Atatürk Üniversitesi Ziraat Fakültesi eski Dekanı Prof. Dr. Vahap Yağanoğlu, 14 Mayıs Dünya Çiftçiler Gününü kutladı. Çiftçilerin yaşadığı zorluklara dikkat çekerek, çözüm önerilerini sıralayan Yağanoğlu, “Çiftçilere destek olarak, yerel ürünler satın alarak ve onları her daim takdir ederek daha iyi bir geleceğe katkıda bulunabiliriz” ifadelerine yer verdi.
14 Mayıs ve Dünya Çiftçiler Günü
Yağanoğlu, “Bugün 14 Mayıs ve Dünya Çiftçiler Günü'nü kutluyoruz. Bu vesileyle, soframıza giden her türlü nimette emeği geçen, zor şartlarda çalışan tüm çiftçilerimizi saygıyla anıyoruz. Çiftçiler, dünyanın dört bir yanında toprağı işleyen, ekip biçen ve bize besin sağlayan gerçek kahramanlardır. Onlar, sofralarımızdaki yiyeceklerin aracılarıdır. Çiftçiler, gıda güvenliğimizin bel kemiğidir. Dünyadaki nüfusun artmasıyla birlikte gıda ihtiyacı da artmaktadır. Çiftçiler, bu ihtiyacı karşılamak için gece gündüz çalışarak tarlaları eker, biçer ve hayvanları yetiştirir. Çiftçiler, sadece bugünün ihtiyaçlarını değil, aynı zamanda gelecek nesillerin ihtiyaçlarını da düşünerek tarımı sürdürmeye çalışırlar. Sürdürülebilir tarım uygulamaları, çiftçilerin önemli bir odak noktasıdır. Onların emeği olmadan soframıza ekmek, meyve, sebze ve et gibi temel gıdalar ulaşamazdı” diye konuştu.
Çiftçilerin Karşılaştığı Sorunlar
Çiftçilerin yaşadığı sıkıntıları dile getiren Yağanoğlu, “İklim değişikliği; kuraklık, sel ve aşırı hava olayları gibi iklim değişikliğinin etkileri tarımsal üretimi olumsuz etkiliyor. Su sıkıntısı, su kaynaklarının azalması ve kirlenmesi, sulama için gereken suyun teminini zorlaştırıyor. Toprak erozyonu yoğun tarım faaliyetleri ve aşırı otlatma gibi faktörler, toprak erozyonuna yol açarak toprak verimliliğini azaltıyor. Borçlanma, çiftçiler ve üretim için gerekli girdilere erişmek için sıklıkla borçlanmak zorunda kalıyor ve bu durum onları mali sıkıntılara sürüklüyor. Düşük ürün fiyatları, ürün fiyatları genellikle üretim maliyetlerini karşılamıyor ve çiftçilerin gelirlerini düşürüyor. Pazarlama zorlukları, ürünlerin pazarlara taşınması ve pazarlanması konusunda yaşanan zorluklar, çiftçilerin gelirlerini olumsuz etkiliyor. Sosyal güvenlik eksikliği, birçok çiftçi, sağlık ve emeklilik gibi konularda sosyal güvenceden mahrum kalıyor. Genç nüfusun tarımdan göç etmesi, tarımsal faaliyetlerin zor ve yorucu olması, genç nüfusun bu sektörden uzaklaşmasına neden oluyor. Çiftçiler, kuraklık, sel, fırtına gibi iklim değişikliğinin etkilerinden en çok etkilenen gruplardan biridir. Bu durum, ürün kaybına ve gelir azalmasına yol açmaktadır. Bunun yanında, çiftçiler düşük ürün fiyatları, girdi maliyetlerinin yüksek olması, pazarlama zorlukları gibi birçok sorunla da karşı karşıyadır. Ayrıca, son yıllarda artan tarım arazilerinin betona dönüşmesi ve tarıma elverişli arazilerin azalması da önemli bir sorundur” dedi.
Daha İyi Bir Gelecek için Öneriler
Konuya ilişkin çözüm önerilerini sıralan Yağanoğlu, “Tarımsal desteklerin artırılmasıyla devlet, çiftçilere finansal destekler sağlayarak girdi maliyetlerini düşürmeye yardımcı olabilir. Modern tarım tekniklerinin yaygınlaştırılmasıyla sulama teknikleri, seracılık ve biyoteknoloji gibi yöntemler, tarımsal verimliliği artırmaya ve ürün kaybını azaltmaya yardımcı olabilir. İklim değişikliğine uyum sağlanarak kuraklığa dayanıklı tohumlar ve sulama sistemleri gibi iklim değişikliğine uyum sağlayan tarım uygulamalarının teşvik edilmesi gerekiyor. Sürdürülebilir su yönetimleri kullanılarak su kaynaklarının korunması ve sulama sistemlerinin modernleştirilmesi için yatırımlar yapılması elzemdir. Ürünlerin değerlendirilmesi ve pazarlanması için altyapının iyileştirilmesi ve çiftçilere pazarlama konusunda eğitim verilmesi önemlidir. Tarım arazilerinin korunması ve betona dönüşmesinin önlenmesi için gerekli adımlar atılmalıdır. Ayrıca ürünlerin adil fiyatlarla satılması için gerekli düzenlemelerin yapılması, ürünlerin pazarlanması ve satışı konusunda çiftçilerin iş birliğini teşvik eden kooperatifçiliğin geliştirilmesi, tüm çiftçilerin sağlık ve emeklilik gibi konularda sosyal güvenceye kavuşturulması önem arz ediyor. Tarımsal üretim teknikleri ve yeni teknolojiler konusunda çiftçilere eğitim verilmesi ve tarımsal araştırmaya yatırım yapılması şart” ifadelerini kullandı.
Ekmek üretenin ekmeğini yemeliyiz
Yağanoğlu, açıklamalarını şu şekilde sürdürdü, “Çiftçiler, gıda güvenliğimiz ve kalkınmamız için hayati önem taşımaktadır. Onların karşılaştığı zorlukları ve sorunları çözmek için hepimize görev düşmektedir. Çiftçilere destek olarak, yerel ürünler satın alarak ve onları her daim takdir ederek daha iyi bir geleceğe katkıda bulunabiliriz. Bugün, çiftçiler günü, çiftçilerin fedakârlıklarını, emeklerini ve topluma yaptıkları katkıları kutlamak için bir fırsattır. Ancak, onları yalnız bugün değil, her zaman takdir etmeli ve desteklemeliyiz. Çünkü onlar, geleceğimizi besleyen ve dünyamızı şekillendiren gerçek kahramanlardır. Unutmayalım ki, ekmek üretenin ekmeğini yemeliyiz.”
Nesrin DEMİR