Atatürk Üniversitesi’nde düzenlenen panelde konuşan Doç. Dr. Hava Özkan, yoksul vatandaşların çok sayıda çocuk yapmasının olumsuz sonuçları olduğunu söyledi. Herkesin ekonomisine göre çocuk yapması gerektiğini belirten Özkan, “Ama maalesef zengin olan az çocuk, ekonomisi düşük olan çok çocuk yapıyor. Burada bir dengesizlik var” dedi.
Manolya BULUT-PUSULA
Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi’nde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle ‘Çocuk Haklarına Multidisipliner Yaklaşım’ adlı panel düzenlendi. Çocuk haklarının ele alındığı panelin ilk oturumda Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hava Özkan konuştu.
Nüfus artışı çocuk sağlığını etkiliyor
Konuşmasında ekonomik durumla çocuk sayısının ters orantılı olduğunu belirten Doç. Dr. Hava Özkan, “Çocuk sağlığını korumak için anneyi, kadını iyi eğitmemiz gerekiyor. Sosyal destek vermemiz gerekiyor. Nüfus artışı da çocuk sağlığını etkiliyor. Herkes ekonomisine göre çocuk yapmalı ama maalesef zengin olan az çocuk, ekonomisi düşük olan çok çocuk yapıyor. Burada bir dengesizlik var. Parası, ekonomisi iyi olan çocuk sayısını artırmak onun görevidir ama zar zor yaşayan insan imkânlara ulaşamadığı için çocuk planlamasını da iyi yapamıyor. Yoksulluğun içerisine doğan çocuklar var ve değişmeyen kaderleri oluyor” dedi.
Sağlıklı ebeveyn sağlıklı çocuk
Çocuk sağlığının korunması için ebeveynlerin de sağlığının korunmasının öneminden söz eden Doç. Dr. Özkan, “Bir çocuğun sağlığı hakkında konuşabilmek için önce sağlığın ne olduğunu iyi bilmemiz gerekiyor. Sağlık sadece hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen, sosyal ve ekonomik yönden tam bir iyilik halidir. Eskiden sağlığı tanımlarken ekonomi katılmıyordu ama tabi ki ben şöyle derim; ‘para yoksa hiçbir şey yok ama her şey de para değil.’ Burada dengeyi sağlamak için Dünya Sağlık Örgütü, sağlık boyutuna ekonomiyi de ekledi. O zaman sağlık neden önemli? En büyük sermayemiz sağlık. Tabi ki bir çiftin, ülkenin, yaşadığımız dünyanın en büyük sermayesi sağlıktan sonra çocuklardır. O yüzden bu sermayeyi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu sermayeyi üst düzey zenginlik boyutunda tutmak ve taşımak gerekiyor. Bedenen ve anne baba olacak şekilde ruhen, toplumsal, ekonomik boyutta bizim iyi olmamız gerekiyor. Çünkü sağlıklı ebeveynlerden sağlıklı çocuklar dünyaya gelmektedir” diye konuştu.
Çocuklar arasında cinsiyet ayrımı
Annelerin çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapabildiğini ve bundan kaçınması gerektiğinin de altını çizen Özkan, “Sosyal çevre, fiziki koşullar, çocuğun yaşı, cinsiyeti de çocuk sağlığını etkiliyor. Bir anne ikiz doğurmuştu, bir kız bir oğlan. Öncesinde de bir doğum daha yapmış, o da ikiz kız çocuğuydu. Anne iki kız çocuğu içerisinde ona göre becerikli, yetenekli, biraz daha dünyanın farkındaki çocuğa erkek çocuğunu emanet ederdi. Diğerine de kız çocuğunu emanet ederdi. Anne kendi çapında oğlunu korumaya çalışıyor ama hep o akıllı, becerikli diye güvendiği ve teslim ettiği çocuğu daha çok zarar görürdü. O yüzden ebeveynler çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapmaması gerekiyor, bu da gizli çocuk sağlığını etkileyen faktörlerden biri. Yine önce oğlunu emzirirdi ki büyüsün, gelişsin, kızı en son emzirirdi. Ama bilmediği bir şey vardı, sütün sonu en verimli süttür gelişme için. Bilseydi en son oğlunu emzirirdi. ‘Önce oğlum doysun’ diyordu. Kadınlar olarak cinsiyet arasında ayrım yapan biziz. Erkeklerin yaptığı yok aslında” ifadelerini kullandı.
Gün boyu süren panelde eğitim, dini, hukuki, psikolojik ve medya açısından çocuk hakları ele alındı.
Manolya BULUT-PUSULA
Atatürk Üniversitesi Nene Hatun Kültür Merkezi’nde 20 Kasım Dünya Çocuk Hakları Günü nedeniyle ‘Çocuk Haklarına Multidisipliner Yaklaşım’ adlı panel düzenlendi. Çocuk haklarının ele alındığı panelin ilk oturumda Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Hava Özkan konuştu.
Nüfus artışı çocuk sağlığını etkiliyor
Konuşmasında ekonomik durumla çocuk sayısının ters orantılı olduğunu belirten Doç. Dr. Hava Özkan, “Çocuk sağlığını korumak için anneyi, kadını iyi eğitmemiz gerekiyor. Sosyal destek vermemiz gerekiyor. Nüfus artışı da çocuk sağlığını etkiliyor. Herkes ekonomisine göre çocuk yapmalı ama maalesef zengin olan az çocuk, ekonomisi düşük olan çok çocuk yapıyor. Burada bir dengesizlik var. Parası, ekonomisi iyi olan çocuk sayısını artırmak onun görevidir ama zar zor yaşayan insan imkânlara ulaşamadığı için çocuk planlamasını da iyi yapamıyor. Yoksulluğun içerisine doğan çocuklar var ve değişmeyen kaderleri oluyor” dedi.
Sağlıklı ebeveyn sağlıklı çocuk
Çocuk sağlığının korunması için ebeveynlerin de sağlığının korunmasının öneminden söz eden Doç. Dr. Özkan, “Bir çocuğun sağlığı hakkında konuşabilmek için önce sağlığın ne olduğunu iyi bilmemiz gerekiyor. Sağlık sadece hastalık veya sakatlığın olmayışı değil, bedenen, ruhen, sosyal ve ekonomik yönden tam bir iyilik halidir. Eskiden sağlığı tanımlarken ekonomi katılmıyordu ama tabi ki ben şöyle derim; ‘para yoksa hiçbir şey yok ama her şey de para değil.’ Burada dengeyi sağlamak için Dünya Sağlık Örgütü, sağlık boyutuna ekonomiyi de ekledi. O zaman sağlık neden önemli? En büyük sermayemiz sağlık. Tabi ki bir çiftin, ülkenin, yaşadığımız dünyanın en büyük sermayesi sağlıktan sonra çocuklardır. O yüzden bu sermayeyi çok iyi değerlendirmemiz gerekiyor. Bu sermayeyi üst düzey zenginlik boyutunda tutmak ve taşımak gerekiyor. Bedenen ve anne baba olacak şekilde ruhen, toplumsal, ekonomik boyutta bizim iyi olmamız gerekiyor. Çünkü sağlıklı ebeveynlerden sağlıklı çocuklar dünyaya gelmektedir” diye konuştu.
Çocuklar arasında cinsiyet ayrımı
Annelerin çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapabildiğini ve bundan kaçınması gerektiğinin de altını çizen Özkan, “Sosyal çevre, fiziki koşullar, çocuğun yaşı, cinsiyeti de çocuk sağlığını etkiliyor. Bir anne ikiz doğurmuştu, bir kız bir oğlan. Öncesinde de bir doğum daha yapmış, o da ikiz kız çocuğuydu. Anne iki kız çocuğu içerisinde ona göre becerikli, yetenekli, biraz daha dünyanın farkındaki çocuğa erkek çocuğunu emanet ederdi. Diğerine de kız çocuğunu emanet ederdi. Anne kendi çapında oğlunu korumaya çalışıyor ama hep o akıllı, becerikli diye güvendiği ve teslim ettiği çocuğu daha çok zarar görürdü. O yüzden ebeveynler çocuklar arasında cinsiyet ayrımı yapmaması gerekiyor, bu da gizli çocuk sağlığını etkileyen faktörlerden biri. Yine önce oğlunu emzirirdi ki büyüsün, gelişsin, kızı en son emzirirdi. Ama bilmediği bir şey vardı, sütün sonu en verimli süttür gelişme için. Bilseydi en son oğlunu emzirirdi. ‘Önce oğlum doysun’ diyordu. Kadınlar olarak cinsiyet arasında ayrım yapan biziz. Erkeklerin yaptığı yok aslında” ifadelerini kullandı.
Gün boyu süren panelde eğitim, dini, hukuki, psikolojik ve medya açısından çocuk hakları ele alındı.