Gerek iktidar mensupları, gerekse iktidarın nimetlerinden faydalanan bir takım gazeteci, Sivil Toplum Kuruluşları, ekonomistler "2022 sonuna kadar enflasyon düşecek" gibi açıklamalarda bulunuyorlar. Bizler de bu ateşin söndürülmesini bekliyor ve umuyoruz. Zaten eğer kısa zamanda ateş söndürülemez ise ülkenin yarısından fazlası 6 aya kalmaz icralık olur. Yıl sonuna kadar vatandaşlar icralık olduktan sonra, evi, arabası olanlar bu varlıklarını kaybettikten sonra enflasyon düşse ne olacak! (ki) Uygulanan ekonomik politika veya gözlerde ki ışıltı ile bırakın yıl sonunu 3 yıl sonu da geçse ekonomi normal seyirlere dönecek gibi görünmüyor.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre Ocak-Kasım 2021 döneminde bireysel kredi borcunu ödeyemeyen tüketici sayısı 1 milyon 182 bin, kredi kartı borcunu ödeyemeyerek yasal takibe düşen tüketici sayısı da 611 bin kişi olmuş. Banka ve finansal şirketlerden kullanılan bireysel kredi ve kredi kartı borç tutarı ilk kez 1 trilyon 17 milyar liraya çıkmış. 34.8 milyon kişi bireysel kredi kullanırken kişi başı ortalama kredi bakiyesi de 29.2 bin düzeyine yükselmiş. BDDK haftalık verilerine göre sadece bankacılık sektöründen kullanılan krediler 14 ocak itibariyle 987 milyar 131 milyon lira olduğu açıklandı. Tüketiciler bu kredilere o kadar mecbur ki 13 bin liranın 36 ay vade ile 22 bin lira geri dönüşlü olarak kullanılıyor. Bunun üzerine söylenecek söz yoktur.
Halk, elektrik ve doğalgaz faturalarına bakmaya korkarken nedense pek umursanmıyor. Ancak milyonlarca takipçisi olan bir sanatçı paylaşım yaptı mı hem gündem oluyor hem de yetkililer hemen çözüm için çare arıyor. Cem Yılmaz'ın ekonomi ile alakalı sosyal medya paylaşımları iktidar yanlılarının tepkisini çekse de aslında Cem Yılmaz'a tepkilerin asıl nedeni 15 milyonun üzerinde takipçisi olması. Ülkemizde Cem Yılmaz'ın sosyal medya takipçileri Maliye Bakanı'nın takipçilerinden 85 kat fazla olması asıl üzerinde durulması gereken gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Açık ara farkın en önemli nedenlerinden bir tanesinin Hazine ve Maliye Bakanı'nın ciddiye alınmaması olduğunu düşünüyorum.
Alım gücü önemli derecede düşünce tüm eleştiri ve çözüm önerileri elektrik faturaları üzerinden yürütülmeye başlandı. Sanki meyve sebzeye, bakliyata, et ve tavuk ürünlerine yılbaşından itibaren yüzde yüze varan zam gelmemiş gibi, 1 kilo patlıcanın 30 lira olması normal bir şeymiş gibi elektriğe yapılan zammın biraz düşürülmesi ile tüm sorunlar çözülecekmiş gibi algı oluşturuluyor. Evet, elektrik faturalarına acil çözüm bulunmalıdır. Ancak gıda, akaryakıt, doğalgaz, temizlik malzemeleri gibi günlük yaşam ihtiyaçlarında ki zamların elektrik faturalarından geri kalan yanı olmadığının bilinmesini isterim.
Türkiye Bankalar Birliği Risk Merkezi verilerine göre Ocak-Kasım 2021 döneminde bireysel kredi borcunu ödeyemeyen tüketici sayısı 1 milyon 182 bin, kredi kartı borcunu ödeyemeyerek yasal takibe düşen tüketici sayısı da 611 bin kişi olmuş. Banka ve finansal şirketlerden kullanılan bireysel kredi ve kredi kartı borç tutarı ilk kez 1 trilyon 17 milyar liraya çıkmış. 34.8 milyon kişi bireysel kredi kullanırken kişi başı ortalama kredi bakiyesi de 29.2 bin düzeyine yükselmiş. BDDK haftalık verilerine göre sadece bankacılık sektöründen kullanılan krediler 14 ocak itibariyle 987 milyar 131 milyon lira olduğu açıklandı. Tüketiciler bu kredilere o kadar mecbur ki 13 bin liranın 36 ay vade ile 22 bin lira geri dönüşlü olarak kullanılıyor. Bunun üzerine söylenecek söz yoktur.
Halk, elektrik ve doğalgaz faturalarına bakmaya korkarken nedense pek umursanmıyor. Ancak milyonlarca takipçisi olan bir sanatçı paylaşım yaptı mı hem gündem oluyor hem de yetkililer hemen çözüm için çare arıyor. Cem Yılmaz'ın ekonomi ile alakalı sosyal medya paylaşımları iktidar yanlılarının tepkisini çekse de aslında Cem Yılmaz'a tepkilerin asıl nedeni 15 milyonun üzerinde takipçisi olması. Ülkemizde Cem Yılmaz'ın sosyal medya takipçileri Maliye Bakanı'nın takipçilerinden 85 kat fazla olması asıl üzerinde durulması gereken gerçek olarak karşımıza çıkıyor. Açık ara farkın en önemli nedenlerinden bir tanesinin Hazine ve Maliye Bakanı'nın ciddiye alınmaması olduğunu düşünüyorum.
Alım gücü önemli derecede düşünce tüm eleştiri ve çözüm önerileri elektrik faturaları üzerinden yürütülmeye başlandı. Sanki meyve sebzeye, bakliyata, et ve tavuk ürünlerine yılbaşından itibaren yüzde yüze varan zam gelmemiş gibi, 1 kilo patlıcanın 30 lira olması normal bir şeymiş gibi elektriğe yapılan zammın biraz düşürülmesi ile tüm sorunlar çözülecekmiş gibi algı oluşturuluyor. Evet, elektrik faturalarına acil çözüm bulunmalıdır. Ancak gıda, akaryakıt, doğalgaz, temizlik malzemeleri gibi günlük yaşam ihtiyaçlarında ki zamların elektrik faturalarından geri kalan yanı olmadığının bilinmesini isterim.