
Rüya ve Türleri Nedir?
Günün belirli bir kısmından sonra uykuya geçerken fiziksel dinlenme gerçekleşir ve ruhsal bir yolculuk başlar. Bu deneyime rüya denir. Her ne kadar eski Mısır, Hindistan, Yunan medeniyetlerinde hem kendi Tanrı inançları ile hem de olumsuz hisler yaratan durumlarla rüyayı tanımlamaya çalışsalar da İslâmiyet sonrasında işin doğruluğu açığa çıkmıştır. En temel kaynak olarak olarak Kur'an-ı Kerim başvurulmuştur. Nice âlimler aldıkları ilim terbiyesiyle rüyanın tanımını yapmıştır. Öncelikle 3 gruba ayrılan rüya tabirlerini inceleyelim. Çünkü rüyayı tam anlamıyla bilmeden tabir yapmanın önemini anlamak zorlaşabilir.
- Rahmanî Rüya: Tüm zorluklara göğüs gererek Kur'an'ı tebliğ etmeye devam eden Peygamber Efendimiz, ilk vahyini rüya yoluyla almıştır. Rahmanî rüya, hakikat bilgisi içeren salih rüyalardır. Allah’ın izni olmadan açıklanmayacağı gibi Allah'ın müsaade ettiği şekilde ve bilinmesini istediği derecede yol gösterilir. Hz Muhammed (A.S.) sahabelere, kendisinden sonra nübüvvetin sona ereceğini söylemiştir. Bunu duyan ve endişelenen sahabelere, mübeşşiratın süreceğini müjdelemiştir. Rü’ya-yı sadıkalar, kulların yapması gerektiği durumlar hakkında aydınlatıcı hususlar içerir.
- Nefsanî Rüya: Günlük hayatın yanı sıra iş yaşamında ve her an karşılaşılan durumlar sonucunda zihnimizi meşgûl eden durumlar yaşanır. Uykuya daldıktan kısa süre sonra görülen nefsanî rüyalar, kişiyi sürekli düşünmeye yönlendiren olayların ya bitimini ya da devam ettiğini gösterir. Fakat rahmanî rüya gibi değildir.
- Şeytanî Rüya: Anlatılmaması gereken korku, vesvese, ürperti, hile, yalana teşvik gibi aldatmaca içeren rüyalardır.
Kimler Rüya Tabiri Yapar?
Rüya tabiri, geçmişten günümüze kadar merak edilen ve insanları araştırmaya teşvik eden bir duruma dönüşmüştür. İslâmî bakış açısıyla değerlendirilen rüyalar, aynı zamanda bilimsel yönden de incelenmiştir. Rüya yorumu yapabilmek için kuvvetli bir iman, geniş bakış açısı, güvenilir kişilik, fazilet, manevî bilgilere hakimlik ve ilim yönünden kendini geliştirmiş olmak gerekir. Bu özelliklere ve sadık bir karaktere sahip olmayan kişilerin yaptığı tabir, yanlış yorumlanmakla beraber, rüyayı görenin alması gereken mesajı doğru alamayıp yanlışa yönlenmesine sebebiyet verir. Görülen rüyaların anlamı kişilere göre değiştiği için rüya tabirleri yapmak hem İslamî değerler göz önünde bulundurularak hem de yüksek maneviyatla ve algılama kabiliyetiyle yapılması gerektirir.
Rüya Tabiri Tarihi
Rüya tabiri, yüzyıllar boyunca Hindistan, Yunan gibi medeniyetlerin büyük ilgi gösterdiği bir olgu haline gelmiştir. Tarihte bilimsel çalışmalar yapan Sigmund Freud gibi pek çok bilim insanı da rüya-beyin ilişkisini incelemiştir. Sembol diline dayanan rüya tabiri, İslâmiyet’in doğuşuyla beraber Kur'an temelli uygulanmaya başlanmıştır. Hz. Muhammed (S.A.V.)'in rüya tabiriyle ilgili bahsettiği ve sahabelerden günümüze aktarılan pek çok husus vardır. Ayrıca Peygamber Efendimiz rüyaların güzel yorumlanması gerektiğini belirtirdi. Tarihe bakıldığında Ca’fer es-Sadık, el-Kirmanî, Abdülganî en-Nablusî gibi bilginlerin, rüya tabirine ait bilgileri yazdığı eserleri mevcuttur. Ayetlerde bildirildiği üzere Hz. Yusuf (A.S.)’a Allah tarafından rüya yorumu öğretilmişti. Hz. İbrahim (A.S.)’da oğlu İsmail'i kurban etmesi gerektiğini rüyasında görmüş ve tabirini yapmıştı. Hz. Muhammed (S.A.V.)'in gördüğü rüyanın gerçekleşmesi de Fetih suresi 27. ayette anlatılmıştır.
“Rüya nedir? Rüya tabiri nasıl ve kimler tarafından yapılır, Rüya tabiri tarihi nerelere dayanır?” gibi daha pek çok sorunun yanıtına haber sayfamızdan ulaşabilirsiniz.
Yüzyıllardır merak konusu olan rüya ve yorumu ile ilgili aklınıza takılan tüm soruların yanıtına Yeni Şafak rüya tabirleri sözlüğünden ulaşabilirsiniz.
BÜLTEN