Erzurum , 2011 Üniversite Kış oyunlarından sonra Palandöken’de somut adımlar atarak Türkiye’nin ve dünyanın tanıdığı Kış Turizm Merkezi haline geldi…
Erzurum, kadim ve derinliği olan şehirdir… Bu Kadim kentin yıldızını parlatmamız lazımdır…
Şehrinin tarihini yazanlar olimpiyatlardan önce ve olimpiyatlardan sonra diye ikiye ayırarak izah etme ihtiyacı duymalılar…
Bunun için de şehir, birlik beraberlik halinde dayanışmalı, üretmeli ve marka oluşturmalı…
***
Erzurum’un mevcut potansiyeline bakıldığında Marka Kent olmak için her şey mevcut… binlerce yıllık bir geçmişe, tarihi ve kültürel birikime sahip…
Yanı sıra bulunduğu coğrafyanın lideri… Sağlık, Eğitim ve Turizm alanında yaşanan gelişmelerle de yıldızı parlayan kent…
Mevcut potansiyelleri bakımından batıdaki Kış Turizm merkezleri ile mukayese edildiğinde fiziki anlamda onlardan ileride, ekonomik anlamda çok gerilerdeyiz…
Avrupa’da milli geliri 25 bin Avro olan ülkelerde, kış merkezlerinin bulunduğu Alplerin zirve yamaçlarındaki köylerde yaşayanların milli geliri ülke gelirinin en az 3-4 misli fazla…
Erzurum’a baktığımızda durum bir hayli kötü…
Milli gelirden en az pay alan iller arasındayız…
Bu açıdan yerel ürün ve üretimlerimizle marka olma yolunda önemli çaba harcamalıyız…
Bilinmeli ki, ‘marka kentler, ulusların ekonomik ve kültürel güç evleridir…’
***
Burada sorulması gereken soru şu;
Erzurum şehri olarak Marka Kent olmaya ne kadar hazırız…
Mevcut markalarımızı koruyabilip ulusal marka haline getirebildik mi,
Dahası birbirimizi olduğu gibi kabullenip, birlik ruhu içinde dayanışma gösterebiliyor muyuz…
Aslında bu ve benzeri soruları uzatabiliriz…
Geleneksel kültürümüzü, tarihi dokumuzla sentezleyebilir, potansiyellerimizi harekete geçirebilir, var olan markalarımıza sahip çıkabilirsek, en önemlisi kendimizle barışabilirsek başarabiliriz…
***
Hafta başında yıllık ihracat değerlendirmesi yapan Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Ethem Tanrıver’in özellikle altını kalınca çizdiği gibi ‘Birlik ve beraberlik içinde miyiz ve ne kadar üretiyoruz…’
Konuşmasında birkaç Organize Sanayi Bölgesine sahip Gaziantep’i örnek verdi ve orada yaptığı konuşmada onların çalışma ve birlikteliğini övdüğünü söyledi…
Yıllarca önce bugünkü İktidar Partisi’nin ilk seçime girdiği yıllarda Antep’te idik… Seçim öncesi temayül yoklamasında Gümrük Bakanlığı Müsteşarı Nevzat Bey, hatırı sayılır bir oyla ilk sıralarda yer almış ve parti tarafından ilk sıralarda milletvekili adayı edilmesini bekliyorduk…
Gaziantep Gazeteciler Cemiyetinde rahmetli Seracettin Avar Ağabeyi gibi bir duayen gazeteci Nuri Sabırsız ağabeyi (şimdi rahmetli…Allah her ikisinden de rahmetini esirgemesin) kısa bir değerlendirme yapıp, Erzurum Milletvekili Antepli Ayvaz Bey’i sorduktan sonra onunla ilinti kurup,
dedi ki ; ‘Feridun’can Nevzat Bey nasıldır…’
Dedik ki ; ‘Milletvekili Adaylığını bekliyoruz…’
Dedi ki ; ‘O, sizin adayınız olmayacak… Eğer Kürşat Bey, bizim adayımız olmaz ise, Nevzat Bey adayımız olur ve Bakan olur…
Biz Antep olarak 2.500 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz…Ancak Nevzat Bey ile bu hedefi yakalayabiliriz…’
Nuri Ağabey ihracatçı değildi, fabrikası yoktu ve sadece Antepli duayen bir gazeteciydi, Antep’in geleceğini ve koyduğu hedefleri düşünüyordu…
*
Ethem Bey, konuşmasında Gaziantep’in markalaşmasını, üretimini ve birlik içinde dayanışmasından örnek verince, biz de bu hatırayı aktaralım istedik…
Aradan çok yıl geçmesine karşın biz yine aynı noktadayız…
Erzurum, kadim ve derinliği olan şehirdir… Bu Kadim kentin yıldızını parlatmamız lazımdır…
Şehrinin tarihini yazanlar olimpiyatlardan önce ve olimpiyatlardan sonra diye ikiye ayırarak izah etme ihtiyacı duymalılar…
Bunun için de şehir, birlik beraberlik halinde dayanışmalı, üretmeli ve marka oluşturmalı…
***
Erzurum’un mevcut potansiyeline bakıldığında Marka Kent olmak için her şey mevcut… binlerce yıllık bir geçmişe, tarihi ve kültürel birikime sahip…
Yanı sıra bulunduğu coğrafyanın lideri… Sağlık, Eğitim ve Turizm alanında yaşanan gelişmelerle de yıldızı parlayan kent…
Mevcut potansiyelleri bakımından batıdaki Kış Turizm merkezleri ile mukayese edildiğinde fiziki anlamda onlardan ileride, ekonomik anlamda çok gerilerdeyiz…
Avrupa’da milli geliri 25 bin Avro olan ülkelerde, kış merkezlerinin bulunduğu Alplerin zirve yamaçlarındaki köylerde yaşayanların milli geliri ülke gelirinin en az 3-4 misli fazla…
Erzurum’a baktığımızda durum bir hayli kötü…
Milli gelirden en az pay alan iller arasındayız…
Bu açıdan yerel ürün ve üretimlerimizle marka olma yolunda önemli çaba harcamalıyız…
Bilinmeli ki, ‘marka kentler, ulusların ekonomik ve kültürel güç evleridir…’
***
Burada sorulması gereken soru şu;
Erzurum şehri olarak Marka Kent olmaya ne kadar hazırız…
Mevcut markalarımızı koruyabilip ulusal marka haline getirebildik mi,
Dahası birbirimizi olduğu gibi kabullenip, birlik ruhu içinde dayanışma gösterebiliyor muyuz…
Aslında bu ve benzeri soruları uzatabiliriz…
Geleneksel kültürümüzü, tarihi dokumuzla sentezleyebilir, potansiyellerimizi harekete geçirebilir, var olan markalarımıza sahip çıkabilirsek, en önemlisi kendimizle barışabilirsek başarabiliriz…
***
Hafta başında yıllık ihracat değerlendirmesi yapan Doğu Anadolu İhracatçılar Birliği Başkanı Ethem Tanrıver’in özellikle altını kalınca çizdiği gibi ‘Birlik ve beraberlik içinde miyiz ve ne kadar üretiyoruz…’
Konuşmasında birkaç Organize Sanayi Bölgesine sahip Gaziantep’i örnek verdi ve orada yaptığı konuşmada onların çalışma ve birlikteliğini övdüğünü söyledi…
Yıllarca önce bugünkü İktidar Partisi’nin ilk seçime girdiği yıllarda Antep’te idik… Seçim öncesi temayül yoklamasında Gümrük Bakanlığı Müsteşarı Nevzat Bey, hatırı sayılır bir oyla ilk sıralarda yer almış ve parti tarafından ilk sıralarda milletvekili adayı edilmesini bekliyorduk…
Gaziantep Gazeteciler Cemiyetinde rahmetli Seracettin Avar Ağabeyi gibi bir duayen gazeteci Nuri Sabırsız ağabeyi (şimdi rahmetli…Allah her ikisinden de rahmetini esirgemesin) kısa bir değerlendirme yapıp, Erzurum Milletvekili Antepli Ayvaz Bey’i sorduktan sonra onunla ilinti kurup,
dedi ki ; ‘Feridun’can Nevzat Bey nasıldır…’
Dedik ki ; ‘Milletvekili Adaylığını bekliyoruz…’
Dedi ki ; ‘O, sizin adayınız olmayacak… Eğer Kürşat Bey, bizim adayımız olmaz ise, Nevzat Bey adayımız olur ve Bakan olur…
Biz Antep olarak 2.500 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz…Ancak Nevzat Bey ile bu hedefi yakalayabiliriz…’
Nuri Ağabey ihracatçı değildi, fabrikası yoktu ve sadece Antepli duayen bir gazeteciydi, Antep’in geleceğini ve koyduğu hedefleri düşünüyordu…
*
Ethem Bey, konuşmasında Gaziantep’in markalaşmasını, üretimini ve birlik içinde dayanışmasından örnek verince, biz de bu hatırayı aktaralım istedik…
Aradan çok yıl geçmesine karşın biz yine aynı noktadayız…