Urartular döneminden kaldığı ve Demir Çağı'nın özelliğini barındırdığı söylenen Urartu Mezarlığı köylüler tarafından şans eseri bulundu. Köylüler tarafından tespit edilen boşlukta araştırmacıların çalışması sonucu alanın Urartulardan kalma bir mezar olduğu tespit edildi. Mezar odasının ön kısmının toprak kayması sonucu büyük ölçüde tahrip olduğu biliniyor. Bu alan daha sonra camii olarak kullanıldığı dönemde düzeltilerek genişletildi. Mezarlık içinde üç niş bulunurken, bu nişlerden biri mescit olarak kullanıldığı dönemde genişletilerek mihrap olarak kullanıldı. Mezarlığın içinde giriş kapıları bulunmayan iki oda yer alıyor. Bu iki odayı birbirinden ayıran bir genişlik yer alırken, ileriye doğru genişleyen bir bölme de bulunuyor. Ayrıca burası vatandaşlar tarafından dilek dileme alanı olarak da kabul gördü.
İnanışa göre; mağara içinde düşen taşları tekrar duvara yapıştırılıyor, bir dilek tutuluyor ve eğer taş duvara yapışırsa dilek kabul oluyor. Araştırmacılar tarafından yapılan çalışmada mezarlık ile ilgili mimari özellikler kayıt altına alınırken, arkeolojik bir veri elde edilemedi. Mezarlığın bir köylü tarafından hayvan otlatılırken bir hayvanın boşluktan düşmesi sonucu şans eseri bulunduğunu belirten köylülerden Çetin Şengül, "Zamanında köylüler buranın üzerinde hayvan otlatırken hayvanlardan biri aşağı düşüyor. Vatandaşlar hayvanı kurtarmaya çalışırken burayı keşfediyorlar. Köylüler buranın kapısını yapıp elektrik döşediler, daha sonra burayı ibadethane olarak kullandılar. Burasının bir özelliği yazın serin kışın ise sıcak oluyor. Vatandaşlarımızı buraya bekliyoruz. Buranın bir diğer özelliği ise vatandaşlar tarafından dilek dileme yeri olarak kabul görmesidir. Vatandaşlar burada bulunan taşları bir dilek tutarak tekrar duvara yapıştırıyorlar. Eğer taş duvarda asılı kalırsa dilenen dile kabul görür, taş düşerse dilenen dilek kabul olmuyor" dedi.
Mağarayı merak ettiği için görmeye gittiğini söyleyen Erdal Karataş ise "Ben burayı önceden bilmiyordum. Gelip gördüm mutlu oldum. Herkesi burayı görmeye bekliyorum. Ben burayı normal bir ibadethane biliyordum, ama mağara şeklinde görünce çok şaşırdım. Çok güzel bir yer" dedi. İHA
İnanışa göre; mağara içinde düşen taşları tekrar duvara yapıştırılıyor, bir dilek tutuluyor ve eğer taş duvara yapışırsa dilek kabul oluyor. Araştırmacılar tarafından yapılan çalışmada mezarlık ile ilgili mimari özellikler kayıt altına alınırken, arkeolojik bir veri elde edilemedi. Mezarlığın bir köylü tarafından hayvan otlatılırken bir hayvanın boşluktan düşmesi sonucu şans eseri bulunduğunu belirten köylülerden Çetin Şengül, "Zamanında köylüler buranın üzerinde hayvan otlatırken hayvanlardan biri aşağı düşüyor. Vatandaşlar hayvanı kurtarmaya çalışırken burayı keşfediyorlar. Köylüler buranın kapısını yapıp elektrik döşediler, daha sonra burayı ibadethane olarak kullandılar. Burasının bir özelliği yazın serin kışın ise sıcak oluyor. Vatandaşlarımızı buraya bekliyoruz. Buranın bir diğer özelliği ise vatandaşlar tarafından dilek dileme yeri olarak kabul görmesidir. Vatandaşlar burada bulunan taşları bir dilek tutarak tekrar duvara yapıştırıyorlar. Eğer taş duvarda asılı kalırsa dilenen dile kabul görür, taş düşerse dilenen dilek kabul olmuyor" dedi.
Mağarayı merak ettiği için görmeye gittiğini söyleyen Erdal Karataş ise "Ben burayı önceden bilmiyordum. Gelip gördüm mutlu oldum. Herkesi burayı görmeye bekliyorum. Ben burayı normal bir ibadethane biliyordum, ama mağara şeklinde görünce çok şaşırdım. Çok güzel bir yer" dedi. İHA