Türkiye’de aşağı yukarı 2000’lere kadar dini bayramlar, Cumhuriyet Bayramı, 23 Nisan Çocuk ve Egemenlik Bayramı, 19 Mayıs Gençlik ve Spor Bayramı, 30 Ağustos Zafer bayramları kutlanır ve bilinirdi. Dünyada ilk düzenli orduyu kuran, ordunun temelini oluşturan 10’luk, 100’lük ve 1000’lik sistemin sahibi, atlayarak sayıyorum; Büyük Hun, Göktürk, Karahanlı, Selçuklu, Osmanlı gibi büyük devlet ve medeniyetin sahibi bir milletin zafer ve acıları bu kadar olabilir miydi?
Adeta beynimize kazınan söz vardır; Anadolu’ya tıkılıp kaldık. Biraz da gerçektir. Misaki Milli eksik kalmıştır. Atatürk’ü niye katmıyorsun diye soranlar olacaktır, unutmayın Gazi Paşa hasta yatağında olmasına rağmen hazırlıklarını sürdürdüğü Hatay’ın vatana katılmasını sağlamıştır. Ömrü vefa etseydi, umulur ki misakı milliyi tamamlayacak inanç ve kudretin sahibiydi.
İşte bu ihtişamlı geçmişin, büyük medeniyet sahibi Türklerin zaferleri, sevinç ve acıları bu kadar mı? Büyük geçmişi anmak bizi korkutuyor mu?
Bu anlayış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile büyük oranda değişmiştir.
Malazgirt, Türkiye’yi Türk yapan büyük savaş
Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu sağlayan Dandanakan Savaşı’ndan (1040) sonra Merv şehrinde toplanan büyük kurultayda cihan hâkimiyeti mefkûresi doğrultusunda tesbit edilen fetih planları çerçevesinde Selçuklular bilhassa batı yönünde büyük fetih hareketlerine başladılar. Anadolu’nun bir Türk yurdu haline getirilmesi uğruna yapılan bu mücadeleler sırasında Selçuklu kuvvetleri Sivas’a kadar ileri hareketlerine devam etmişler ve buradaki Bizans kaleleri ve müstahkem mevkilerini geniş çapta tahrip etmişlerdir. (Ali Sevim)
Şimdi bir soru? Merv’de toplanan kurultayda alınan kararların sahipleri bu büyük mefkûreyi nereden akıllarına getirdi. Oldukları yerde oturup dursaydılar ya! Öyleyse Türk milletinin bu mefkûresini bugün bizlerin anlaması, kavraması ve onun parçası olması için o ruha sahip çıkması gerekiyor.
Öyle değil mi?
Bizans ordusu 200.000 kişi civarında olduğu tahmin edilen Balkanlar’daki Peçenek, Uz, Kıpçak ve Hazar Türkleri ile İslav, Alman, Bulgar, Frank, Ermeni ve Gürcüler’den oluşturulmuş ve en güçlü silâhlarla donatılmıştı.
Çeşitli milletlerden oluşması sebebiyle birlikten mahrum 200.000 kişilik Bizans ordusuna karşılık Selçuklu ordusu hepsi aynı ideale hizmet eden yaklaşık 50.000 kişiden ibaretti.
Abbâsî Halifesi Kāim-Biemrillâh da o sıralarda bütün İslâm dünyasının yakından ilgilendiği Malazgirt Muharebesi’nin Alparslan tarafından kazanılması hususunda bir dua metni hazırlatarak cuma namazında bütün İslâm ülkelerindeki minberlerden okutulmasını emretti.
26 Ağustos 1071 Cuma günü öğleye kadar orduyu denetleyen ve kumandanlarına son direktiflerini veren Alparslan, imamı ve fakihi Buharalı Ebû Nasr Muhammed’in bütün müslümanların İslâm’ın zaferi için dua ettikleri cuma günü öğle vaktinde düşmana saldırması tavsiyesine uyarak ordusuyla birlikte cuma namazını kıldıktan sonra “Ölürsem kefenim olsun” dediği beyaz bir elbiseyle askerin karşısına çıktı ve şöyle dedi:
“Ben, müslümanların camilerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehid olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle birlikte savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler serbestçe geri dönebilirler.” Alparslan bu ünlü konuşmasının ardından ilk hücumu başlattı. (Ali Sevim)
Not: Milli Mücadele’nin dönüm noktalarından Sakarya Meydan Muharebesi’nin 101. yılı. Mücahedeye, namı diğer melhame-i kübraya katılan herkesin kabri pürnur, mekanı cennet olsun. Bugün hala bir devletimizi, vatanımız varsa o kahramanlar sayesindedir.
Adeta beynimize kazınan söz vardır; Anadolu’ya tıkılıp kaldık. Biraz da gerçektir. Misaki Milli eksik kalmıştır. Atatürk’ü niye katmıyorsun diye soranlar olacaktır, unutmayın Gazi Paşa hasta yatağında olmasına rağmen hazırlıklarını sürdürdüğü Hatay’ın vatana katılmasını sağlamıştır. Ömrü vefa etseydi, umulur ki misakı milliyi tamamlayacak inanç ve kudretin sahibiydi.
İşte bu ihtişamlı geçmişin, büyük medeniyet sahibi Türklerin zaferleri, sevinç ve acıları bu kadar mı? Büyük geçmişi anmak bizi korkutuyor mu?
Bu anlayış Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile büyük oranda değişmiştir.
Malazgirt, Türkiye’yi Türk yapan büyük savaş
Büyük Selçuklu Devleti’nin kuruluşunu sağlayan Dandanakan Savaşı’ndan (1040) sonra Merv şehrinde toplanan büyük kurultayda cihan hâkimiyeti mefkûresi doğrultusunda tesbit edilen fetih planları çerçevesinde Selçuklular bilhassa batı yönünde büyük fetih hareketlerine başladılar. Anadolu’nun bir Türk yurdu haline getirilmesi uğruna yapılan bu mücadeleler sırasında Selçuklu kuvvetleri Sivas’a kadar ileri hareketlerine devam etmişler ve buradaki Bizans kaleleri ve müstahkem mevkilerini geniş çapta tahrip etmişlerdir. (Ali Sevim)
Şimdi bir soru? Merv’de toplanan kurultayda alınan kararların sahipleri bu büyük mefkûreyi nereden akıllarına getirdi. Oldukları yerde oturup dursaydılar ya! Öyleyse Türk milletinin bu mefkûresini bugün bizlerin anlaması, kavraması ve onun parçası olması için o ruha sahip çıkması gerekiyor.
Öyle değil mi?
Bizans ordusu 200.000 kişi civarında olduğu tahmin edilen Balkanlar’daki Peçenek, Uz, Kıpçak ve Hazar Türkleri ile İslav, Alman, Bulgar, Frank, Ermeni ve Gürcüler’den oluşturulmuş ve en güçlü silâhlarla donatılmıştı.
Çeşitli milletlerden oluşması sebebiyle birlikten mahrum 200.000 kişilik Bizans ordusuna karşılık Selçuklu ordusu hepsi aynı ideale hizmet eden yaklaşık 50.000 kişiden ibaretti.
Abbâsî Halifesi Kāim-Biemrillâh da o sıralarda bütün İslâm dünyasının yakından ilgilendiği Malazgirt Muharebesi’nin Alparslan tarafından kazanılması hususunda bir dua metni hazırlatarak cuma namazında bütün İslâm ülkelerindeki minberlerden okutulmasını emretti.
26 Ağustos 1071 Cuma günü öğleye kadar orduyu denetleyen ve kumandanlarına son direktiflerini veren Alparslan, imamı ve fakihi Buharalı Ebû Nasr Muhammed’in bütün müslümanların İslâm’ın zaferi için dua ettikleri cuma günü öğle vaktinde düşmana saldırması tavsiyesine uyarak ordusuyla birlikte cuma namazını kıldıktan sonra “Ölürsem kefenim olsun” dediği beyaz bir elbiseyle askerin karşısına çıktı ve şöyle dedi:
“Ben, müslümanların camilerde bizim için dua etmekte oldukları bu saatlerde düşmanın üzerine atılmak istiyorum. Galip gelirsek arzu ettiğimiz sonuç gerçekleşmiş olur, yenilirsek şehid olarak cennete gideriz. Bugün burada ne emreden bir sultan ne de emir alan bir asker var; ben de içinizden biri olarak sizinle birlikte savaşacağım; benimle gelmek isteyenler peşime düşsünler, istemeyenler serbestçe geri dönebilirler.” Alparslan bu ünlü konuşmasının ardından ilk hücumu başlattı. (Ali Sevim)
Not: Milli Mücadele’nin dönüm noktalarından Sakarya Meydan Muharebesi’nin 101. yılı. Mücahedeye, namı diğer melhame-i kübraya katılan herkesin kabri pürnur, mekanı cennet olsun. Bugün hala bir devletimizi, vatanımız varsa o kahramanlar sayesindedir.