Avrupalı Seyyahlar, İslam ile, önce Türklerin şahsında karşılaştıkları için, Osmanlı’da toplumsal ve dini hayat hakkında her türlü anlatımı ve değer yargısını Türk kelimesi üzerinden oluştururlar.
Seyyah Busbecq*, gezdiği Osmanlı topraklarında karşılaştığı Türk insan tipini şu sözlerle tasvir eder:
“Onlarda güçlü bir imparatorluğun bütün kaynakları, yıpranmamış bir güç, tecrübe, dövüşte ustalık ve savaş görmüş askerler, zafere alışkanlık, zorluklara tahammül, beraberlik, düzen, disiplin, kanaatkârlık ve tedbir var.
Yoksulluk, kişisel israf, zayıf bir güç, maneviyat bozukluğu, tahammülsüzlük, eğitimsizlik ise bizde.
Asker itaatsiz. Subaylar para canlısı. Disiplin küçümseniyor. Başıbozukluk, umursamazlık, ayyaşlık ve ahlaksızlık yaygın.
En kötü olan da şu: Düşman zafere alışkın biz ise yenilgiye.
Sultanın etrafından tek kişi yoktu ki itibarını kendi kişisel cesaretinden başka bir şeye borçlu olsun, doğduğu aileden dolayı diğerlerinden farklı kılınsın… Fazileti, soyluluğa tercih etmişler.”
Anlatıdaki Müslüman Türk tipi epey aşındı. Fakat nasıl ki her ağaç kendi kökü üzerinde büyür, her millet de kökünden sürer. Dallara ne kadar aşı yapılırsa yapılsın, vakt olur yine aslına rücu eder.
Milletimiz İslam’la büyük şeref kazanmış ve dünya tarihinin en etkili bir bölümünü yazmıştır, yazmaktadır.
Bugün Türkiye önderliğindeki Türk ve İslam dünyasında köke bağlı bir uyanma derinden derine kendini hissettiriyor. Müslüman Türklerin yeni bir yüz yılı pekala mümkün gözüküyor.
* Busbecq, Ogier, G de, Türk Mektupları, Doğan Kitap, İstanbul 2005, s. 10-11.
Seyyah Busbecq*, gezdiği Osmanlı topraklarında karşılaştığı Türk insan tipini şu sözlerle tasvir eder:
“Onlarda güçlü bir imparatorluğun bütün kaynakları, yıpranmamış bir güç, tecrübe, dövüşte ustalık ve savaş görmüş askerler, zafere alışkanlık, zorluklara tahammül, beraberlik, düzen, disiplin, kanaatkârlık ve tedbir var.
Yoksulluk, kişisel israf, zayıf bir güç, maneviyat bozukluğu, tahammülsüzlük, eğitimsizlik ise bizde.
Asker itaatsiz. Subaylar para canlısı. Disiplin küçümseniyor. Başıbozukluk, umursamazlık, ayyaşlık ve ahlaksızlık yaygın.
En kötü olan da şu: Düşman zafere alışkın biz ise yenilgiye.
Sultanın etrafından tek kişi yoktu ki itibarını kendi kişisel cesaretinden başka bir şeye borçlu olsun, doğduğu aileden dolayı diğerlerinden farklı kılınsın… Fazileti, soyluluğa tercih etmişler.”
Anlatıdaki Müslüman Türk tipi epey aşındı. Fakat nasıl ki her ağaç kendi kökü üzerinde büyür, her millet de kökünden sürer. Dallara ne kadar aşı yapılırsa yapılsın, vakt olur yine aslına rücu eder.
Milletimiz İslam’la büyük şeref kazanmış ve dünya tarihinin en etkili bir bölümünü yazmıştır, yazmaktadır.
Bugün Türkiye önderliğindeki Türk ve İslam dünyasında köke bağlı bir uyanma derinden derine kendini hissettiriyor. Müslüman Türklerin yeni bir yüz yılı pekala mümkün gözüküyor.
* Busbecq, Ogier, G de, Türk Mektupları, Doğan Kitap, İstanbul 2005, s. 10-11.