Geçtiğimiz yıl Tortum ilçesinde bulunan Hidroelektrik Santrali’nin (HES) patlayan borusu heyelana neden olmuş, yüzlerce parsel alan zarar görürken mezarlık ise tarumar olmuştu. Cesetlerin toprak üzerine çıktığı alanda vatandaşın mağduriyeti giderilmedi. Bağbaşı Mahallesi Muhtarı Efendi Yarbaşı, “Kimsenin umurunda değil, HES şirketi kendi derdine düşmüş, hafriyatları taşımak yerine yoldan aşağı döküyor, mezarlarımız sahipsiz kaldı” dedi.
Manolya BULUT-PUSULA
Erzurum’un Tortum ilçesine bağlı Bağbaşı ve Pehlivanlı Mahalleleri sınırında bulunan HES boruları, geçtiğimiz yıl 24 Mayıs günü patlamış ve bölgede ciddi hasara neden olmuştu. Patlamada 3 işçi yaralanırken, yaklaşık 180 parsel arazi zarar görmüştü. Geçen 240 günde mağduriyetler giderilmediği gibi yüklenici firma bölgede riskli çalışmalara devam ediyor.
Mezarlık tarumar
Yapımı öncesi bölge halkı tarafından protestolara neden olan ve birçok defa dava edilen Hidroelektrik Santrali’nin zarar verdiği bölgelerden biri de mezarlıktı. 10’dan fazla mezarın bulunduğu alan, kayan toprakla birlikte ciddi hasar gördü. Kabirlerde cenazeler defnedilirken tahtaların üzerine örtülen hasırlar, parçalanarak yeryüzüne çıktı. Kimi mezar taşları ise kırılmış halde etrafa saçıldı.
Cesetler yeryüzüne çıktı
Heyelan esnasında yeni gömülen bir cenaze ise defnedildiği yerden toprağın üzerine çıktı. Cesedi gördüklerinde ne yapacaklarını bilmediklerini aktaran Bağbaşı Mahallesi Muhtarı Efendi Yarbaşı, “Gördüğümüzde cenaze tamamen çürümemişti. Biz de o esnada yabani hayvanlar parçalar korkusuyla üzerini etraftaki toprak, taş ve odun parçaları ile kapattık. O şekilde kaldı. Cenazeleri defnederken üzerine toprak çökmesin diye üzerine koyduğumuz tahtaların üstüne bir de hasır koyarız. O hasırlar gördüğünüz gibi toprağın üzerine çıkmış, parçalanmış durumda. Kim bilir bu insanların cenazeleri, kemikleri ne halde. Bu durum bizim canımızı çok yakıyor. Biz maneviyata değer veren, ölülerine saygısı olan bir milletiz. Maddiyatı geçtik, köylünün zararı illaki giderilir ama bu cenazelerin hali ne olacak? Heyelandan sonra bize söz verildi, ‘gereken yapılacak dendi’ ama yapılmadı. Bir an önce harekete geçilmesini istiyoruz. Cenazelerimizi usulüne uygun şekilde defnetmek, mezar taşlarını tekrar yerine koymak istiyoruz. Burada yaşanan ağır bir dramdır” dedi.
Hesabı sorulmadı
Öte yandan yüklenici firma zarar gören alanları bir an önce faaliyete geçirmek için patlayan boruların olduğu kısımda çalışma yürütüyor.
İş makinelerinin alandaki hafriyatı taşımak yerine bir kısmını yol kenarına bir kısmını da dereye döktüğünü söyleyen Muhtar Yarbaşı, “Kimsenin umurunda değil. HES firması kendi derdine düşmüş. Hafriyatlar taşınmıyor, pervasızca yola, dereye savruluyor. Her gün gözümüzle görüyoruz. Heyelan sonrası burada araçların geçmesi için geçici yol yapıldı. O yolun geçtiği yer vatandaşın tapulu arazisi. O zaman olağanüstü hal olduğu için bir şey denmedi ama hala aynı şekilde duruyor. Vatandaşın arazisini de böyle kullanıyorlar. Bunlara birileri el atsın artık. Kimse bugüne kadar bir ceza almadı. Hesabı sorulmadı. Yarın öbür gün daha kötü durumlar yaşamak istemiyoruz” diye konuştu.
Manolya BULUT-PUSULA
Erzurum’un Tortum ilçesine bağlı Bağbaşı ve Pehlivanlı Mahalleleri sınırında bulunan HES boruları, geçtiğimiz yıl 24 Mayıs günü patlamış ve bölgede ciddi hasara neden olmuştu. Patlamada 3 işçi yaralanırken, yaklaşık 180 parsel arazi zarar görmüştü. Geçen 240 günde mağduriyetler giderilmediği gibi yüklenici firma bölgede riskli çalışmalara devam ediyor.
Mezarlık tarumar
Yapımı öncesi bölge halkı tarafından protestolara neden olan ve birçok defa dava edilen Hidroelektrik Santrali’nin zarar verdiği bölgelerden biri de mezarlıktı. 10’dan fazla mezarın bulunduğu alan, kayan toprakla birlikte ciddi hasar gördü. Kabirlerde cenazeler defnedilirken tahtaların üzerine örtülen hasırlar, parçalanarak yeryüzüne çıktı. Kimi mezar taşları ise kırılmış halde etrafa saçıldı.
Cesetler yeryüzüne çıktı
Heyelan esnasında yeni gömülen bir cenaze ise defnedildiği yerden toprağın üzerine çıktı. Cesedi gördüklerinde ne yapacaklarını bilmediklerini aktaran Bağbaşı Mahallesi Muhtarı Efendi Yarbaşı, “Gördüğümüzde cenaze tamamen çürümemişti. Biz de o esnada yabani hayvanlar parçalar korkusuyla üzerini etraftaki toprak, taş ve odun parçaları ile kapattık. O şekilde kaldı. Cenazeleri defnederken üzerine toprak çökmesin diye üzerine koyduğumuz tahtaların üstüne bir de hasır koyarız. O hasırlar gördüğünüz gibi toprağın üzerine çıkmış, parçalanmış durumda. Kim bilir bu insanların cenazeleri, kemikleri ne halde. Bu durum bizim canımızı çok yakıyor. Biz maneviyata değer veren, ölülerine saygısı olan bir milletiz. Maddiyatı geçtik, köylünün zararı illaki giderilir ama bu cenazelerin hali ne olacak? Heyelandan sonra bize söz verildi, ‘gereken yapılacak dendi’ ama yapılmadı. Bir an önce harekete geçilmesini istiyoruz. Cenazelerimizi usulüne uygun şekilde defnetmek, mezar taşlarını tekrar yerine koymak istiyoruz. Burada yaşanan ağır bir dramdır” dedi.
Hesabı sorulmadı
Öte yandan yüklenici firma zarar gören alanları bir an önce faaliyete geçirmek için patlayan boruların olduğu kısımda çalışma yürütüyor.
İş makinelerinin alandaki hafriyatı taşımak yerine bir kısmını yol kenarına bir kısmını da dereye döktüğünü söyleyen Muhtar Yarbaşı, “Kimsenin umurunda değil. HES firması kendi derdine düşmüş. Hafriyatlar taşınmıyor, pervasızca yola, dereye savruluyor. Her gün gözümüzle görüyoruz. Heyelan sonrası burada araçların geçmesi için geçici yol yapıldı. O yolun geçtiği yer vatandaşın tapulu arazisi. O zaman olağanüstü hal olduğu için bir şey denmedi ama hala aynı şekilde duruyor. Vatandaşın arazisini de böyle kullanıyorlar. Bunlara birileri el atsın artık. Kimse bugüne kadar bir ceza almadı. Hesabı sorulmadı. Yarın öbür gün daha kötü durumlar yaşamak istemiyoruz” diye konuştu.