Güvenlik uzmanı Coşkun Başbuğ’un Yeni Asır Gazetesine yaptığı değerlendirmeleri aktarmıştım, araya farklı konular girince ikini bölümü eksik kaldı. Başbuğ özetle; “Bütün hedef hem içeride, hem yakın coğrafyada oyunlarını bozan ve Türkiye'yi tam bağımsızlık çizgisine çeken Erdoğan'ı iktidardan indirmek. Bunun için ilk önce bir erken seçime gidilmesini istiyorlar. Ancak buradan sonuç alınamazsa Türkiye'yi kutuplaştırmak ve iç savaşa hazırlamak hedefleniyor. Bu nefret söylemleri, Diyanet İşleri Başkanı'na gösterilen tepkiler, diğer siyasi, askeri ve diplomatik konularda tamamen devletin aleyhine yapılan söylemler ve buna çanak tutan gazetecilerin hedefi bir iç savaş ortamı hazırlamak.”
İçeride provokasyonlar gösteriyor ki ısrarla kutuplaşmayı körükleme çabasındalar. Bunu 1980 öncesi Camilere yapılan saldırılar, Alevi mezhebi mensubu kardeşlerimize yapılanlarla karşılaştırabilirsiniz! Dönem geçiyor, oyun şekli değişiyor ama hedef ve içeride kullanışlı unsurlar hiç değişmiyor.
Başbuğ diyor ki; Bu devlet uyur gibi görünür ancak günü, saati geldiğinde bir anda hepsini huzura toplar. Hep siyaset hem medyadaki kripto isim ve ummadığınız kişilerin yaptıkları, delilleriyle ortaya konulur. Çünkü böyle ekrandan ahkam kes, algı operasyonuna gir, ağzına geleni söyle, siyaseti kullanarak bütün taklaları at ve bunun da bir bedeli olmasın. Böyle bir devlet yok. Şu an meydan boş, konuşuyorlar. Bunun bir yerlere not edildiğini herkesin bilmesi lazım. Şu an Fatih Portakal gibilerinin beyinleri öyle bir yıkanmış ki, 'Bu iş bitti, Erdoğan gidecek ve tekrar saha sizlere kalacak' yalanına inanmışlar. Onun için bu kadar fütursuzlar. Ancak yarın hesap önlerine konduğunda şok yaşayacaklar.
Başkan Erdoğan'ı iktidardan indirip ne yapacaklar?
Cumhurbaşkanı iktidardan indiği an hemen FETÖ'nün yarım bıraktığı operasyonları tamamlamak için süreç başlatacaklar. Bu süreçte ilk önce yıkılanı onarıyoruz yalanı altında bugüne kadar ne kazanım varsa yerle bir edilecek. Apo'nun serbest bırakılması, elebaşı Fetullah Gülen'in dönmesi, Türkiye'nin eyaletlere bölünmesi hep bu çerçevede yapılacak. Libya, Suriye ve Irak dahil bütün o kazanımları silip oradaki askeri buraya çekecek bir süreç başlatacaklar. Türkiye'nin bunu görmesi lazım görmediği takdirde çok acı bedel öder.
'Millet Batı ağzıyla konuşanları görmeli"
Türk halkının milli konularda siyaseti, etnik ve dini kimliği bir kenara bırakarak tek yürek hareket etmesi gerekiyor. Yapacağı tek şey bu. Özellikle, CHP'nin kalesi olarak gördüğü Ege'de milletimiz bunu yapmalı. Halkımız tüm kimlikleri kenara koyarak aklıselimle düşünmeli. "Evet Libya'da bir destan yazılıyor. Evet, İHA ve SİHA'lar dünyanın şapka çıkardığı Türkiye'nin medarı iftiharı" diye bir iç muhasebe yapmalılar. Üzerine de "Benim inandığım partinin adamları niye bunlara karşı çıkıyor" diye sorgulamalı... İnsanlarımız bütün o önyargılardan sıyrılarak tarafsız bir şekilde düşünmeli. 'Ülke için doğru işlere kimler karşı çıkıyor, neden karşı çıkıyor' bunu düşündüğünde partisinin Batı ağzıyla konuştuğunu görecek ve "Bu işte bir tuhaflık var" diyecek. Milletimizin şu an tek yapması gereken bu. Bu yapıldığı an kutuplaşma buharlaşır.
"Ekonomik saldırı ile yıkmaya çalışıyorlar"
Bakın korona virüs salgını ile ülkeleri IMF üzerinden borçlandırmak istediler. Buna direnen az sayıdaki ülkeden biri de Türkiye oldu. Dikkat edin o sözde emperyalizme karşı olan CHP ısrarla, "IMF'ten borç almalıyız" diye diretiyor. Türkiye bu oyuna gelmiyor. Gelmediği için de bir ekonomik terör saldırısı başlattılar. Düşünüyorlar ki, bunda başarılı olurlarsa dolar patladı, pahalılık hortladı diye halk galeyana gelebilir. Erdoğan dolar ve faizde oyunları bozdu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın daha önceki yıllardan Londra merkezli oyunlara karşı çok ciddi savunmaları var. Swap uygulamasının aslında temeli bu. Şimdi de Londra üzerinden oynanan oyuna dur denildi. Türkiye, ekonomik anlamda da bir terör saldırısı ile yüz yüze. Tüm bu saldırıların mutfağı Siyonizm. (Kaynak: Yeni Asır Gazetesi)
İçeride provokasyonlar gösteriyor ki ısrarla kutuplaşmayı körükleme çabasındalar. Bunu 1980 öncesi Camilere yapılan saldırılar, Alevi mezhebi mensubu kardeşlerimize yapılanlarla karşılaştırabilirsiniz! Dönem geçiyor, oyun şekli değişiyor ama hedef ve içeride kullanışlı unsurlar hiç değişmiyor.
Başbuğ diyor ki; Bu devlet uyur gibi görünür ancak günü, saati geldiğinde bir anda hepsini huzura toplar. Hep siyaset hem medyadaki kripto isim ve ummadığınız kişilerin yaptıkları, delilleriyle ortaya konulur. Çünkü böyle ekrandan ahkam kes, algı operasyonuna gir, ağzına geleni söyle, siyaseti kullanarak bütün taklaları at ve bunun da bir bedeli olmasın. Böyle bir devlet yok. Şu an meydan boş, konuşuyorlar. Bunun bir yerlere not edildiğini herkesin bilmesi lazım. Şu an Fatih Portakal gibilerinin beyinleri öyle bir yıkanmış ki, 'Bu iş bitti, Erdoğan gidecek ve tekrar saha sizlere kalacak' yalanına inanmışlar. Onun için bu kadar fütursuzlar. Ancak yarın hesap önlerine konduğunda şok yaşayacaklar.
Başkan Erdoğan'ı iktidardan indirip ne yapacaklar?
Cumhurbaşkanı iktidardan indiği an hemen FETÖ'nün yarım bıraktığı operasyonları tamamlamak için süreç başlatacaklar. Bu süreçte ilk önce yıkılanı onarıyoruz yalanı altında bugüne kadar ne kazanım varsa yerle bir edilecek. Apo'nun serbest bırakılması, elebaşı Fetullah Gülen'in dönmesi, Türkiye'nin eyaletlere bölünmesi hep bu çerçevede yapılacak. Libya, Suriye ve Irak dahil bütün o kazanımları silip oradaki askeri buraya çekecek bir süreç başlatacaklar. Türkiye'nin bunu görmesi lazım görmediği takdirde çok acı bedel öder.
'Millet Batı ağzıyla konuşanları görmeli"
Türk halkının milli konularda siyaseti, etnik ve dini kimliği bir kenara bırakarak tek yürek hareket etmesi gerekiyor. Yapacağı tek şey bu. Özellikle, CHP'nin kalesi olarak gördüğü Ege'de milletimiz bunu yapmalı. Halkımız tüm kimlikleri kenara koyarak aklıselimle düşünmeli. "Evet Libya'da bir destan yazılıyor. Evet, İHA ve SİHA'lar dünyanın şapka çıkardığı Türkiye'nin medarı iftiharı" diye bir iç muhasebe yapmalılar. Üzerine de "Benim inandığım partinin adamları niye bunlara karşı çıkıyor" diye sorgulamalı... İnsanlarımız bütün o önyargılardan sıyrılarak tarafsız bir şekilde düşünmeli. 'Ülke için doğru işlere kimler karşı çıkıyor, neden karşı çıkıyor' bunu düşündüğünde partisinin Batı ağzıyla konuştuğunu görecek ve "Bu işte bir tuhaflık var" diyecek. Milletimizin şu an tek yapması gereken bu. Bu yapıldığı an kutuplaşma buharlaşır.
"Ekonomik saldırı ile yıkmaya çalışıyorlar"
Bakın korona virüs salgını ile ülkeleri IMF üzerinden borçlandırmak istediler. Buna direnen az sayıdaki ülkeden biri de Türkiye oldu. Dikkat edin o sözde emperyalizme karşı olan CHP ısrarla, "IMF'ten borç almalıyız" diye diretiyor. Türkiye bu oyuna gelmiyor. Gelmediği için de bir ekonomik terör saldırısı başlattılar. Düşünüyorlar ki, bunda başarılı olurlarsa dolar patladı, pahalılık hortladı diye halk galeyana gelebilir. Erdoğan dolar ve faizde oyunları bozdu. Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak'ın daha önceki yıllardan Londra merkezli oyunlara karşı çok ciddi savunmaları var. Swap uygulamasının aslında temeli bu. Şimdi de Londra üzerinden oynanan oyuna dur denildi. Türkiye, ekonomik anlamda da bir terör saldırısı ile yüz yüze. Tüm bu saldırıların mutfağı Siyonizm. (Kaynak: Yeni Asır Gazetesi)