“Allah katından, dönüşü olmayan bir gün gelmeden yönünü gerçek dine çevir! O gün insanlar bölük bölük ayrılacaklar.” (Rûm 43)
Ahret hayatını dünyadaki dinî tercihler belirleyecektir. Ahrette, insanlar, büyük mahkemeye çıkarılmadan önce, dünyada kendilerine önder saydıkları dinlerine, felsefelerine, yaşama ilkelerine göre, iman ve amelleri doğrultusunda gruplandırılacakları, ayetten çıkarabileceğimiz bir sonuçtur.
Ele aldığımız ayette geçen “yessadde’ûn” fiiline “parça, bölük, ayrım, seçim, grup” şeklinde manalar verilmiştir. Rabbimiz, ayette, İslam dinini “dîni-lkayyim / gerçek din” olarak tanımlıyor, eğer bu dünyada kişi, gerçek dine mensup ise, ahretteki grubu da belirlenmiş olmaktadır: “Müminler grubu.”
Surenin 44. ayetinden, “dîni-lkayyim’i / gerçek dini” inkâr edenlerin seçimlerinin ise kendi aleyhlerine sonuçlar üreteceği, dünyadaki din (dinsizlik de bir din tercihidir!) seçimlerinin, ahrette, onları cehenneme girecek gruplarla birlikte kılacağını öğreniyoruz.
O halde bu durum kesin bilgidir: Allah, “dîni-lkayyim’i / gerçek dini” seçip iyi işler yapanları sevmektedir ve onları ahrette, “müminler grubuyla” bir araya getirip dünyadaki seçimlerine karşılık, kendi lütfundan, ebedi bir hayat olarak, cennetini verecektir.
Sonuç: Rûm suresinin 52, 53 ve 60’ncı ayetlerinde şu ikazlar yapılmıştır: “Resulüm! Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin. Körleri de sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin… Resulüm! Sen şimdi sabret. Bil ki Allah’ın vadi gerçektir. Buna iyice inanmamış olanlar seni gevşekliğe sevk etmesinler!”
Ahret hayatını dünyadaki dinî tercihler belirleyecektir. Ahrette, insanlar, büyük mahkemeye çıkarılmadan önce, dünyada kendilerine önder saydıkları dinlerine, felsefelerine, yaşama ilkelerine göre, iman ve amelleri doğrultusunda gruplandırılacakları, ayetten çıkarabileceğimiz bir sonuçtur.
Ele aldığımız ayette geçen “yessadde’ûn” fiiline “parça, bölük, ayrım, seçim, grup” şeklinde manalar verilmiştir. Rabbimiz, ayette, İslam dinini “dîni-lkayyim / gerçek din” olarak tanımlıyor, eğer bu dünyada kişi, gerçek dine mensup ise, ahretteki grubu da belirlenmiş olmaktadır: “Müminler grubu.”
Surenin 44. ayetinden, “dîni-lkayyim’i / gerçek dini” inkâr edenlerin seçimlerinin ise kendi aleyhlerine sonuçlar üreteceği, dünyadaki din (dinsizlik de bir din tercihidir!) seçimlerinin, ahrette, onları cehenneme girecek gruplarla birlikte kılacağını öğreniyoruz.
O halde bu durum kesin bilgidir: Allah, “dîni-lkayyim’i / gerçek dini” seçip iyi işler yapanları sevmektedir ve onları ahrette, “müminler grubuyla” bir araya getirip dünyadaki seçimlerine karşılık, kendi lütfundan, ebedi bir hayat olarak, cennetini verecektir.
Sonuç: Rûm suresinin 52, 53 ve 60’ncı ayetlerinde şu ikazlar yapılmıştır: “Resulüm! Elbette sen ölülere duyuramazsın; arkalarını dönüp giderlerken sağırlara o daveti işittiremezsin. Körleri de sapıklıklarından vazgeçirip doğru yola iletemezsin. Ancak teslimiyet göstererek ayetlerimize iman edenlere duyurabilirsin… Resulüm! Sen şimdi sabret. Bil ki Allah’ın vadi gerçektir. Buna iyice inanmamış olanlar seni gevşekliğe sevk etmesinler!”