Kahramanmaraş merkezli afeti yaşayan depremzedeler, o korkunç anları bir an olsun unutamıyorlar.
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından Van Valiliği koordinasyonunda deprem bölgesinden kente getirilen aileler, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Aişe Sıddıka Erkek Öğrenci Yurdunda konuk ediliyor. Ailesiyle birlikte yurda yerleştirilen Adem Kuşçu isimli depremzede, 9 Kasım 2011’de Van’da meydana gelen ikinci depremi yaşadığının belirterek, "Deprem anını anlatmak, inanın mümkün değil. Çünkü biz 2011’de Van’ın ikinci depremine burada yakalanmıştık. O deprem akşam saat 21.00 sıralarındaydı ve en fazla belki 10 saniye sürdü ama bu hem bizi uykuda yakaladı hem de sarsıntısı bir değildi. Gerçekten biri bana anlatsa inanmazdım. Ev sanki 2-3 metre boyunca gidip geliyordu. Hani insanı önce döverler, sonra da şiddetli vururlar ya onun gibiydi. İki dakika boyunca bitmedi. Çünkü bir dakika boyunca yatağımdaydım. En küçük kızım uyandırdı bizi. Hiç uyanmayan çocuk, deprem günü uyandı. Allah'ın ilahi adaleti derler ya, işte o uyandırdı. Biz depremin bütün anını yaşadık. Allah'ım düşmanıma yaşatmasın. Dünya fani derler ya, dünyanın boş olduğunu o dakika anlıyorsun" diye konuştu.
"Allah'ım düşmanıma yaşatmasın"
Deprem anında sadece korkunun olduğunu aktaran Kuşçu, "Biz kendi canımızdan vazgeçmiştik. Depremin şiddetinden avizelerin, dolapların hışırdatışından iki büyük kızlarım uyanmış, çığlık atıyorlardı ama ben duymamıştım. Evimizin yanındaki bina yıkılınca elektrik tellerini koparmış, bu nedenle elektrikler de kesilmişti. Deprem sanki bir ara hafif durdu. Ben o anda hanıma 'Küçük kıza sahip çık, hakkını helal et' diyerek öbür kızların yanına koştum. Ondan sonra tekrar şiddetli sarsıldı. Ben Van’ın ikinci depremini yaşadım. Ondan daha şiddetliydi. Ben şu an anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Allah'ım kimseye yaşatmasın" ifadelerini kullandı.
Oğlu ve torunlarını kurtardı
Ailesiyle birlikte göçük altında kalan öğretmen Serdar Karaman babası ve yakınları tarafından 23 saat sonra kurtarıldı. Serdar Karaman ve babası Veysel Karaman o anları anlattı.
Memleketi Erzincan’dan görev yeri Hatay’a döndüğü gece, eşi Rabia Muslu Karaman, çocukları 7 yaşında ki Umut Ertuğrul, 5 yaşında ki Metehan ve 1,5 yaşında ki Suna ile birlikte General Şükrü Kanatlı Mahallesinde bulunan depremde yıkılan G. Seven Apartmanının altında kalan öğretmen Serdar Karaman, o anları anlatarak babasının ve yakınlarının kendilerini kurtardığını söyledi.
Yaşanan depremde çok korktuklarını belirten afetzede öğretmen Serdar Karaman, ailesi ile birlikte mutfağa yakın bir yerde kaldıklarını, Erzincan’dan can havliyle giden babası Veysel Karaman’ın kendisini kurtardığını ve deprem anında yaşadıklarını anlattı. Yıkılan 4 katlı binanın enkazından 23 saat sonra kurtulduğunu söyleyen Serdar Karaman, “Biz uykudaydık çocuklarla birlikte. Hepimiz aynı odada yatıyorduk. Daha sonra sarsıntıya hep beraber uyandık. İlk önce Metehan’ı kucağıma aldım. Sonra diğer çocuğum kalktı. Eşimde küçük çocuğu aldı, hep beraber deprem esnasında koridora doğru yürüdük. Mutfağın olduğu bölmeye geldik. Orada sol tarafa dönersek çıkış kapısı ama sağ tarafımızda mutfak. Depremin şiddeti azalınca mutfakta depremin bitmesini bekledik. Tekrar şiddeti artmaya başlayınca binanın çökmesiyle elektriklerin gitmesi aynı anda oldu. Hafiften bir hava akımı vardı bizim olduğumuz enkazda. O yüzden sevindik biraz nefes alabiliyoruz diye. O şekilde yardımın gelmesini bekledik. İkincisinde de yine deprem altındaydık. O bizi çok etkilemedi hissettik ama bina zaten yıkıldığı için üzerimize kolonlar gelir diye endişe ettik ama sıkıntı olmadı. 23 saat sonra enkazdan çıkarıldım. Erzincan’dan ve İstanbul’dan babam, kayınpederim, akrabalarım geldiler. Onların sesini duyduk ama ben onların o kadar kısa sürede gelebileceklerini tahmin etmedim. Güneş falan girer diye beklerken bayağı uzun bir süre beklemişiz. Aradan 23 saat geçmiş biz 6-7 saat geçtiğini düşünürken babamların dışarıdan sesini duyduk. Enkazdan bizi çıkardılar. Bulunduğumuz yerde dozer çalışıyordu ve bizim olduğumuz yerde çalışma yapmasın diye de sürekli sesleniyorduk. Ailem gelip kurtardı bizi” dedi.
Depremi duyar duymaz yola koyulan ve kapanan yolları aşarak Hatay’a ulaşan Veysel Karaman 10 saatlik yolu 14 saatte gittiklerini söyleyerek oğlunu, gelinini ve torununu nasıl kurtardığını anlatırken göz yaşlarına hakim olamadı. Veysel Karaman konuşmasında, “Serdar hocamı aradım ama ulaşamadım. Buradan hemen yola çıktık. Kahramanmaraş’ı geçince yollar yarılmıştı. Araba kuyrukları uzun, ambulanslar bağırıyor yol bulamıyor ki geçsin. Allah kimseye göstermesin. Çocukların sesini içeriden alınca Allah bir cesaret verdi. Başka binada kurtarma çalışması var ama buraya henüz gelen yok. Bir şey de diyemiyoruz. Daha sonra sırayla önce çocukları sonra da kalanları çıkardık çok şükür” ifadelerini kullandı. İHA
Kahramanmaraş merkezli 11 ili etkileyen 7,7 ve 7,6 büyüklüklerindeki depremlerin ardından Van Valiliği koordinasyonunda deprem bölgesinden kente getirilen aileler, Kredi ve Yurtlar Kurumu (KYK) Aişe Sıddıka Erkek Öğrenci Yurdunda konuk ediliyor. Ailesiyle birlikte yurda yerleştirilen Adem Kuşçu isimli depremzede, 9 Kasım 2011’de Van’da meydana gelen ikinci depremi yaşadığının belirterek, "Deprem anını anlatmak, inanın mümkün değil. Çünkü biz 2011’de Van’ın ikinci depremine burada yakalanmıştık. O deprem akşam saat 21.00 sıralarındaydı ve en fazla belki 10 saniye sürdü ama bu hem bizi uykuda yakaladı hem de sarsıntısı bir değildi. Gerçekten biri bana anlatsa inanmazdım. Ev sanki 2-3 metre boyunca gidip geliyordu. Hani insanı önce döverler, sonra da şiddetli vururlar ya onun gibiydi. İki dakika boyunca bitmedi. Çünkü bir dakika boyunca yatağımdaydım. En küçük kızım uyandırdı bizi. Hiç uyanmayan çocuk, deprem günü uyandı. Allah'ın ilahi adaleti derler ya, işte o uyandırdı. Biz depremin bütün anını yaşadık. Allah'ım düşmanıma yaşatmasın. Dünya fani derler ya, dünyanın boş olduğunu o dakika anlıyorsun" diye konuştu.
"Allah'ım düşmanıma yaşatmasın"
Deprem anında sadece korkunun olduğunu aktaran Kuşçu, "Biz kendi canımızdan vazgeçmiştik. Depremin şiddetinden avizelerin, dolapların hışırdatışından iki büyük kızlarım uyanmış, çığlık atıyorlardı ama ben duymamıştım. Evimizin yanındaki bina yıkılınca elektrik tellerini koparmış, bu nedenle elektrikler de kesilmişti. Deprem sanki bir ara hafif durdu. Ben o anda hanıma 'Küçük kıza sahip çık, hakkını helal et' diyerek öbür kızların yanına koştum. Ondan sonra tekrar şiddetli sarsıldı. Ben Van’ın ikinci depremini yaşadım. Ondan daha şiddetliydi. Ben şu an anlatırken bile tüylerim diken diken oluyor. Allah'ım kimseye yaşatmasın" ifadelerini kullandı.
Oğlu ve torunlarını kurtardı
Ailesiyle birlikte göçük altında kalan öğretmen Serdar Karaman babası ve yakınları tarafından 23 saat sonra kurtarıldı. Serdar Karaman ve babası Veysel Karaman o anları anlattı.
Memleketi Erzincan’dan görev yeri Hatay’a döndüğü gece, eşi Rabia Muslu Karaman, çocukları 7 yaşında ki Umut Ertuğrul, 5 yaşında ki Metehan ve 1,5 yaşında ki Suna ile birlikte General Şükrü Kanatlı Mahallesinde bulunan depremde yıkılan G. Seven Apartmanının altında kalan öğretmen Serdar Karaman, o anları anlatarak babasının ve yakınlarının kendilerini kurtardığını söyledi.
Yaşanan depremde çok korktuklarını belirten afetzede öğretmen Serdar Karaman, ailesi ile birlikte mutfağa yakın bir yerde kaldıklarını, Erzincan’dan can havliyle giden babası Veysel Karaman’ın kendisini kurtardığını ve deprem anında yaşadıklarını anlattı. Yıkılan 4 katlı binanın enkazından 23 saat sonra kurtulduğunu söyleyen Serdar Karaman, “Biz uykudaydık çocuklarla birlikte. Hepimiz aynı odada yatıyorduk. Daha sonra sarsıntıya hep beraber uyandık. İlk önce Metehan’ı kucağıma aldım. Sonra diğer çocuğum kalktı. Eşimde küçük çocuğu aldı, hep beraber deprem esnasında koridora doğru yürüdük. Mutfağın olduğu bölmeye geldik. Orada sol tarafa dönersek çıkış kapısı ama sağ tarafımızda mutfak. Depremin şiddeti azalınca mutfakta depremin bitmesini bekledik. Tekrar şiddeti artmaya başlayınca binanın çökmesiyle elektriklerin gitmesi aynı anda oldu. Hafiften bir hava akımı vardı bizim olduğumuz enkazda. O yüzden sevindik biraz nefes alabiliyoruz diye. O şekilde yardımın gelmesini bekledik. İkincisinde de yine deprem altındaydık. O bizi çok etkilemedi hissettik ama bina zaten yıkıldığı için üzerimize kolonlar gelir diye endişe ettik ama sıkıntı olmadı. 23 saat sonra enkazdan çıkarıldım. Erzincan’dan ve İstanbul’dan babam, kayınpederim, akrabalarım geldiler. Onların sesini duyduk ama ben onların o kadar kısa sürede gelebileceklerini tahmin etmedim. Güneş falan girer diye beklerken bayağı uzun bir süre beklemişiz. Aradan 23 saat geçmiş biz 6-7 saat geçtiğini düşünürken babamların dışarıdan sesini duyduk. Enkazdan bizi çıkardılar. Bulunduğumuz yerde dozer çalışıyordu ve bizim olduğumuz yerde çalışma yapmasın diye de sürekli sesleniyorduk. Ailem gelip kurtardı bizi” dedi.
Depremi duyar duymaz yola koyulan ve kapanan yolları aşarak Hatay’a ulaşan Veysel Karaman 10 saatlik yolu 14 saatte gittiklerini söyleyerek oğlunu, gelinini ve torununu nasıl kurtardığını anlatırken göz yaşlarına hakim olamadı. Veysel Karaman konuşmasında, “Serdar hocamı aradım ama ulaşamadım. Buradan hemen yola çıktık. Kahramanmaraş’ı geçince yollar yarılmıştı. Araba kuyrukları uzun, ambulanslar bağırıyor yol bulamıyor ki geçsin. Allah kimseye göstermesin. Çocukların sesini içeriden alınca Allah bir cesaret verdi. Başka binada kurtarma çalışması var ama buraya henüz gelen yok. Bir şey de diyemiyoruz. Daha sonra sırayla önce çocukları sonra da kalanları çıkardık çok şükür” ifadelerini kullandı. İHA