Nerede yıkılan yer görsek ‘altında altın’ arıyoruz!
Farkında mısınız bilmiyorum. Özellikle şehir merkezinde kentsel dönüşüm için gerçekleşen istimlak çalışmaları sonrasında herkes yıkılan yerleşim bölgesinde kesin hazine var düşüncesine sahip. Bilhassa Erzurum’un en eski yapılarından çifte minarelerin etrafında yapılan kazılar sonrası yıkılan binaların altlarında illa ki altın veya benzeri değerli eşyaların olduğu kanaatinin yaygın olduğuna inanıyorum. Bu inancım özellikle de son zamanlarda Taşambarlar civarında gerçekleşen istimlaklar sonrasında daha da yoğunlaştı. Zaman zaman Erzurum polisini de bu tür düşüncelere sahip insanların olacağını düşündüğü için orada konuşlandığını gözlemliyorum. Bilhassa Büyükşehir Belediyesi tarafından Gürcükapı’da gerçekleşen yıkımlar sonrasında burada yeraltından altın çıktığı iddialar üzerine bu bölgede define arayıcılarının iştahını kabarttığını sanıyorum. Oysa Gürcükapı semtimde yıkılan işyeri veya konutların altında hazine bulunduğu iddialarının bir ‘şehir efsanesi’ olduğuna eminim. Görünen o , özellikle şehir merkezinde yıkımı gerçekleşen bir bölge varsa burada yıkılan yerlerin altında veya enkazın arasında hazine bulunduğu düşüncesi hakikaten insanın aklına artık yıkılan her konutun veya işyerinin olduğu yere bir polisin görevlendirilmesi gerektiği zorunluluğunu ortaya koyuyor.
Aykırı hemşehrimiz yazar Eşber Yağmurdereli ilçesi Tortum’u su yolu etti..
Gözü başka yer görmüyor!
Eşber Yağmuredereli ismi vikipedi’ye gir, ‘1945 Erzurum Tortum Türk yazar, senarist, şair, öykü yazarı, aktivisttir’ yazar. O’nu, ülkece tanınmış, ünlü, farklı, renkli bir kişilik olmasının yanısıra, hemşehrimiz olarak bilir, kabul ederiz. Uzunca zamandır ‘su yolu’ ettiği Erzurum Tortum’a defalarca gelmesine karşın bu güne kadar bir türlü görme, tanıma fırsatını elime geçirmemiştim. Kendisiyle onca zaman geçti, ilk defa geçtiğimiz gün Erzurum Kitap Fuarı’nda tanışma fırsatı buldum. Herşeyden önce çok sakin, sabırlı ve de nazik buldum kendisini. Her daim yanında olan mimar oğlu Uğur Yağmurdereli gibi o da sempatik geldi bana. Onca yaşamışlığına karşın ‘sıradan biri’ izlenimi vermesi de bana ona olan sevgimi biraz daha artırdı. Daha küçük yaşlardayken bir havuz kazası sonrasında görme yetisini kaybettiğini bildiğimiz Eşber Yağmurdereli ile bu görüşmemizde oğlundan öğreniyorum ki neredeyse 3 ayda bir doğduğu yer olan Tortum’a geliyor ve artık yıkılmaya yüz tutmuş o köhne evinde kalıyor.
Oğul Uğur, bu yaz tamamen artık yıkılmak üzere olan evi restore edeceklerini söylerken, babasının hiçbir surette Tortum’dan kopamadığını belirtiyor. Her gelişinde burada akrabaları ile ilçe merkezinde hasret gideren Eşber Yağmurdereli ile görüşmemizde değerli gazeteci büyüğüm Kadir Sabuncuoğlu’nun sayesinde çocukluk fotoğrafını da bulma imkanını buldum. Yine Erzurum’un tanınmış eğitimcilerinden arkadaşımız Neslihan Keteci’nin rahmetli babası Burhanettin Keteci ile birlikte çekilen fotoğrafını. Uzun süre sahnelenen Akrep oyun kitabını imzalamak üzere Adnan Atalay tarafından sinema sanatçısı olarak tanıdığımız Menderes Samancılar ile birlikte özel olarak davet edilen ve memleketine gelen Yağmurdereli’ye sağlıklı uzun ömürler diliyor, kendisinden Tortum günlerine ilişkin bir anı kitabı da beklediğimi belirtmek istiyorum. Bu benim son kararımdır!
Taşmağazalar’da bildiğiniz tüm ezberleri unutun!
Daha düne kadar özellikle kuyumcu esnafının yoğunlukta olduğu Taşmağazalar’da herkes kafasına göre bir fiyat politikası uyguluyordu. Çeyrek, yarım veya tam altın almak isteyen müşteri, her esnaftan farklı fiyat ile karşılaşıyor, en düşük fiyattan alış yapan esnafı tercih ediyordu. Bu durum elbette ki sadece müşteri için değil, kuyumcu esnafı için de problem teşkil ediyordu. Oluşturulan yeni Kuyumcular Odası yönetimi, aslında geç de kalınmış bir karara imza attı ve dahiyane bir çözümle hem müşterinin hem de esnafın bu sorununu büyük ölçüde çözdü. Taşmağazalar’ın farklı alanlarına elektronik tabela koyan Kuyumcular Odası yönetimi, böylelikle hem vatandaşa hem de esnafa anlık ziynet eşyası fiyatlarını sunmaya başladı. Tabelalar kuyumcu esnaf arasında toplanan paralar ile sağlandı. Bir merkezden gerçekleşen fiyatlar anlık veriliyor, kafalarda herhangi bir soru işareti kalmıyor. Müşteriler hem hangi esnaf daha fazla veya indirim ile altın alıyor veya satıyor diye kapı kapı dolaşıp yorulmazken, esnaf da aralarındaki haksız rekabeti de sonlandırmış oldu. İstanbul’da Kapalıçarşı’da olduğunu biliyorum, başka bir yerde böyle bir uygulama var mı, açıkçası bilmiyorum. Alkışlarımız bu konuda radikal bir karar alan yeni oda yönetimine gelsin..
Bundan çok var!
Ne bileyim, belki de afilli geldiği için kullandım galiba. Öncelikle böyle amiyane bir başlık attığım için sevgili Hüseyin Koçan’ın affına sığınıyorum. Bir süredir Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in danışmanı olan tanıdığımız Hüseyin Koçan, aynı isim ve soyismi taşıyan aile üyelerinden sadece biri. Aslen Erzurum’un ilçelerinden İspir’in eski adıyla Gocuktur, şimdiki adıyla 40 haneli Ambaralan köyünde ki Koçan ailesinden olan Hüseyin Koçan’ın bir çok akrabası da aynı isim ve soyisime sahip. Aralarında hekimlerin, avukatların ve işadamlarının olduğu ve Türkiye’nin değişik bölgelerine yayılmış Hüseyin Koçan’lar ile akraba olan 60 yaşındaki politikacı, bu durumdan dolayı bazen sıkıntı da çekiyor. Aynı aileden aynı isim ve soyisime sahip başka Hüseyin Koçan’ı aramak isteyenler ile yüzyüze ya da telefonla karşılaşan Hüseyin Koçan, ne varki aynı isim ve soyisime sahip akrabaları arasında ‘Bolu beyi’ olarak da tanınıyor.. Ancak diğer akraba adaşlarından öyle soyutluyor kendini. Geniş bir aileye sahip olan Hüseyin Koçan’a sağlıklı yıllar dilerken, özellikle gerek belediye personeli ile sağladığı pozitif, sıcak ilişkiden dolayı da tebrik edemeden geri duramıyorum..
Sarı Gelin oldu
kasa doldu!
Erzurum’da süt ve süt ürünleri satan Zülküf Yeşilbaş’ın, adını Sarı Gelin koyduğu civil peynir, kapış kapış edilmeye başlandı. Özellikle Erzurum’a gelen yerli turistlerin büyük ilgi gösterdiği Sarı Gelin, tamamı sarı rengi ile kilolarca satılır oldu. Bilhassa Horasan ilçesine bağlı bazı köylerde özel olarak üretilen, şu an 75 liradan satışı gerçekleşen bu civil peynir sadece tadıyla değil artık rengi ve de ismi ile de müşterilerin gözbebeği haline geldi. Rengi, tadı ve isminden dolayı müdavimi olan bazı bayan yerli turistlerin son günlerde peynirimizi kendi instegram başta olmak üzere sosyal medya hesaplarından paylaşmaları da büyük dikkat çekiyor.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Söz söylemek irfan ister, anlamak insan! (Fuzuli)
DUVARIN DİLİ : Çok gördük gemileri yakıp gidenleri. Hepsi yüzerek geri döndüler!
Farkında mısınız bilmiyorum. Özellikle şehir merkezinde kentsel dönüşüm için gerçekleşen istimlak çalışmaları sonrasında herkes yıkılan yerleşim bölgesinde kesin hazine var düşüncesine sahip. Bilhassa Erzurum’un en eski yapılarından çifte minarelerin etrafında yapılan kazılar sonrası yıkılan binaların altlarında illa ki altın veya benzeri değerli eşyaların olduğu kanaatinin yaygın olduğuna inanıyorum. Bu inancım özellikle de son zamanlarda Taşambarlar civarında gerçekleşen istimlaklar sonrasında daha da yoğunlaştı. Zaman zaman Erzurum polisini de bu tür düşüncelere sahip insanların olacağını düşündüğü için orada konuşlandığını gözlemliyorum. Bilhassa Büyükşehir Belediyesi tarafından Gürcükapı’da gerçekleşen yıkımlar sonrasında burada yeraltından altın çıktığı iddialar üzerine bu bölgede define arayıcılarının iştahını kabarttığını sanıyorum. Oysa Gürcükapı semtimde yıkılan işyeri veya konutların altında hazine bulunduğu iddialarının bir ‘şehir efsanesi’ olduğuna eminim. Görünen o , özellikle şehir merkezinde yıkımı gerçekleşen bir bölge varsa burada yıkılan yerlerin altında veya enkazın arasında hazine bulunduğu düşüncesi hakikaten insanın aklına artık yıkılan her konutun veya işyerinin olduğu yere bir polisin görevlendirilmesi gerektiği zorunluluğunu ortaya koyuyor.
Aykırı hemşehrimiz yazar Eşber Yağmurdereli ilçesi Tortum’u su yolu etti..
Gözü başka yer görmüyor!
Eşber Yağmuredereli ismi vikipedi’ye gir, ‘1945 Erzurum Tortum Türk yazar, senarist, şair, öykü yazarı, aktivisttir’ yazar. O’nu, ülkece tanınmış, ünlü, farklı, renkli bir kişilik olmasının yanısıra, hemşehrimiz olarak bilir, kabul ederiz. Uzunca zamandır ‘su yolu’ ettiği Erzurum Tortum’a defalarca gelmesine karşın bu güne kadar bir türlü görme, tanıma fırsatını elime geçirmemiştim. Kendisiyle onca zaman geçti, ilk defa geçtiğimiz gün Erzurum Kitap Fuarı’nda tanışma fırsatı buldum. Herşeyden önce çok sakin, sabırlı ve de nazik buldum kendisini. Her daim yanında olan mimar oğlu Uğur Yağmurdereli gibi o da sempatik geldi bana. Onca yaşamışlığına karşın ‘sıradan biri’ izlenimi vermesi de bana ona olan sevgimi biraz daha artırdı. Daha küçük yaşlardayken bir havuz kazası sonrasında görme yetisini kaybettiğini bildiğimiz Eşber Yağmurdereli ile bu görüşmemizde oğlundan öğreniyorum ki neredeyse 3 ayda bir doğduğu yer olan Tortum’a geliyor ve artık yıkılmaya yüz tutmuş o köhne evinde kalıyor.
Oğul Uğur, bu yaz tamamen artık yıkılmak üzere olan evi restore edeceklerini söylerken, babasının hiçbir surette Tortum’dan kopamadığını belirtiyor. Her gelişinde burada akrabaları ile ilçe merkezinde hasret gideren Eşber Yağmurdereli ile görüşmemizde değerli gazeteci büyüğüm Kadir Sabuncuoğlu’nun sayesinde çocukluk fotoğrafını da bulma imkanını buldum. Yine Erzurum’un tanınmış eğitimcilerinden arkadaşımız Neslihan Keteci’nin rahmetli babası Burhanettin Keteci ile birlikte çekilen fotoğrafını. Uzun süre sahnelenen Akrep oyun kitabını imzalamak üzere Adnan Atalay tarafından sinema sanatçısı olarak tanıdığımız Menderes Samancılar ile birlikte özel olarak davet edilen ve memleketine gelen Yağmurdereli’ye sağlıklı uzun ömürler diliyor, kendisinden Tortum günlerine ilişkin bir anı kitabı da beklediğimi belirtmek istiyorum. Bu benim son kararımdır!
Taşmağazalar’da bildiğiniz tüm ezberleri unutun!
Daha düne kadar özellikle kuyumcu esnafının yoğunlukta olduğu Taşmağazalar’da herkes kafasına göre bir fiyat politikası uyguluyordu. Çeyrek, yarım veya tam altın almak isteyen müşteri, her esnaftan farklı fiyat ile karşılaşıyor, en düşük fiyattan alış yapan esnafı tercih ediyordu. Bu durum elbette ki sadece müşteri için değil, kuyumcu esnafı için de problem teşkil ediyordu. Oluşturulan yeni Kuyumcular Odası yönetimi, aslında geç de kalınmış bir karara imza attı ve dahiyane bir çözümle hem müşterinin hem de esnafın bu sorununu büyük ölçüde çözdü. Taşmağazalar’ın farklı alanlarına elektronik tabela koyan Kuyumcular Odası yönetimi, böylelikle hem vatandaşa hem de esnafa anlık ziynet eşyası fiyatlarını sunmaya başladı. Tabelalar kuyumcu esnaf arasında toplanan paralar ile sağlandı. Bir merkezden gerçekleşen fiyatlar anlık veriliyor, kafalarda herhangi bir soru işareti kalmıyor. Müşteriler hem hangi esnaf daha fazla veya indirim ile altın alıyor veya satıyor diye kapı kapı dolaşıp yorulmazken, esnaf da aralarındaki haksız rekabeti de sonlandırmış oldu. İstanbul’da Kapalıçarşı’da olduğunu biliyorum, başka bir yerde böyle bir uygulama var mı, açıkçası bilmiyorum. Alkışlarımız bu konuda radikal bir karar alan yeni oda yönetimine gelsin..
Bundan çok var!
Ne bileyim, belki de afilli geldiği için kullandım galiba. Öncelikle böyle amiyane bir başlık attığım için sevgili Hüseyin Koçan’ın affına sığınıyorum. Bir süredir Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’in danışmanı olan tanıdığımız Hüseyin Koçan, aynı isim ve soyismi taşıyan aile üyelerinden sadece biri. Aslen Erzurum’un ilçelerinden İspir’in eski adıyla Gocuktur, şimdiki adıyla 40 haneli Ambaralan köyünde ki Koçan ailesinden olan Hüseyin Koçan’ın bir çok akrabası da aynı isim ve soyisime sahip. Aralarında hekimlerin, avukatların ve işadamlarının olduğu ve Türkiye’nin değişik bölgelerine yayılmış Hüseyin Koçan’lar ile akraba olan 60 yaşındaki politikacı, bu durumdan dolayı bazen sıkıntı da çekiyor. Aynı aileden aynı isim ve soyisime sahip başka Hüseyin Koçan’ı aramak isteyenler ile yüzyüze ya da telefonla karşılaşan Hüseyin Koçan, ne varki aynı isim ve soyisime sahip akrabaları arasında ‘Bolu beyi’ olarak da tanınıyor.. Ancak diğer akraba adaşlarından öyle soyutluyor kendini. Geniş bir aileye sahip olan Hüseyin Koçan’a sağlıklı yıllar dilerken, özellikle gerek belediye personeli ile sağladığı pozitif, sıcak ilişkiden dolayı da tebrik edemeden geri duramıyorum..
Sarı Gelin oldu
kasa doldu!
Erzurum’da süt ve süt ürünleri satan Zülküf Yeşilbaş’ın, adını Sarı Gelin koyduğu civil peynir, kapış kapış edilmeye başlandı. Özellikle Erzurum’a gelen yerli turistlerin büyük ilgi gösterdiği Sarı Gelin, tamamı sarı rengi ile kilolarca satılır oldu. Bilhassa Horasan ilçesine bağlı bazı köylerde özel olarak üretilen, şu an 75 liradan satışı gerçekleşen bu civil peynir sadece tadıyla değil artık rengi ve de ismi ile de müşterilerin gözbebeği haline geldi. Rengi, tadı ve isminden dolayı müdavimi olan bazı bayan yerli turistlerin son günlerde peynirimizi kendi instegram başta olmak üzere sosyal medya hesaplarından paylaşmaları da büyük dikkat çekiyor.
TUTTUĞUM BABA SÖZLER : Söz söylemek irfan ister, anlamak insan! (Fuzuli)
DUVARIN DİLİ : Çok gördük gemileri yakıp gidenleri. Hepsi yüzerek geri döndüler!