Türkiye’de garip bir siyaset anlayışı gelişiyor. Toplumun önünde olduğunu düşünen bazı kesimler, ülkenin her halinden gerekirse derin bir yara, fitne oluşturmayı marifet görüyorlar. Arap turiste öfke kusandan, Suriyeli sığınmacıları kalkan yaparak ticaret yerlerinin Arapça tabela ve müşteri çağıran afişlerine kadar zincir devam ediyor.
Bunların altında halk desteğini sağlamakta yeteriz kalan siyasi figürler, iktidarda yer alamayışına kahırlanan sözde aydınlar, iktidarın her hizmeti ve icraatından FETÖ tarafından ısıtılmış şüphe ve kuşku duyanlar yer alıyor.
CHP ve İYİ Parti tarafından sık sık siyaset malzemesi yapılan Arap veya Ortadoğu düşmanlığı veya kışkırtmalar arasında Afrika’da ne işimiz var, Libya’da ne arıyoruz, Katar bizim neyimiz gariplikleri üzerinden bir dizi algı ciddi anlamda Türkiye’ye gelen turistleri, öğrencileri etkilediği görülüyor. Siyasetin bu haliyle yapılmasının Türkiye’ye zarar verdiğini umarım fark edebilirler.
Afrika’da ne işimiz var’a bakalım mı?
Afrika, Ortadoğu asırlarca kan emici BATI’nın sömürüsü altında bulunuyordu. Sömürü çarkları hala devam ederken bu alanlara yeni güçler giriyor. Son dönemde Afrika, ABD, Fransa, Almanya, Çin, Rusya ve Türkiye arasında büyük bir oyun sahası.
Türkiye, Afrika’ya son 10-15 yıldır girmeye başladı.
Yumuşak güç olarak “Yeryüzü Doktorları”, “İHH”, TİKA, Yunusemre Enstitüsü gibi sivil veya yarı sivil kuruluşların başı çektiği çok sayıda unsur çalışıyor. TRT Belgesel’den hatırlayacağınız “Su Savaşları” ve Yeryüzü Doktorları insani en yüksek hizmeti verenlerin başında yer alıyor.
Afrika’yı çok geç fark eden Türkiye, buna rağmen çok hızlı yol alıyor. Türkiye’nin Afrika’ya girişi en fazla Fransa’yı rahatsız ediyor. ABD ise Türkiye’ye karşı açık tavır takınmasa da örtülü olarak Fransa’yı destekliyor.
Neden?
Somali; Türkiye, petrolümüzü çıkarsın!, Nijerya; Türkiye, altın madenlerimizi işletsin!, Etiyopya; Türkiye, demir yollarını yapsın!, Senegal; Türkiye elmas madenlerini işletsin!, Cezayir/Tunus; Türkiye, üs kursun!
Bunlar resmi olarak iletilen devlet düzeyindeki talep ve işbirliği çağrıları.
Afrika'da Türkiye; Erdogan'ın ziyaretleri: 32 ülke, Büyükelçilik sayısı: 43, TİKA ofisi: 22, Maarif Vakfı: 26, ülkede 175 okul, Yunus Emre Enstitüsü: 10 merkez, THY: 40 ülkeye, 61 noktaya uçuş TSK: 19 ülkede askeri ataşelik.
Afrika ülkelerinin ülkelerden ithalat tablosu:
Afrika’nın ithalat partnerleri: AB yüzde 30, Çin yüzde 21.8, ABD yüzde 6, Hindistan yüzde 5.5, BAE yüzde 3.8, Türkiye yüzde 3, S. Arabistan yüzde 3, Rusya yüzde 2.
Ülkelerin Afrika’ya yaptıkları ihracatın yükselişi: 2005-2020 arasındaki yükseliş oranı.
İlk sırada Çin yüzde 403.8, Türkiye yüzde 291.3, Hindistan yüzde 282.5.
Ne işimiz var Afrika’da değil mi?
Bunların altında halk desteğini sağlamakta yeteriz kalan siyasi figürler, iktidarda yer alamayışına kahırlanan sözde aydınlar, iktidarın her hizmeti ve icraatından FETÖ tarafından ısıtılmış şüphe ve kuşku duyanlar yer alıyor.
CHP ve İYİ Parti tarafından sık sık siyaset malzemesi yapılan Arap veya Ortadoğu düşmanlığı veya kışkırtmalar arasında Afrika’da ne işimiz var, Libya’da ne arıyoruz, Katar bizim neyimiz gariplikleri üzerinden bir dizi algı ciddi anlamda Türkiye’ye gelen turistleri, öğrencileri etkilediği görülüyor. Siyasetin bu haliyle yapılmasının Türkiye’ye zarar verdiğini umarım fark edebilirler.
Afrika’da ne işimiz var’a bakalım mı?
Afrika, Ortadoğu asırlarca kan emici BATI’nın sömürüsü altında bulunuyordu. Sömürü çarkları hala devam ederken bu alanlara yeni güçler giriyor. Son dönemde Afrika, ABD, Fransa, Almanya, Çin, Rusya ve Türkiye arasında büyük bir oyun sahası.
Türkiye, Afrika’ya son 10-15 yıldır girmeye başladı.
Yumuşak güç olarak “Yeryüzü Doktorları”, “İHH”, TİKA, Yunusemre Enstitüsü gibi sivil veya yarı sivil kuruluşların başı çektiği çok sayıda unsur çalışıyor. TRT Belgesel’den hatırlayacağınız “Su Savaşları” ve Yeryüzü Doktorları insani en yüksek hizmeti verenlerin başında yer alıyor.
Afrika’yı çok geç fark eden Türkiye, buna rağmen çok hızlı yol alıyor. Türkiye’nin Afrika’ya girişi en fazla Fransa’yı rahatsız ediyor. ABD ise Türkiye’ye karşı açık tavır takınmasa da örtülü olarak Fransa’yı destekliyor.
Neden?
Somali; Türkiye, petrolümüzü çıkarsın!, Nijerya; Türkiye, altın madenlerimizi işletsin!, Etiyopya; Türkiye, demir yollarını yapsın!, Senegal; Türkiye elmas madenlerini işletsin!, Cezayir/Tunus; Türkiye, üs kursun!
Bunlar resmi olarak iletilen devlet düzeyindeki talep ve işbirliği çağrıları.
Afrika'da Türkiye; Erdogan'ın ziyaretleri: 32 ülke, Büyükelçilik sayısı: 43, TİKA ofisi: 22, Maarif Vakfı: 26, ülkede 175 okul, Yunus Emre Enstitüsü: 10 merkez, THY: 40 ülkeye, 61 noktaya uçuş TSK: 19 ülkede askeri ataşelik.
Afrika ülkelerinin ülkelerden ithalat tablosu:
Afrika’nın ithalat partnerleri: AB yüzde 30, Çin yüzde 21.8, ABD yüzde 6, Hindistan yüzde 5.5, BAE yüzde 3.8, Türkiye yüzde 3, S. Arabistan yüzde 3, Rusya yüzde 2.
Ülkelerin Afrika’ya yaptıkları ihracatın yükselişi: 2005-2020 arasındaki yükseliş oranı.
İlk sırada Çin yüzde 403.8, Türkiye yüzde 291.3, Hindistan yüzde 282.5.
Ne işimiz var Afrika’da değil mi?