Birkaç gün önce İl Pandemi Kurulu Toplantısı dolayısıyla Erzurum Valisi Okay Memiş’in açıklamalarını okudum.
Tebrik etmekten başka bir şey gelmiyor aklıma!
Akıl tutulması bu olsa gerek dedim.
Bocalama, telaşlanma, panik, vali olmanın dayanılmaz ağırlığının insanın üzerine çökmesi, bu olsa gerek.
Bütün bunları neden söylediğimi gündemi sıkı sıkıya değil de ortalama takip eden herkesin açıklamama gerek duymadan anlayacağını sanıyorum.
Öncelikle şunu belirterek meseleyi açmaya başlayayım ben devlete inanırım. Bu ülke geçmişinde ciddiyetten çok uzak siyasetçiler, devlet adamları ve bürokratlara rastlanmış olsa da şimdiki gençlerin pek kullanmadığı bize büyüklerimizden miras bir ayar mekanizması son dakikada da olsa çalışır. İşte bu büyük güce “Devlet Aklı, Millet Feraseti” denirdi.
O yüzden iktidarı sevmese de milleti sevenler akli selimle hareket etmeye bu damardan devam ederlerdi.
Şimdilerde kimi çevrelerin o damarı da tıkanmış gibi görünüyor ama o sonranın meselesi biz Şiddetle devam eden salgın ve o salgında kelimenin tam manasıyla inim inim inleyen Erzurum’a dönelim.
Bu yazdıklarımdan hemen akıllara bu adam milletin sinirlerini bozmaya çalışan biri ya da kötü senaryo uzmanı, moral bozmak için zaman kollayan fırsatçı olduğum gelmesin.
Benim gönlüm Vali Bey’in söylediklerinin gerçek olmasını arzuluyor ama ne yazık ki yaşananlar bunu teyit edemiyor. Rakamlarla oynamaya, istatistikleri istediğin yerden okumaya başladığında elbette bir mesafe alır haklıyı haksız duruma düşürmeyi becerebilirsin ama bu yaşananlar düşünüldüğünde bu bile zor.
Kısaca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Erzurum Valisi Okay Memiş’in söyledikleri arasında bir seçim yapmak gerektiğinde kalbin Vali dese de aklım kesin biçimde Sağlık Bakanı’ndan yana.
Bakın kısaca hatırlatayım;
Bakan Koca diyor ki;
“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bir hafta önce yaptığı açıklamada Ankara, Kayseri, İzmir, Şanlıurfa, Erzurum ve Konya'nın salgın konusunda ‘sorunlu’ iller arasında yer aldığını ifade etmişti. Önceki gün ise ağır hasta sayısı en çok olan illeri paylaşan Bakan Koca, “Son hafta günlük hasta sayısı en çok artan illerimiz; Van, Karaman, Erzincan, Çankırı ve Kayseri. Ağır hasta sayısı en çok olan illerimiz; İstanbul, Ankara, Konya, Erzurum ve Yozgat.”
Bakanın bu söylediklerine karşılık İl Pandemi Kurulu Toplantısı’nda Vali Memiş, Bakan’ın sözlerini şöyle cevaplıyor;
“Erzurum’daki salgınla mücadelede Türkiye ortalamasından daha yukarıda değiliz. Günlük vaka sayılarında nüfusla mukayese edildiğinde, pnömoni oranında, ölüm oranında Türkiye ortalamasının altındayız” dedi. Son bir aylık verilere göre vaka sayısındaki yükselişin durdurulduğunu değerlendiren Memiş, Bazı günlerde aşağılara indik…”
Bu da Vali’nin sözleri. Bu sözlerden hemen sonra da bin kişilik Şehir Hastanesi’nin kapasitesini bin beşyüz kişiye çıkaracaklarından ve atanacak yeni üç yüz doktordan bahsediyor.
İşler iyiye giderken hastane yataklarının tümünün yoğun bakım yatağı şekline çevrilebildiğinin müjdesinin verilmesi de işin Vali Bey’in söylediği kadar stabil gitmediğinin göstergesi.
Zaten gidemez zira dünyada da gitmiyor. Böyle bir yaklaşımın moralleri düzelteceği sanılsa da sonuçlarının daha vahim olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
Gelelim o toplantı da Vali Bey’i dinleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e, gözünün önünde Sağlık Bakanı’nın bir gün önce açıkladığı verileri yalanlayan Vali Bey’e tek kelime söylememesi şaşırtıcı. Asıl vahim olan ise insanların bu virüsün pençesinde yaşamlarını kaybederken gösterdiği metanet!
Başkan Sekmen’den korona dolayısıyla ölen insanların acısını paylaşmada Erzurum Spor’un şampiyonluk sevincini paylaşırken gösterdiği gayret ve samimiyeti beklerdik.
Netice Dadaşlar diyarı kaybederken onun yöneticilerinin kazanması mümkün değil.
Tebrik etmekten başka bir şey gelmiyor aklıma!
Akıl tutulması bu olsa gerek dedim.
Bocalama, telaşlanma, panik, vali olmanın dayanılmaz ağırlığının insanın üzerine çökmesi, bu olsa gerek.
Bütün bunları neden söylediğimi gündemi sıkı sıkıya değil de ortalama takip eden herkesin açıklamama gerek duymadan anlayacağını sanıyorum.
Öncelikle şunu belirterek meseleyi açmaya başlayayım ben devlete inanırım. Bu ülke geçmişinde ciddiyetten çok uzak siyasetçiler, devlet adamları ve bürokratlara rastlanmış olsa da şimdiki gençlerin pek kullanmadığı bize büyüklerimizden miras bir ayar mekanizması son dakikada da olsa çalışır. İşte bu büyük güce “Devlet Aklı, Millet Feraseti” denirdi.
O yüzden iktidarı sevmese de milleti sevenler akli selimle hareket etmeye bu damardan devam ederlerdi.
Şimdilerde kimi çevrelerin o damarı da tıkanmış gibi görünüyor ama o sonranın meselesi biz Şiddetle devam eden salgın ve o salgında kelimenin tam manasıyla inim inim inleyen Erzurum’a dönelim.
Bu yazdıklarımdan hemen akıllara bu adam milletin sinirlerini bozmaya çalışan biri ya da kötü senaryo uzmanı, moral bozmak için zaman kollayan fırsatçı olduğum gelmesin.
Benim gönlüm Vali Bey’in söylediklerinin gerçek olmasını arzuluyor ama ne yazık ki yaşananlar bunu teyit edemiyor. Rakamlarla oynamaya, istatistikleri istediğin yerden okumaya başladığında elbette bir mesafe alır haklıyı haksız duruma düşürmeyi becerebilirsin ama bu yaşananlar düşünüldüğünde bu bile zor.
Kısaca Sağlık Bakanı Fahrettin Koca ile Erzurum Valisi Okay Memiş’in söyledikleri arasında bir seçim yapmak gerektiğinde kalbin Vali dese de aklım kesin biçimde Sağlık Bakanı’ndan yana.
Bakın kısaca hatırlatayım;
Bakan Koca diyor ki;
“Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bir hafta önce yaptığı açıklamada Ankara, Kayseri, İzmir, Şanlıurfa, Erzurum ve Konya'nın salgın konusunda ‘sorunlu’ iller arasında yer aldığını ifade etmişti. Önceki gün ise ağır hasta sayısı en çok olan illeri paylaşan Bakan Koca, “Son hafta günlük hasta sayısı en çok artan illerimiz; Van, Karaman, Erzincan, Çankırı ve Kayseri. Ağır hasta sayısı en çok olan illerimiz; İstanbul, Ankara, Konya, Erzurum ve Yozgat.”
Bakanın bu söylediklerine karşılık İl Pandemi Kurulu Toplantısı’nda Vali Memiş, Bakan’ın sözlerini şöyle cevaplıyor;
“Erzurum’daki salgınla mücadelede Türkiye ortalamasından daha yukarıda değiliz. Günlük vaka sayılarında nüfusla mukayese edildiğinde, pnömoni oranında, ölüm oranında Türkiye ortalamasının altındayız” dedi. Son bir aylık verilere göre vaka sayısındaki yükselişin durdurulduğunu değerlendiren Memiş, Bazı günlerde aşağılara indik…”
Bu da Vali’nin sözleri. Bu sözlerden hemen sonra da bin kişilik Şehir Hastanesi’nin kapasitesini bin beşyüz kişiye çıkaracaklarından ve atanacak yeni üç yüz doktordan bahsediyor.
İşler iyiye giderken hastane yataklarının tümünün yoğun bakım yatağı şekline çevrilebildiğinin müjdesinin verilmesi de işin Vali Bey’in söylediği kadar stabil gitmediğinin göstergesi.
Zaten gidemez zira dünyada da gitmiyor. Böyle bir yaklaşımın moralleri düzelteceği sanılsa da sonuçlarının daha vahim olacağını öngörmek için kahin olmaya gerek yok.
Gelelim o toplantı da Vali Bey’i dinleyen Büyükşehir Belediye Başkanı Mehmet Sekmen’e, gözünün önünde Sağlık Bakanı’nın bir gün önce açıkladığı verileri yalanlayan Vali Bey’e tek kelime söylememesi şaşırtıcı. Asıl vahim olan ise insanların bu virüsün pençesinde yaşamlarını kaybederken gösterdiği metanet!
Başkan Sekmen’den korona dolayısıyla ölen insanların acısını paylaşmada Erzurum Spor’un şampiyonluk sevincini paylaşırken gösterdiği gayret ve samimiyeti beklerdik.
Netice Dadaşlar diyarı kaybederken onun yöneticilerinin kazanması mümkün değil.