Türkiye’nin en büyük gelir kaynaklarından birisi turizm. Memleketin üç yanı denizlerle çevrili. Haliyle Akdeniz, Ege, Marmara ve Karadeniz sahilleri turistik tesisler ve plajlarla dolu. Turizm tesislerine olan yerli ve yabancı ilgisi her geçen yıl biraz daha artıyor ve kıyıları ele geçiren turistik tesislerin kapladığı alanlar kilometrelerce uzadıkça uzuyor.
Denizden uzak bölgelerde de deniz turizmi olabileceğini Van Gölü göstermiş durumda. Van Gölünün kıyılarında suya girme ve yüzme imkânı olduğunu biliyordum. Van belediyelerinin ve ilgili bakanlıkların Van Gölü kıyılarında plajlar hazırladığını hatta mavi bayraklı (yüksek standart) plajların açıldığıyla ilgili haberleri medyadan görüp okumuştum.
Çevremizden dinlediğimiz olumlu bilgilerin de etkisiyle bu yıl ailecek kalkıp Mollakasım’a gittik ve günlüğü 400 lira olan iki apart otelde dört kişinin rahatça kalabildiği bir artı bir daireler kiraladık ve beş gün ‘muhafzakarca’ bir tatil yaptık. Mollakasım’a varınca öğrendik ki, sekiz kişinin kalabileceği villaların kirası da günlük 450 lira civarındadır.
Nedir muhafazakâr tatil?
Dini hassasiyetleri olan insanların mahremiyet esaslarına uygun ortamda denize girmesi ve çevrenin turizm imkânlarından yararlanması. Alkol yok, kadın erkek plajları ayrı. Cami, lokanta, fırın, market yanı başınızda… Mollakasım’daki 8 bin civarına ulaşmış villalar ve diğer turizm tesisleri bu muhafazakâr standartları korumakta kararlı gözüküyor. Aile dışında müşteri kabul etmiyorlar mesela. Bu yüzden Mollakısım ana-baba günü bir yer değil.
Mollakasım’ın, bahçeleri, şeftalisinden incirine cevizinden eriğine, envaı çeşit gül ve çiçeğine kadar, nimetlerle dolu villalarıyla apart otel ve pansiyonlarında kalıp, ferah bir anlayışla inşa edilmiş evlerin teraslarında veya geniş balkonlarında oturup Van Gölünün eşsiz maviliğini, karşı kıyıda yükselen Süphan Dağını izleyebilir, sokaklarında ve martılı kıyılarında gezip huzurlu ve mutlu bir tatil geçirebilirsiniz.
Mollakasım, Van şehir merkezine 35, düzenlenmiş kıyısı ve sosyal tesisleriyle hareketli ve gayet şirin olan Edremit ilçesine 50 kilometre mesafededir. Zaman zaman şehir merkezini ve Edremit ilçesini de ziyaret ederek tatilinizi güzel anılarla zenginleştirebilirsiniz.
Van Gölünün yararları
Dünyanın en büyük sodalı gölü olma özelliğine sahip Van Gölü, içindeki bazı mineral değerlerinin yüksek olması ve birçok cilt hastalığına iyi gelmesi nedeniyle, sık sık bilim insanlarının araştırma konusu oluyor.
Bilim adamları, Van Gölünün sodalı suyunun özellikle akne, ayak mantarı ve sedef gibi bazı deri hastalıklarını tedavi edici özelliğinin bulunduğunu belirtiyorlar. Vanlıların, "Van Gölü'nün suyu şifadır" söylemini bilim insanları da artık doğrulamış durumdadır.
Sedef tedavisinde de etkili
Van Gölü, bromür, florür ve sodyum açısından zengin bir suya sahiptir. Bikarbonat değeri ise normal değerinin çok üzerinde. Bu özelliklerinden dolayı Van Gölünün tedavi edici sular kategorisinde yer aldığını ifade eden Van YYÜ Dermatoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Serap Güneş Bilgili, basına yaptığı bir değerlendirmesinde şu bilgileri vermiş:
“Van Gölü suyunun sedef hastalığını tedavi edici özelliği var, ama şöyle de bir durum var: Sedef hastalığında deride geniş kabuklar olduğu için sadece gölün özelliği değil aynı zamanda güneşin etkisiyle de bu hastalar tedavi olmuş oluyorlar. Özellikle ultraviyole, 'a' ve 'b' den de zengin bir yapıya sahip. Bundan dolayı da hastalar hem güneşin etkisiyle hem Van Gölü'nün etkisiyle tedavi olabiliyorlar. Akne, sedef, ayak mantarı hastalığında da hastalar şifa bulabiliyorlar. Van Gölü'nün bir miktar soyucu etkisi var. Bu tür deri hastalıklarında tabakayı söküp götürebiliyor. Buna bağlı olarak biz çok çeşitli hastalıklarda Van Gölü'nün tedavi edici iyileştirici etkisini görebiliyoruz. Hem yapılan çalışmalar hem de klinik tecrübemizle Van Gölü suyunun tedavi edici olduğunu söyleyebiliriz. Van Gölü'nün ayrıca saç rengini açıcı özelliği de bulunuyor.”