Ailesi ile birlikte yakalandığı virüsle yaklaşık bir ay mücadele eden Demirören Haber Ajansı muhabiri Hümeyra Pardeli, tedavisinin ardından haber mesaisine geri döndü. DHA Erzurum bürosundaki arkadaşları tarafından pastayla karşılanan Hümeyra ile yaşadıklarını gazeteci gözü ile konuştuk.
Manolya BULUT-PUSULA
Hemen her gün yoğun bir tempoda mesai yaparak, olaylara bizzat şahit olunan meslek grubunda çalışan biri için, günlerce dört duvar arasında kalmak, tarifi imkânsız bir duygu olsa gerek. Koronavirüse yakalandıktan sonra uzun bir tedavi süreci geçiren meslektaşımız Hümeyra Pardeli ile iyileştikten sonra mesaisinin ilk gününde konuştuk. Süreci gazeteci gözüyle değerlendiren Pardeli, en çok ailesinin test sonucu pozitif çıktığında endişe duymuş.
Yaklaşık bir ay boyunca karantinada kalan Pardeli, haber mesaisine tekrar başladı. Anne, babası ve üç kardeşiyle birlikte aynı evde yaşayan Pardeli, ablasının belirtiler göstermesi ile talihsiz sürecin nasıl başladığını va yaşadıklarını Pusula ile paylaştı:
Tedbirsizliğin cezasını çektik
13 Ağustos’ta ablam rahatsızlandı. Hatta ağrısı o kadar çoktu ki, ağlıyordu. Biz de anlam veremedik. Sağlık ocağına gitti, orada ateşini ölçmüşler. Koronavirüs olduğundan şüphelenip teste göndermişler. Şehir Hastanesi’nde test oldu. Çok fazla yoğunluk varmış, ‘belki negatifimdir’ diye de orada olmaktan korkmuş. Sonra testinin pozitif olduğunu öğrendik. Sonuç çıkana kadar da ayrı odada kaldı. Evin içinde maskeli oturuyorduk. Ablamı ayrı düşünüyorum, anneme babama bulaşmışsa ne yaparız onu ayrı düşünüyordum. Bir de ben iki kez zatürre geçirdim, herkes de beni düşünüyor. Ablam hiç dışarıya çıkmaz ve çok temizdi. Apartmandan kaptığını düşünüyoruz. Oturduğumuz binada birilerinde daha varmış ve saklamışlar. Asansöre maskesiz bindiyse, oradan kapmış olabilir. Belki de biz fark etmedik dışarıdan kaptık, bilmiyoruz. Ama tedbirsiz bir insanın cezasını çektik” dedi.
Testereyle kesiliyor gibiydi
Aynı gün hastaneden ve halk sağlığından aradılar, temaslı olduğumuz için 14 günlük karantina süremiz başladı. Belirtilerimiz olmadığı için önce bize test yapılmadı. Her yeri çamaşır suyu ile temizledik. Daha sonra bizim de ağrılarımız başladı. Bir hafta boyunca bu durum sürdü. Test için de sanırım yoğunluk olduğu için gelmediler. Biz kalabalığız ve ağrılarımız var gidemedik. En sonunda eve geldiler. Ağrıdan gözlerim çıkacak gibiydi. Belimden aşağısı, kasıklarım, kemiklerim, bileklerim sanki testereyle kesiliyormuş gibiydi. Dudaklarımızda morarma oluyordu.
Kendimden değil ailemden korktum
Test verdikten sonraki gün kahvaltıdayken sonuçlarımızı öğrendik. E-nabızdan baktık, abimle kız kardeşim negatif çıktı. Ben, annem ve babam pozitif çıktık. Kardeşlerime kuluçka döneminde olduğu için negatif çıkabileceği söylendi. Ama ikisinde de belirtiler vardı. Pozitif olduğumu öğrenince ne düşüneceğimi bilemedim. Annemle babam aklıma geldi. Kendimden ziyade onlar için korktum.
Hastanede olmadığımız için şükrettik
Sağlık çalışanlarının sanırım yoğunluktan dolayı ilgi çok azdı. Başlarda hastaları alkışlayarak uğurluyorlardı. Ama onları da düşünmek lazım, arkadaşları Covid19 olanlar, ölenler var belki de. Kaç aydır bununla mücadele ediyorlar, kolay değil. Yine hastanede yatmadığımız için şükrettik. En azından kendi evimizdeydik. Şimdi vakalar arttı, o ortamda olmak istemezdik. Ama babamın aile hekimi onu her gün aradı, çok ilgilendi. .
Sevdiğine sarılamıyorsun
O psikolojinin tarifi yok. Uyku düzenimiz çok bozuldu. Ağrıdan uyuyamıyorduk. Bir de ruh halin izin vermiyor, ya annemin ateşi gece yükselirse haberim olmazsa diye yatamıyordum. Herkes birbirini düşündüğü için panik havasındaydık. Psikolojik olarak da çok etkilendiğimiz için her şeye ağlıyorduk, moral en önemli etken. O ölüm korkusunu yaşamak istemeyenler ne olur dikkat etsinler. Yakınlarına, sevdiğin kişiye zarar vermemek için sarılamıyorsun. Yeğenim ‘ne zaman sarılacağız?’ diye soruyordu. Belki de kaybedeceğin kişiye son kez sarılamıyorsun. Keşke bu yaşadıklarımızı insanlar görseydi, ders olurdu. Yaşayınca daha farklı anladım.
Dizlerim titredi, nefesim kesildi
Karantinadan ilk çıktığımda etraf çok garip geldi. İnsanlardan korkmaya başladım. Evden otobüs durağına kadar yürüyemedim, dizlerim titremeye başladı, nefesim kesildi. Hala konuşurken nefesimin gittiğini hissediyorum. Hastalığın geçtiğini, negatif olduğumu bildiğim halde sanki birilerine bulaştıracakmışım gibi çok korktum. Bu korkuyu yaşayan hiç kimse o tedbirlere uymamazlık yapmaz. İnsan başına gelmeden cidden anlayamıyor. Artık asansöre binmiyorum mesela. Hastalığı atlattık ama travması kaldı. Maskesiz insanları görüyorum, gidip kavga edesim geliyor. Çünkü tedbirlere uymayan birileri yüzünden biz bunu yaşadık. Karantinanın ne kadar yerinde bir karar olduğunu da gördüm.
Manolya BULUT-PUSULA
Hemen her gün yoğun bir tempoda mesai yaparak, olaylara bizzat şahit olunan meslek grubunda çalışan biri için, günlerce dört duvar arasında kalmak, tarifi imkânsız bir duygu olsa gerek. Koronavirüse yakalandıktan sonra uzun bir tedavi süreci geçiren meslektaşımız Hümeyra Pardeli ile iyileştikten sonra mesaisinin ilk gününde konuştuk. Süreci gazeteci gözüyle değerlendiren Pardeli, en çok ailesinin test sonucu pozitif çıktığında endişe duymuş.
Yaklaşık bir ay boyunca karantinada kalan Pardeli, haber mesaisine tekrar başladı. Anne, babası ve üç kardeşiyle birlikte aynı evde yaşayan Pardeli, ablasının belirtiler göstermesi ile talihsiz sürecin nasıl başladığını va yaşadıklarını Pusula ile paylaştı:
Tedbirsizliğin cezasını çektik
13 Ağustos’ta ablam rahatsızlandı. Hatta ağrısı o kadar çoktu ki, ağlıyordu. Biz de anlam veremedik. Sağlık ocağına gitti, orada ateşini ölçmüşler. Koronavirüs olduğundan şüphelenip teste göndermişler. Şehir Hastanesi’nde test oldu. Çok fazla yoğunluk varmış, ‘belki negatifimdir’ diye de orada olmaktan korkmuş. Sonra testinin pozitif olduğunu öğrendik. Sonuç çıkana kadar da ayrı odada kaldı. Evin içinde maskeli oturuyorduk. Ablamı ayrı düşünüyorum, anneme babama bulaşmışsa ne yaparız onu ayrı düşünüyordum. Bir de ben iki kez zatürre geçirdim, herkes de beni düşünüyor. Ablam hiç dışarıya çıkmaz ve çok temizdi. Apartmandan kaptığını düşünüyoruz. Oturduğumuz binada birilerinde daha varmış ve saklamışlar. Asansöre maskesiz bindiyse, oradan kapmış olabilir. Belki de biz fark etmedik dışarıdan kaptık, bilmiyoruz. Ama tedbirsiz bir insanın cezasını çektik” dedi.
Testereyle kesiliyor gibiydi
Aynı gün hastaneden ve halk sağlığından aradılar, temaslı olduğumuz için 14 günlük karantina süremiz başladı. Belirtilerimiz olmadığı için önce bize test yapılmadı. Her yeri çamaşır suyu ile temizledik. Daha sonra bizim de ağrılarımız başladı. Bir hafta boyunca bu durum sürdü. Test için de sanırım yoğunluk olduğu için gelmediler. Biz kalabalığız ve ağrılarımız var gidemedik. En sonunda eve geldiler. Ağrıdan gözlerim çıkacak gibiydi. Belimden aşağısı, kasıklarım, kemiklerim, bileklerim sanki testereyle kesiliyormuş gibiydi. Dudaklarımızda morarma oluyordu.
Kendimden değil ailemden korktum
Test verdikten sonraki gün kahvaltıdayken sonuçlarımızı öğrendik. E-nabızdan baktık, abimle kız kardeşim negatif çıktı. Ben, annem ve babam pozitif çıktık. Kardeşlerime kuluçka döneminde olduğu için negatif çıkabileceği söylendi. Ama ikisinde de belirtiler vardı. Pozitif olduğumu öğrenince ne düşüneceğimi bilemedim. Annemle babam aklıma geldi. Kendimden ziyade onlar için korktum.
Hastanede olmadığımız için şükrettik
Sağlık çalışanlarının sanırım yoğunluktan dolayı ilgi çok azdı. Başlarda hastaları alkışlayarak uğurluyorlardı. Ama onları da düşünmek lazım, arkadaşları Covid19 olanlar, ölenler var belki de. Kaç aydır bununla mücadele ediyorlar, kolay değil. Yine hastanede yatmadığımız için şükrettik. En azından kendi evimizdeydik. Şimdi vakalar arttı, o ortamda olmak istemezdik. Ama babamın aile hekimi onu her gün aradı, çok ilgilendi. .
Sevdiğine sarılamıyorsun
O psikolojinin tarifi yok. Uyku düzenimiz çok bozuldu. Ağrıdan uyuyamıyorduk. Bir de ruh halin izin vermiyor, ya annemin ateşi gece yükselirse haberim olmazsa diye yatamıyordum. Herkes birbirini düşündüğü için panik havasındaydık. Psikolojik olarak da çok etkilendiğimiz için her şeye ağlıyorduk, moral en önemli etken. O ölüm korkusunu yaşamak istemeyenler ne olur dikkat etsinler. Yakınlarına, sevdiğin kişiye zarar vermemek için sarılamıyorsun. Yeğenim ‘ne zaman sarılacağız?’ diye soruyordu. Belki de kaybedeceğin kişiye son kez sarılamıyorsun. Keşke bu yaşadıklarımızı insanlar görseydi, ders olurdu. Yaşayınca daha farklı anladım.
Dizlerim titredi, nefesim kesildi
Karantinadan ilk çıktığımda etraf çok garip geldi. İnsanlardan korkmaya başladım. Evden otobüs durağına kadar yürüyemedim, dizlerim titremeye başladı, nefesim kesildi. Hala konuşurken nefesimin gittiğini hissediyorum. Hastalığın geçtiğini, negatif olduğumu bildiğim halde sanki birilerine bulaştıracakmışım gibi çok korktum. Bu korkuyu yaşayan hiç kimse o tedbirlere uymamazlık yapmaz. İnsan başına gelmeden cidden anlayamıyor. Artık asansöre binmiyorum mesela. Hastalığı atlattık ama travması kaldı. Maskesiz insanları görüyorum, gidip kavga edesim geliyor. Çünkü tedbirlere uymayan birileri yüzünden biz bunu yaşadık. Karantinanın ne kadar yerinde bir karar olduğunu da gördüm.