Altın sahte midir, karışık mıdır, saf mıdır, kaç karattır, bunu anlamanın yolu, özel bir yöntemle (karat ya da ayar) saflık derecesini tespit etmektir.
Altının saflık derecesi 24 ayar olarak sabitlenmiştir.
Bunun altında çıkan her oran, altının saflığının bozulduğunu gösterir.
Mesela bileziğin ayarı 18 ise, içinde 6 ayar bakır karıştırılmış demektir.
Saf altının fiyatıyla maden karıştırılmış altının fiyatı bir olmayacaktır.
İşte, insana, kendi ayarını anlaması için, Hak, Kuran ve Sünnet ayarını ortaya koymuştur.
İnsan fıtraten 24 ayar altın gibidir. Farz ve sünnetlerden oluşan bir ‘amel cetveli’ yapıp bu cetvellere göre kendine yüz üzerinden puan vererek, karatının kaç olduğunu, -şahsiyeti 12 ayar mıdır, 18 ayar mıdır, daha mı düşüktür ya da yüksektir-, anlayabilir.
Sık sık helal-haram cetvellerine bakıp neyi yapıyor neyi yapmıyor, kendini bu yöntemle denetim altına tutan kişinin hayatı, aşama aşama düzelip tevhidi hayat edince kişi Allah’a layık bir kul değeri kazanmış olur.
Kuran ve Sünnetle eylemlerin kontrolü yapıldığı gibi organların kontrolü de yapılmalıdır. (Amel Cetvellerini Diyanet İşleri Başkanlığı hazırlayıp dağıtabilir.)
Bu bağlamda beş duyunun sıkı takibi yapılıp organların dikkati çöplükte midir yoksa gül bahçesinde mi? anlamaya çalışmalıdır. (25.Numaralı, ‘İnsana açılan kapılar’ başlıklı yazı, bu bağlamda okunmalıdır.)
Mesela ezan okunuyor, kişi ezan sesini duymuyor yahut duyuyor, fakat dedikodudan ibaret lakırdısını kesip kalkıp namazını kılmıyor. TV’nin başından ayrılamıyor ya da sigarasından son nefesi çekip izmariti caminin bahçesine atıyor. Bu durumda organların şahitliğiyle ortaya şu sonuç çıkar ki, bu kişi, gafildir; nefs sarhoşudur, organlarının Kuran’ı işitmişliği eksiktir ya da yoktur.
Candan ve gönülden Kuran’a bağlı, onunla meşgul olan kişi esenliktedir.
Saadet bulanlar bunu ancak Kuran’a ve Sünnet’e bağlı yaşanan ‘tevhidi hayatla’ buldular.
Kılavuzu Kuran ve Resul (sav) olan kişi cennete gidecektir.
Altının saflık derecesi 24 ayar olarak sabitlenmiştir.
Bunun altında çıkan her oran, altının saflığının bozulduğunu gösterir.
Mesela bileziğin ayarı 18 ise, içinde 6 ayar bakır karıştırılmış demektir.
Saf altının fiyatıyla maden karıştırılmış altının fiyatı bir olmayacaktır.
İşte, insana, kendi ayarını anlaması için, Hak, Kuran ve Sünnet ayarını ortaya koymuştur.
İnsan fıtraten 24 ayar altın gibidir. Farz ve sünnetlerden oluşan bir ‘amel cetveli’ yapıp bu cetvellere göre kendine yüz üzerinden puan vererek, karatının kaç olduğunu, -şahsiyeti 12 ayar mıdır, 18 ayar mıdır, daha mı düşüktür ya da yüksektir-, anlayabilir.
Sık sık helal-haram cetvellerine bakıp neyi yapıyor neyi yapmıyor, kendini bu yöntemle denetim altına tutan kişinin hayatı, aşama aşama düzelip tevhidi hayat edince kişi Allah’a layık bir kul değeri kazanmış olur.
Kuran ve Sünnetle eylemlerin kontrolü yapıldığı gibi organların kontrolü de yapılmalıdır. (Amel Cetvellerini Diyanet İşleri Başkanlığı hazırlayıp dağıtabilir.)
Bu bağlamda beş duyunun sıkı takibi yapılıp organların dikkati çöplükte midir yoksa gül bahçesinde mi? anlamaya çalışmalıdır. (25.Numaralı, ‘İnsana açılan kapılar’ başlıklı yazı, bu bağlamda okunmalıdır.)
Mesela ezan okunuyor, kişi ezan sesini duymuyor yahut duyuyor, fakat dedikodudan ibaret lakırdısını kesip kalkıp namazını kılmıyor. TV’nin başından ayrılamıyor ya da sigarasından son nefesi çekip izmariti caminin bahçesine atıyor. Bu durumda organların şahitliğiyle ortaya şu sonuç çıkar ki, bu kişi, gafildir; nefs sarhoşudur, organlarının Kuran’ı işitmişliği eksiktir ya da yoktur.
Candan ve gönülden Kuran’a bağlı, onunla meşgul olan kişi esenliktedir.
Saadet bulanlar bunu ancak Kuran’a ve Sünnet’e bağlı yaşanan ‘tevhidi hayatla’ buldular.
Kılavuzu Kuran ve Resul (sav) olan kişi cennete gidecektir.