Bugün 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele günü…
Dünya’da giderek artan kadına şiddette Türkiye’nin karnesinin çok iyi olduğunu söyleyemeyiz.
Neredeyse her gün ekranlarda, gazete sayfalarında, polis ve jandarma bültenlerinde şahit olduğumuz kadına yönelik şiddeti sadece yasayla, kanunla, polisiye tedbirlerle çözemeyeceğimiz kesin.
Her şiddet haberinde hep birlikte ayağa kalkıp ‘en ağır yaptırımlar uygulansın’ diyoruz. Oysa aynı dakikalarda bunları söyleyenler bile kadına şiddet uygulamaktan geri durmuyor!
Bu ülkede birçok kadın fiziksel, ekonomik ve sosyal açından sürekli şiddete maruz kalıyor.
Birde Anadolu’nun en ücra yerlerinde kanıtsanmış şiddet var. Kadın, eşinin kendine her an uyguladığı şiddeti evliliğin gereği olarak görüyor.
Sesi çıkmıyor. Dert yanamıyor. Kimseye sığınamıyor...
***
Çok değil 2009 yılında Ağrı’nın Diyadin ilçesinde 22 yaşındaki Seher, sözde kendisini aldattığı gerekçesiyle eşi tarafından burnu ve kulakları kesilip sokağa atılmıştı. Seher’i bulan çobanlar genç kadını hastaneye kaldırmıştı.
Devletin sahip çıktığı Seher, Erzurum’da o gün ki adıyla Kadın Sığınma Evinde koruma altına alındı, yaraları sarıldı. Devletin şefkatli kollarında dinlenen Seher’i ailesi rahat bırakmadı. Töre dedi, el alem dedi. Seher’e bunları yapan kocasına ceza vermek bir tarafa aile birde o caniyi ödüllendirdi.
Eşinden şiddetin en alasını gören Seher, bir süre sonra kendi isteği ile tekrar şiddet gördüğü o dehşet evine geri döndü.
Çaresi yoktu. Evlatları vardı. Onları bir daha göremem diyerek can havli ile sığındığı devlet evinden cehennem evine geri döndü. Akıbeti belirsiz.
***
Bu durumda olan nice Seher’ler nice Aysellerin hayatı söndü.
O gün Seher’e sahip çıkan devlet bugün kendini yeniledi. Sayısız Kadın Konuk Evi yaptı. Üstelik sadece kadınlara değil, o kadınların çocuklarına da kol kanat gerdi. Bugün artık kadınlar kendileri gibi şiddet gören çocuklarını da yanına alıp koşa koşa devlete sığınabiliyor.
Erzurum’da Kadın Konuk Evlerinin kapasitesi artırıldı. Şiddete uğrayıp bu evlerde kalmaya başlayan kadın ve çocuk sayısı, geçen yıla göre yüzde 18 arttı. Bu yıl 335 kadın beraberindeki 300 çocukla birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Erzurum’daki konuk evinde koruma altına alındı. Eminim ki hala bu baskı altında yaşayan yüzlerce, binlerce kadın var bu topraklarda.
Dünya’da giderek artan kadına şiddette Türkiye’nin karnesinin çok iyi olduğunu söyleyemeyiz.
Neredeyse her gün ekranlarda, gazete sayfalarında, polis ve jandarma bültenlerinde şahit olduğumuz kadına yönelik şiddeti sadece yasayla, kanunla, polisiye tedbirlerle çözemeyeceğimiz kesin.
Her şiddet haberinde hep birlikte ayağa kalkıp ‘en ağır yaptırımlar uygulansın’ diyoruz. Oysa aynı dakikalarda bunları söyleyenler bile kadına şiddet uygulamaktan geri durmuyor!
Bu ülkede birçok kadın fiziksel, ekonomik ve sosyal açından sürekli şiddete maruz kalıyor.
Birde Anadolu’nun en ücra yerlerinde kanıtsanmış şiddet var. Kadın, eşinin kendine her an uyguladığı şiddeti evliliğin gereği olarak görüyor.
Sesi çıkmıyor. Dert yanamıyor. Kimseye sığınamıyor...
***
Çok değil 2009 yılında Ağrı’nın Diyadin ilçesinde 22 yaşındaki Seher, sözde kendisini aldattığı gerekçesiyle eşi tarafından burnu ve kulakları kesilip sokağa atılmıştı. Seher’i bulan çobanlar genç kadını hastaneye kaldırmıştı.
Devletin sahip çıktığı Seher, Erzurum’da o gün ki adıyla Kadın Sığınma Evinde koruma altına alındı, yaraları sarıldı. Devletin şefkatli kollarında dinlenen Seher’i ailesi rahat bırakmadı. Töre dedi, el alem dedi. Seher’e bunları yapan kocasına ceza vermek bir tarafa aile birde o caniyi ödüllendirdi.
Eşinden şiddetin en alasını gören Seher, bir süre sonra kendi isteği ile tekrar şiddet gördüğü o dehşet evine geri döndü.
Çaresi yoktu. Evlatları vardı. Onları bir daha göremem diyerek can havli ile sığındığı devlet evinden cehennem evine geri döndü. Akıbeti belirsiz.
***
Bu durumda olan nice Seher’ler nice Aysellerin hayatı söndü.
O gün Seher’e sahip çıkan devlet bugün kendini yeniledi. Sayısız Kadın Konuk Evi yaptı. Üstelik sadece kadınlara değil, o kadınların çocuklarına da kol kanat gerdi. Bugün artık kadınlar kendileri gibi şiddet gören çocuklarını da yanına alıp koşa koşa devlete sığınabiliyor.
Erzurum’da Kadın Konuk Evlerinin kapasitesi artırıldı. Şiddete uğrayıp bu evlerde kalmaya başlayan kadın ve çocuk sayısı, geçen yıla göre yüzde 18 arttı. Bu yıl 335 kadın beraberindeki 300 çocukla birlikte Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na bağlı Erzurum’daki konuk evinde koruma altına alındı. Eminim ki hala bu baskı altında yaşayan yüzlerce, binlerce kadın var bu topraklarda.