Yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. Kısa ve öz bilgilerle tarihi şahsiyetlerimizi anlatmaya devam ediyoruz. Bu gün Büyük Selçuklu Devletinin resmi kurucusu Tuğrul Bey, İstiklal Marşımızın yazarı Mehmet Akif Ersoy ve cumhuriyetimizin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ü ele alacağız. Keyifli okumalar dilerim.
TUĞRUL BEY
Oğuzların Üçok kolunun Kınık boyunda olan Büyük Selçuklu Devletinin kurucusu, Çağrı Bey’in kardeşi ve Anadolu’nun tanınması için kalıcı ilk adımı atan hükümdardır. Kardeşi Çağrı Bey’i, Anadolu’yu keşfe gönderip, 1040 yılında Dandanakan Savaşında Gazneli Devletini elde ettiği zafer ile yıkılış sürecine sokan, 1048 yılında Pasinler Savaşında Bizans’a mağlubiyeti yaşatandır. Tuğrul Bey, Abbasi Halifesini Şii Büveyhoğullarından kurtarmış ardından ise kendisine doğunun ve batının sultanı unvanı verilmiştir. Nişabur da açmış olduğu medrese ile eğitimin toplum hayatında ve nesillerin ihya edilmesinde önemini ortaya koymuştur. Tuğrul Bey bir sözünde derki: “Kendime bir saray yapıp ta yanında bir cami inşa etmezsem, Allah’ı Teâlâ’dan utanırım.” Nitekim Bağdat şehrinde yaptırmış olduğu cami, medrese ve hamam sözünün sadece sözde kalmadığının da somut göstergesidir. Tuğrul Bey, Maveraünnehir’den Horasan’a, Irak’tan Azerbaycan ve Kafkaslara kadar uzanan coğrafyada Türk-İslam Medeniyet ve huzur asrının yaşanmasına neden olan önemli isimlerden biri olmuştur.
MEHMET AKİF ERSOY
Milli şair, İstiklal Marşımızın söz yazarı, Çanakkale zaferi üzerine yazdığı şiiri ile bilinen, milletim için parayla marş yazmam, yazamam diyecek kadar gönlü vatan sevgisi ile dolu olan koca insan Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında dünyaya gelmiştir. Veterinerlik Fakültesini bitirmiş, ülkenin çeşitli bölgelerinde hizmette bulunmuştur. Kalemi güçlü, hitabetin etkili olmasıyla ön plana çıkmış, milli mücadele döneminde verdiği vaazlar ile milli bilincin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Yeni Türk devletinin kurulmasında aktif rol oynamış, Maarif Vekâleti tarafından düzenlenen milli marş yazma yarışmasında birinci olmuştur. Para ödülünü I. Dünya Savaşında mücadele eden askerlerin elbiselerini diken kuruma bağışlamış, yazdığı şiiri ise en önemli eseri olan Safahat arasına almamıştır. Marş olan şiir milletindir ve bana ait değildir demiştir. Bir daha böyle bir marş yazar mısın diye soranlara ise yüce rabbim bir daha bu millete marş yazmayı nasip etmesin diye cevap vermiştir. Mısır’ın Ez Ezher Üniversitesinde de ders veren Akif, 1936 yılında İstanbul’da hayata veda etmiştir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
1881 yılında Selanik şehrinde hayata gözlerini açan Mustafa Kemal’in bir ulusun yeniden doğuşuna ön ayak olacağını herhalde hiçbir kimse tahmin edememiştir. 10 Kasım 1938 yılına kadar süren 57 yıllık ömre Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sığmış, zaferden sonra ise mücadele Türk’ün yeniden ayağa kalkması için atılacak adımlara geçilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk için hayatta en hakiki mürşit ilim olmuş, Türk milletini medeni milletler seviyesine çıkarılabilmesi için geceli gündüzlü çalışılmıştır. Türk, öğün, çalış ve güven düstur kabul edilmiş, Mustafa Kemal yılgınlığa düşmemiş, hep öncü ve liderlik yapmıştır. Kılık kıyafetten, ölçü ve tartı birimlerine, kadın ve erkek eşitliliğine kadar hayatın her alanına Mustafa Kemal’in eli değmiş, yönetim de halk egemenliği yani demokrasi baş tacı edilmiştir. Milletin derdinde olunca Mustafa Kemal Paşa kendini dahi unutmuş geride sadece milleti için yaptıkları kalmıştır. En büyük eserim dediği cumhuriyeti ise gençlere emanet etmiş, Nutuk adlı eseri ile de yaptıkları için tarihe notunu da bırakmıştır.
TUĞRUL BEY
Oğuzların Üçok kolunun Kınık boyunda olan Büyük Selçuklu Devletinin kurucusu, Çağrı Bey’in kardeşi ve Anadolu’nun tanınması için kalıcı ilk adımı atan hükümdardır. Kardeşi Çağrı Bey’i, Anadolu’yu keşfe gönderip, 1040 yılında Dandanakan Savaşında Gazneli Devletini elde ettiği zafer ile yıkılış sürecine sokan, 1048 yılında Pasinler Savaşında Bizans’a mağlubiyeti yaşatandır. Tuğrul Bey, Abbasi Halifesini Şii Büveyhoğullarından kurtarmış ardından ise kendisine doğunun ve batının sultanı unvanı verilmiştir. Nişabur da açmış olduğu medrese ile eğitimin toplum hayatında ve nesillerin ihya edilmesinde önemini ortaya koymuştur. Tuğrul Bey bir sözünde derki: “Kendime bir saray yapıp ta yanında bir cami inşa etmezsem, Allah’ı Teâlâ’dan utanırım.” Nitekim Bağdat şehrinde yaptırmış olduğu cami, medrese ve hamam sözünün sadece sözde kalmadığının da somut göstergesidir. Tuğrul Bey, Maveraünnehir’den Horasan’a, Irak’tan Azerbaycan ve Kafkaslara kadar uzanan coğrafyada Türk-İslam Medeniyet ve huzur asrının yaşanmasına neden olan önemli isimlerden biri olmuştur.
MEHMET AKİF ERSOY
Milli şair, İstiklal Marşımızın söz yazarı, Çanakkale zaferi üzerine yazdığı şiiri ile bilinen, milletim için parayla marş yazmam, yazamam diyecek kadar gönlü vatan sevgisi ile dolu olan koca insan Mehmet Akif Ersoy, 1873 yılında dünyaya gelmiştir. Veterinerlik Fakültesini bitirmiş, ülkenin çeşitli bölgelerinde hizmette bulunmuştur. Kalemi güçlü, hitabetin etkili olmasıyla ön plana çıkmış, milli mücadele döneminde verdiği vaazlar ile milli bilincin oluşmasında büyük rol oynamıştır. Yeni Türk devletinin kurulmasında aktif rol oynamış, Maarif Vekâleti tarafından düzenlenen milli marş yazma yarışmasında birinci olmuştur. Para ödülünü I. Dünya Savaşında mücadele eden askerlerin elbiselerini diken kuruma bağışlamış, yazdığı şiiri ise en önemli eseri olan Safahat arasına almamıştır. Marş olan şiir milletindir ve bana ait değildir demiştir. Bir daha böyle bir marş yazar mısın diye soranlara ise yüce rabbim bir daha bu millete marş yazmayı nasip etmesin diye cevap vermiştir. Mısır’ın Ez Ezher Üniversitesinde de ders veren Akif, 1936 yılında İstanbul’da hayata veda etmiştir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
1881 yılında Selanik şehrinde hayata gözlerini açan Mustafa Kemal’in bir ulusun yeniden doğuşuna ön ayak olacağını herhalde hiçbir kimse tahmin edememiştir. 10 Kasım 1938 yılına kadar süren 57 yıllık ömre Trablusgarp Savaşı, Balkan Savaşları, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sığmış, zaferden sonra ise mücadele Türk’ün yeniden ayağa kalkması için atılacak adımlara geçilmiştir. Mustafa Kemal Atatürk için hayatta en hakiki mürşit ilim olmuş, Türk milletini medeni milletler seviyesine çıkarılabilmesi için geceli gündüzlü çalışılmıştır. Türk, öğün, çalış ve güven düstur kabul edilmiş, Mustafa Kemal yılgınlığa düşmemiş, hep öncü ve liderlik yapmıştır. Kılık kıyafetten, ölçü ve tartı birimlerine, kadın ve erkek eşitliliğine kadar hayatın her alanına Mustafa Kemal’in eli değmiş, yönetim de halk egemenliği yani demokrasi baş tacı edilmiştir. Milletin derdinde olunca Mustafa Kemal Paşa kendini dahi unutmuş geride sadece milleti için yaptıkları kalmıştır. En büyük eserim dediği cumhuriyeti ise gençlere emanet etmiş, Nutuk adlı eseri ile de yaptıkları için tarihe notunu da bırakmıştır.