Peygamberimizin (asv) üstün ahlakı ve merhameti hayatının her safhasındaki örnekleri ile insanlığa rehber olmuştur. Efendimizin (asv) hayvanlara da çok merhametli davranır ve sık sık ashabına bu yönde telkinlerde bulunur.
Arkadaşlarıyla oturmaktadır. Bir deve son hızla koşarak yanına gelir ve durur. Sığınmak ister gibi bir hali vardır. Az sonra da deveyi kovalayan sahipleri çıka gelir.
"Ey Allah'ın Elçisi, bu bizim devemizdir, üç gündür onu arıyorduk, nihayet yanınızda bulduk." derler.
Deve Hz. Muhammed'in arkasında durmaktadır. O devenin yularını bırakmadan konuşur:
"Ama deveniz sizden çok şikâyetçi."
Şaşıran sahipleri sorar:
"Ey Allah'ın Elçisi, ne diyor?"
"O yanınızda büyümüş, yıllarca sırtında yük taşımış, size bir sürü de yavru vermiş ve en sonunda onu kesip etini yemeye kalkışmışsınız."
"Evet, ey Allah'ın Elçisi aynen öyle oldu."
Bunun üzerine Hz. Muhammed (asv) cebinden yüz gümüş ödeyerek deveyi onlardan satın alır ve deveye dönerek:
"Ey deve, haydi git. Allah rızası için serbestsin ve artık sana kimse dokunamaz." der.
Saadet Asrından
Fadâle b. Ubeyd (r.a.)’tan rivayet edilmiştir:
Resululah (s.a.), bir adamın; namazdan sonra Allah’a hamd etmeden, Peygamber aleyhisselâm’a salât ve selâm getirmeden dua ettiğini işitti. Bunun üzerine Resulullah (s.a.): “«Bu adam acele etti» buyurdu. Sonra o adamı yanına çağırdı. Ona veya bir başkasına: «Sizden birisi, dua edeceği zaman ilk önce Allah’a hamdü senâ etsin, sonra Peygamber (s.a.)’e salât ve selâm getirdin. Daha sonra da dilediği şekilde dua etsin.» buyurdu.” [Ebu Dâvud, Vitr 23 (1481); Tirmizî, Deavât 65 (3476)]
***
Ebu Ümame (r.a.)’tan rivayete göre dedi ki:
Rasûlullah (s.a.)’i şöyle buyururken dinledim:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü o kıyamet gününde kendi ashabına (yani Kur’an okuyanlara) şefaatçi olarak gelecektir.” [Müslim, I, 553]
Arkadaşlarıyla oturmaktadır. Bir deve son hızla koşarak yanına gelir ve durur. Sığınmak ister gibi bir hali vardır. Az sonra da deveyi kovalayan sahipleri çıka gelir.
"Ey Allah'ın Elçisi, bu bizim devemizdir, üç gündür onu arıyorduk, nihayet yanınızda bulduk." derler.
Deve Hz. Muhammed'in arkasında durmaktadır. O devenin yularını bırakmadan konuşur:
"Ama deveniz sizden çok şikâyetçi."
Şaşıran sahipleri sorar:
"Ey Allah'ın Elçisi, ne diyor?"
"O yanınızda büyümüş, yıllarca sırtında yük taşımış, size bir sürü de yavru vermiş ve en sonunda onu kesip etini yemeye kalkışmışsınız."
"Evet, ey Allah'ın Elçisi aynen öyle oldu."
Bunun üzerine Hz. Muhammed (asv) cebinden yüz gümüş ödeyerek deveyi onlardan satın alır ve deveye dönerek:
"Ey deve, haydi git. Allah rızası için serbestsin ve artık sana kimse dokunamaz." der.
Saadet Asrından
Fadâle b. Ubeyd (r.a.)’tan rivayet edilmiştir:
Resululah (s.a.), bir adamın; namazdan sonra Allah’a hamd etmeden, Peygamber aleyhisselâm’a salât ve selâm getirmeden dua ettiğini işitti. Bunun üzerine Resulullah (s.a.): “«Bu adam acele etti» buyurdu. Sonra o adamı yanına çağırdı. Ona veya bir başkasına: «Sizden birisi, dua edeceği zaman ilk önce Allah’a hamdü senâ etsin, sonra Peygamber (s.a.)’e salât ve selâm getirdin. Daha sonra da dilediği şekilde dua etsin.» buyurdu.” [Ebu Dâvud, Vitr 23 (1481); Tirmizî, Deavât 65 (3476)]
***
Ebu Ümame (r.a.)’tan rivayete göre dedi ki:
Rasûlullah (s.a.)’i şöyle buyururken dinledim:
“Kur’an okuyunuz. Çünkü o kıyamet gününde kendi ashabına (yani Kur’an okuyanlara) şefaatçi olarak gelecektir.” [Müslim, I, 553]