Diş estetiği, son yıllarda hem sağlık hem de görsellik açısından büyük bir önem kazanır. İnsanlar, gülüşlerinin hem sağlıklı hem de estetik olmasını ister. Bu talepler doğrultusunda, diş hekimliği alanında pek çok farklı tedavi yöntemi geliştirilir. Estetik diş tedavisi seçeneklerinden biri de lamine kaplama olur. Bu kaplama dişlerin şekil, renk veya boyutundaki kusurları düzeltmek amacıyla yapılan ve dişin ön yüzeyine uygulanan ince bir kaplama türüdür. Diğer kaplama yöntemlerine göre dişin doğal yapısını daha az etkileyen bu uygulama hem estetik açıdan oldukça başarılı sonuçlar verir hem de diş sağlığını korur.
Lamine Kaplama Uygulaması
Diş estetiği ve fonksiyonu, son yıllarda hızla gelişen bir alan olur. İnsanların estetik kaygıları ve diş sağlığına verdikleri önemin artmasıyla birlikte diş tedavisinde kullanılan yöntemler de çeşitlenir. Bu yöntemlerden biri de lamine kaplamadır. Lamine kaplama, dişlerin estetik görünümünü iyileştirmek amacıyla kullanılan dişin ön yüzeyine uygulanan ince bir kaplama türüdür. Özellikle estetik kaygıları olan bireyler için sıklıkla tercih edilen bu yöntem dişin yapısına minimal müdahalede bulunarak doğal bir görünüm elde edilmesini sağlar. Ancak lamine tedavi türünün diğer kaplama türlerinden farkları yapılan işlemin detaylarına ve elde edilen sonuca bağlı olarak değişir.
İşlem, estetik diş hekimliği kapsamında uygulanır ve dişlerin ön yüzeyine yapıştırılır. Bu işlemde amaç dişin şekil, renk veya boyutundaki kusurları düzeltmektir. Doğal dişin yüzeyine sadece minimal bir aşındırma yapılarak uygulanır. Diğer diş kaplama yöntemleriyle karşılaştırıldığında lamine kaplamaların avantajlarından biri dişe daha az zarar verilmesidir. Lamine işlemi üç ana aşamadan oluşur. İlk olarak diş hekimi, hastanın estetik isteklerini ve mevcut diş yapısını değerlendirir. Dişlerdeki renk, şekil veya boyut problemleri belirlenir. Ardından dişin ön yüzeyinde ince bir aşındırma yapılır.
Bu aşındırma işlemi 0,3 mm ila 0,5 mm arasında bir kalınlıktadır. Dişin üzerine fazla bir müdahalede bulunulmaz; sadece ince bir yüzey dokusu değiştirilir. Bu işlem dişin doğal yapısını bozmadan estetik bir görünüm sağlamak için yapılır. Laminat kaplama malzemesi olarak porselen ya da kompozit reçine kullanılır. Porselen lamine kaplamalar, doğal dişin yapısını daha iyi taklit eder ve daha dayanıklı olur. Kompozit lamine kaplamalar ise daha ekonomik bir seçenek olarak tercih edilebilir.
İkinci aşama ise kaplamaların dişin üzerine yerleştirilmesidir. Bu aşamada diş hekimi, özel ölçüler alarak kişiye özel bir kaplama hazırlanmasını sağlar. Lamine kaplama dişe tam olarak uyacak şekilde tasarlanır. Tasarımı yapılan kaplama dişe yerleştirilmeden önce birkaç test yapılır. Bu testlerin yapılması kaplamanın estetik görünümünü ve fonksiyonunu test etmek için önemlidir. Kaplama dişe yerleştirildikten sonra özel bir yapıştırıcı ile sabitlenir. Yapıştırma işlemi kaplamanın dişe uzun süreli tutunmasını sağlar. Son aşamada ise son düzenlemeler yapılır. Bu aşamada kaplamanın kenarları düzgünleştirilir, dişin doğal hizasına göre ayarlamalar yapılır ve işlemin tamamlanması sağlanır.
Lamine Kaplamanın Avantajları
Lamine kaplamaların en büyük avantajlarından biri, dişlerin doğal yapısına zarar vermeden estetik bir görünüm elde edebilmesidir. Diğer kaplama türlerine kıyasla daha ince olmaları dişin orijinal şeklinin korunmasını sağlar. Ayrıca porselen lamine kaplama, doğal diş rengini taklit edebildiği için son derece doğal bir sonuç elde edilir. Işığı doğal bir şekilde yansıtarak daha estetik bir görünüm sağlamaları da son derece önemlidir. Bu durum genellikle diğer kaplama türleriyle mümkün olmayan bir özellik olarak öne çıkar.
İşlem sırasında dişin çoğunlukla korunması sağlanır ve aşındırma minimum seviyeye indirilir bu sayede dişin sağlığını da koruyabilir. Diğer kaplama türleri dişin büyük bir kısmının kesilmesini veya aşındırılmasını gerektirebilir. Bu kaplamalarda ise dişin yapısına müdahale etmeden sadece yüzeysel bir değişiklik yapıldığı için dişin sağlıklı yapısı korunmuş olur. Ayrıca lamine diş kaplama ömrü son derece uzundur ve dayanıklı bir yapıya sahiptir. Porselen kaplamalar zamanla aşınmaz ve renk değişikliği göstermez.
Bir diğer avantajı da lamine kaplamaların minimal invaziv bir işlem olmasıdır. Diğer kaplama türlerinde dişin büyük bir kısmı törpülenip kesilerek şekil verilirken lamine kaplamalarda sadece dişin ön yüzeyi üzerinde işlem yapılır. Bu durum da hastaların daha az rahatsızlık duymasına ve işlem sonrası iyileşme sürecinin daha hızlı olmasına olanak tanır.
Lamine Kaplama ve Diğer Kaplamalar Arasındaki Farklar
Diğer diş kaplama türlerine kıyasla daha ince ve estetik bir çözüm olan lamine çeşitleri pek çok kişi tarafından tercih edilir. Diğer kaplama türlerinden en yaygın olanı porselen kaplamadır. Porselen kaplamalar dişin hem ön hem de arka yüzeyine yerleştirilerek daha geniş bir alanı kaplar. Bu işlem sırasında dişin daha fazla kısmı aşındırılır. Lamine kaplama ise sadece dişin ön yüzeyine uygulandığı için dişin doğal yapısına daha az zarar verir. Ayrıca porselen kaplamalar daha kalın olabilir ve bu da bazı hastalar için rahatsız edici olabilir. Lamine kaplamalar ise ince yapıları sayesinde daha doğal ve estetik bir görünüm sağlar.
Bir diğer kaplama türü olan zirkonyum kaplamalar ise genellikle dişin arka bölümlerinde kullanılır ve metal destekli porselen kaplamalardan daha dayanıklıdır. Zirkonyum kaplamalar, daha fazla aşındırma gerektiren bir işlemdir ve dayanıklılık ile işlevsellik için tercih edilir. Ancak estetik açıdan lamine kaplamalar kadar doğal bir sonuç vermeyebilirler. Lamine kaplamalar özellikle gülüş tasarımı ve estetik diş hekimliği uygulamalarında öncelikli tercih edilir. Bu konuda daha detaylı bilgiye İnci Diş üzerinden ulaşabilirsiniz.
BÜLTEN