Ülkemiz bir deprem ülkesi…
Şehrimiz bir deprem kenti.
Bu gerçekle yaşıyoruz, yaşamak zorundayız.
Ülkemizin birçok yeri deprem afetlerine sahne oldu.
***
Son olarak Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve yurdumuzun birçok yerinde hissedilen deprem özellikle on ilimize on binlerce can kaybı ve yaralanmalara sebep olurken, milyonlarca insanımız evini, arabasını, işyerini ve eşyasını kaybetti.
6 Şubat sabahı, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Osmaniye, Adana ve Kilis depremin en çok vurduğu şehirlerimiz.
Özellikle Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da binlerce insanımız deprem şehidi oldu.
Hepsi nur içinde yatsınlar.
Yaralılara bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.
***
Evet! Acımız büyük.
Yastayız.
Kederdeyiz.
Ülke olarak yaralarımızı sarmak için seferberiz.
İnşallah, Mevla’m toprağına bir sakinlik verir ve bizler de yaralarımızı sarmaya devam ederiz.
***
Jeoloji ve deprem uzmanları, profesörler konuşuyorlar depremi.
Benim esas değinmek istediğim konu şu:
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) bir ülkeye olimpiyat verirken (Yaz ya kış olması fark etmiyor) öncelikle o şehrin yeşil alanına, ağaçlandırılmasına, şehirde insanların solunabileceği yerler var mı? ona bakıyor.
***
Belirli bir kıstası var yeşil alan konusunda IOC’un…
Yeterli yeşil alana sahip bir kent değilsen ağzınla kuş tutsan alamazsın olimpiyatı…
***
Ama bizdeki kültür şu;
Belediye yapıyor park bahçe özelleştiriyor.
Bir şey yersen içersen soluklanabilirsen park bahçede…
Tabi ilimizde istisna yerler var.
Belediyelerin halka bu konudaki hizmetini inkar edemeyiz.
***
Ancak aç gözlü müteahhitler, şehir merkezindeki en küçük bir boş alanı gördüklerinde bastırıp parayı alıyorlar.
Sonra o arsa beton yığınına dönüyor.
***
Siteler, rezidanslar, gökdelenler sormayın gitsin.
***
Allah’tan Büyükşehir Belediyesi’nin otoparkları var da, insanlar araçlarını park edebiliyor.
Yoksa trafik Arap saçına döner.
Keşmekeş bir hal alır Erzurum’un cadde ve sokakları.
Zaten trafik magandasının kol gezdiği kentte, kan gövdeyi götürür.
***
Adam suçlu olmasına rağmen, karşısındakinin iyi niyetini de suiistimal ederek üstler.
Bu da yetmezmiş gibi karşısındakine hakaret yağdırır, çılgına döner ve ‘Haydar’ adını verdikleri sopayla saldırırlar suçsuz günahsız sürücüye…
Sen daha ‘elim ayağım’ diyene kadar o sırra kadem basmıştır bile…
İzini öğle bir kaybettirir ki, CIA ekipleri gelse bulamazlar. Maganda ya da magandaları…
***
Bu olaylar sadece bizde olmuyor bir çok ilde oluyor ama bizde daha fazla…
İçişleri Bakanlığımızın trafikte ‘Ya yaya üstünlüğü’ projesi, Erzurum’da işlemez…
***
Trafikte yaya ya “Buyurun” diyen sürücülere yürekten teşekkürler.
Sayılara artsın.
***
Ama onlarcasından yol vermesini beklersen yahut karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, Allah korusun canından olursun.
Bizden uyarması…
***
Evet! Bugüne kadar yaşanılan depremlerden ders çıkarmadık.
Barı bu asrın afatından ders çıkaralım.
Boş bulduğumuz alana beton yığını dikmek yerine.
Elimize vicdanımıza koyalım.
Daha yaşanılabilir şehirler için kafa yoralım.
Kahramanmaraş depremindeki gösterdiğimizi birlikteliği,
daha yaşanılabilir şehirler oluşturma konusunda da gösterelim.
Fırsatçılıktan kaçınalım.
Çünkü öbür dünyaya sadece bir metre kefen götürebiliyoruz.
Onu da belediyeler veriyor zaten.
Olimpiyatlar için daha fazla yeşil alan daha fazla orman.
Şehrimiz bir deprem kenti.
Bu gerçekle yaşıyoruz, yaşamak zorundayız.
Ülkemizin birçok yeri deprem afetlerine sahne oldu.
***
Son olarak Kahramanmaraş merkezli yaşanan ve yurdumuzun birçok yerinde hissedilen deprem özellikle on ilimize on binlerce can kaybı ve yaralanmalara sebep olurken, milyonlarca insanımız evini, arabasını, işyerini ve eşyasını kaybetti.
6 Şubat sabahı, Kahramanmaraş, Gaziantep, Malatya, Adıyaman, Şanlıurfa, Diyarbakır, Osmaniye, Adana ve Kilis depremin en çok vurduğu şehirlerimiz.
Özellikle Kahramanmaraş, Hatay ve Adıyaman’da binlerce insanımız deprem şehidi oldu.
Hepsi nur içinde yatsınlar.
Yaralılara bir kez daha geçmiş olsun dileklerimizi iletelim.
***
Evet! Acımız büyük.
Yastayız.
Kederdeyiz.
Ülke olarak yaralarımızı sarmak için seferberiz.
İnşallah, Mevla’m toprağına bir sakinlik verir ve bizler de yaralarımızı sarmaya devam ederiz.
***
Jeoloji ve deprem uzmanları, profesörler konuşuyorlar depremi.
Benim esas değinmek istediğim konu şu:
Uluslararası Olimpiyat Komitesi (IOC) bir ülkeye olimpiyat verirken (Yaz ya kış olması fark etmiyor) öncelikle o şehrin yeşil alanına, ağaçlandırılmasına, şehirde insanların solunabileceği yerler var mı? ona bakıyor.
***
Belirli bir kıstası var yeşil alan konusunda IOC’un…
Yeterli yeşil alana sahip bir kent değilsen ağzınla kuş tutsan alamazsın olimpiyatı…
***
Ama bizdeki kültür şu;
Belediye yapıyor park bahçe özelleştiriyor.
Bir şey yersen içersen soluklanabilirsen park bahçede…
Tabi ilimizde istisna yerler var.
Belediyelerin halka bu konudaki hizmetini inkar edemeyiz.
***
Ancak aç gözlü müteahhitler, şehir merkezindeki en küçük bir boş alanı gördüklerinde bastırıp parayı alıyorlar.
Sonra o arsa beton yığınına dönüyor.
***
Siteler, rezidanslar, gökdelenler sormayın gitsin.
***
Allah’tan Büyükşehir Belediyesi’nin otoparkları var da, insanlar araçlarını park edebiliyor.
Yoksa trafik Arap saçına döner.
Keşmekeş bir hal alır Erzurum’un cadde ve sokakları.
Zaten trafik magandasının kol gezdiği kentte, kan gövdeyi götürür.
***
Adam suçlu olmasına rağmen, karşısındakinin iyi niyetini de suiistimal ederek üstler.
Bu da yetmezmiş gibi karşısındakine hakaret yağdırır, çılgına döner ve ‘Haydar’ adını verdikleri sopayla saldırırlar suçsuz günahsız sürücüye…
Sen daha ‘elim ayağım’ diyene kadar o sırra kadem basmıştır bile…
İzini öğle bir kaybettirir ki, CIA ekipleri gelse bulamazlar. Maganda ya da magandaları…
***
Bu olaylar sadece bizde olmuyor bir çok ilde oluyor ama bizde daha fazla…
İçişleri Bakanlığımızın trafikte ‘Ya yaya üstünlüğü’ projesi, Erzurum’da işlemez…
***
Trafikte yaya ya “Buyurun” diyen sürücülere yürekten teşekkürler.
Sayılara artsın.
***
Ama onlarcasından yol vermesini beklersen yahut karşıdan karşıya geçmeye çalışırken, Allah korusun canından olursun.
Bizden uyarması…
***
Evet! Bugüne kadar yaşanılan depremlerden ders çıkarmadık.
Barı bu asrın afatından ders çıkaralım.
Boş bulduğumuz alana beton yığını dikmek yerine.
Elimize vicdanımıza koyalım.
Daha yaşanılabilir şehirler için kafa yoralım.
Kahramanmaraş depremindeki gösterdiğimizi birlikteliği,
daha yaşanılabilir şehirler oluşturma konusunda da gösterelim.
Fırsatçılıktan kaçınalım.
Çünkü öbür dünyaya sadece bir metre kefen götürebiliyoruz.
Onu da belediyeler veriyor zaten.
Olimpiyatlar için daha fazla yeşil alan daha fazla orman.