü Solakzade Hacı Efendi döneminde yapılmıştır.Minber kıble duvarında, mihrabın sağında yer alır.Minber ahşap malzemeden yapılmış olup kapısı dikdörtgen şeklindedir. Caminin orjinal minberi Rus işğali sırasında sökülerek götürülmüştür. (Solmaz, Geçmişten Günümüze Erzurum’da El Sanatları,s.61.) Erzurum’un eski dönem resimlerine bakıldığında Lalapaşa ve civarı daha düz ve camiye de yerden girildiğini görmekteyiz. Bugün caminin bir tarafına 10-20 merdivenlerle inilir bir hale gelinmiştir. Caminin, 1.Dünya savaşı sırasında mühimmat deposu olarak kullanıldığı da bilinmektedir.
Lala Paşa’nın yaptırdığı hamamı, Tebrizkapı adıyla bilinen semtte daha başlangıçta mahallesi olduğu için, Kanuni devrinde imar edilmesine gayret gösterilen şehirde, buradaki halka temizlik hizmeti götürmek amacıyla caminin yerine değil de sur dışına yaptırmış olmalıdır. (Solmaz, Geçmişten Günümüze Erzurum’da El Sanatları,s.57) Hamamın yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Lala Mustafa Paşa’nın beylerbeyi olduğu 1561yılında yapıldığı tahmin edilmektedir. (Konyalı, Abideleri ve Kitabeleriyle Erzurum Tarihi, s.283.) Hamam batıdan girişi bulunan yaklaşık 15.m çapında bir kubbe ile örtülü, ortasında havuzu bulunan soğukluk ile buraya güney yönden eklenmiş ılıklık ve sıcaklık ve külhan bölümlerinden oluşur. Ya mektep Lalapaşa caminin hemen batısında 17m. uzaklıkta üzeri kubbe ile örtülü bir odadan ibaret yapı iken belediye tarafından yıkılmıştır. Yapımına 1952 yılında başlanan özel idare bütçesinin iflası bahasına Lalapaşa parkı içinde inşa ettirilen (sözüm ona turist otel binası fikri o zamanın valisi, nüfus müdürü, belediye meclis üyeleri ve başkan için meydana konulan bir rezalet abidesidir. Nedeni; dünya şaheserlerinin arasında şerefli bir ecdat hatırası olarak yer alan yüce dahi Mimar Sinan’ın Lalapaşa cami önünde böyle bir binanın vücut bulması, evvela manevi yönden mütedeyyin halk duygusuna kıymet ve ehemmiyet vermemiştir. (Ünüvar, İl Yıllığı,Erzurum, s.84.)