
Ortaçağ’da dünya üzerinde önem arz eden ticaret yolları 4 tanedir. Kral, İpek, Kürk ve Baharat yolları bu dört yol içerisinde yer alır. Yollar içerisinde farklı olan ise Baharat Yolu’dur. Nedeni ise; Baharat Yolunun deniz yoluyla başlaması diğer yolların ise karayolu ile başlamasıdır. Yollar genelde taşıdığı malzemeye göre tarihçiler ve coğrafyacılar tarafından adlandırılmıştır. Ticaret, doğu-batı, kuzey-güney arasında kültürel, ekonomik, sosyal değişimlere neden olan en önemli insan faaliyetleri arasındadır. Tarih boyunca devletler ticaret yollarına hâkim olabilmek için birbiri ile savaşmışlardır. Ticaret aynı zamanda toplumların din değiştirmelerine de neden olmuştur. Uygurlar Sogdlu tüccarların sayesinde Mani dinini kabul ederken Karahanlı Devleti ise ticaretin etkisi ile İslamiyet’i kabul etmiştir. Yazımızda ilk yolumuz Kral yoluna düşsün bakalım…
KRAL YOLU
MÖ. V yüzyıldan beri kullanıla gelen kara ticareti için önemli bir yoldur. Kral yolunu Pers Kralı I. Darious yaptırmıştır. Yol öncelikle ulaşım ve haberleşme amacıyla düşünülmüştür. Zamanla yol ticari bir anlam kazanmıştır. Manisa’nın Salihli ilçesinden başlar (SARD) ve Asur’un başkenti Ninova’ ya kadar uzanır. Bu yolun kullanılması beraberinde paranın bulunmasına ve takas usulünün sona ermesine neden olmuştur. Para ilk defa Lidyalılar tarafından bulunmuştur. Kullanılan bu paraya elektron adı verilmiştir.
İPEK YOLU
İpek Yolu, Çin’in Şi-an eyaletinden başlar. Doğu Türkistan, Moğolistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Hazar üzerinden Anadolu, Anadolu’dan Akdeniz’e ulaşan bir yoldur. İpek Yolunun güzergâhı tarihin her döneminde farklı coğrafyalardan geçmiştir ve yol her daim değişmiştir. Nedeni ise yola egemen olan güçlerin her daim değişmesindendir. İpek Yolu için Türkler ve Çinliler tarih boyunca birçok kez karşı karşıya gelmiştir. Orta Asya’da ilk yazılı antlaşma olan Kuzey Şansi Antlaşması bu yola hâkim olabilmek için düzenlenen bir antlaşmadır. Bu antlaşma Asya Hunları ile Çinliler arasında imzalanmıştır. Köktürk ile Sasaniler ittifak kurup Ak-Hun devletini yıkmışlardır. Bu ittifakın nedeni İpek Yoluna hâkim olma düşüncesidir. İki taraf farklı ırktan olmalarına rağmen ekonomik çıkar için bir araya gelmiş ve ardından başka bir Türk devletini yıkmışlardır. Sasani ve Köktürkler daha sonra ipek yoluna hâkimiyet konusunda birbiriyle de çıkar çatışmasına düşmüştür. Köktürklerin batı kanadının yabgusu İstemi Kağan bu yüzden Bizans’a elçi gönderme kararı almıştır. Bu Orta Asya’dan Bizans’a giden ilk elçilik heyetidir. İpek ve Baharat yollarının Haçlı Seferleri ile önemi artmıştır. Coğrafi Keşifler ile Atlas Okyanusunda ki limanlar önem kazanmış, Akdeniz Limanları önemini kaybetmiştir. Yani İpek ve Baharat Yolu da önemini yitirmiştir. 1869 yılında Süveyş Kanalının açılması Akdeniz Limanlarının yeniden önem kazanmasına neden olmuştur. Osmanlı devletine bir dönem damgasını vuran sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, Don- Volga Kanalı ile İpek Yoluna, Süveyş Kanalı projesi ile de Baharat Yoluna yeniden önem kazandırmayı düşünmüştür; fakat bu adımları onun döneminde gerçekleşmemiştir. Don-Volga Kanalı ile Karadeniz ile Hazar Denizi birleştirilmek istenmiştir. Kırım Hanının destek vermemesi nedeniyle bu proje yarım kalmıştır. Ruslar, 1950’lerde bu projeyi hayata geçirmiştir. Kızıldeniz ile Akdeniz’i birleştirme projesi ise Süveyş Kanalı idi. 1869 tarihinde Fransızlar bu kanalı açmıştır. Osmanlı Devleti ticaret yollarının önemini kaybetmesi üzerine kapitülasyonlar vermiştir. Kapitülasyon demek, ticari ve hukuki ayrıcalık demektir. Bunun nedeni ticareti canlandırmaktır. İlk resmi kapitülasyonları Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa elde etmiştir. Bu kapitülasyonlar iki hükümdarın sağlığı müddetince geçerli olmuştu. I. Mahmut zamanında ise kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiş ve bu durum Osmanlı’yı dışa bağımlı hale getirmiştir. 24 Temmuz 1923 tarihinde ise kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.
BAHARAT YOLU
Baharat Yolu, Hindistan coğrafyasından başlar, Kızıldeniz ve Basra Körfezinden Akdeniz’e ulaşır. Oradan Anadolu’ya ve Avrupa’ya geçer. Baharat, parfüm yapımında, ilaç yapımında ve yemeklerde kullanılır. Baharatın soğuk depo olma özelliği vardır. Osmanlı Devleti, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sonucunda Baharat Yoluna tamamen egemen olmuştur. İpek ve Baharat yollarının Türklerin elinde olması ise coğrafi keşiflerinde başlamasına neden olmuştur.
KÜRK YOLU
Karadeniz’in kuzeyinden Hazar kıyılarına, oradan Sibirya, Ural Dağları ve Altay üzerinden Çin’e giden bir yoldur. İpek Yolunun kuzeyinden kalır. Bu yolda vaşak, tilki ve ayı gibi hayvanların kürkleri taşınmıştır. Bu yolu İtil Bulgarları ve Hazarlar kullanmıştır.
KRAL YOLU
MÖ. V yüzyıldan beri kullanıla gelen kara ticareti için önemli bir yoldur. Kral yolunu Pers Kralı I. Darious yaptırmıştır. Yol öncelikle ulaşım ve haberleşme amacıyla düşünülmüştür. Zamanla yol ticari bir anlam kazanmıştır. Manisa’nın Salihli ilçesinden başlar (SARD) ve Asur’un başkenti Ninova’ ya kadar uzanır. Bu yolun kullanılması beraberinde paranın bulunmasına ve takas usulünün sona ermesine neden olmuştur. Para ilk defa Lidyalılar tarafından bulunmuştur. Kullanılan bu paraya elektron adı verilmiştir.
İPEK YOLU
İpek Yolu, Çin’in Şi-an eyaletinden başlar. Doğu Türkistan, Moğolistan, Kazakistan, Özbekistan, Türkmenistan, Kırgızistan, Hazar üzerinden Anadolu, Anadolu’dan Akdeniz’e ulaşan bir yoldur. İpek Yolunun güzergâhı tarihin her döneminde farklı coğrafyalardan geçmiştir ve yol her daim değişmiştir. Nedeni ise yola egemen olan güçlerin her daim değişmesindendir. İpek Yolu için Türkler ve Çinliler tarih boyunca birçok kez karşı karşıya gelmiştir. Orta Asya’da ilk yazılı antlaşma olan Kuzey Şansi Antlaşması bu yola hâkim olabilmek için düzenlenen bir antlaşmadır. Bu antlaşma Asya Hunları ile Çinliler arasında imzalanmıştır. Köktürk ile Sasaniler ittifak kurup Ak-Hun devletini yıkmışlardır. Bu ittifakın nedeni İpek Yoluna hâkim olma düşüncesidir. İki taraf farklı ırktan olmalarına rağmen ekonomik çıkar için bir araya gelmiş ve ardından başka bir Türk devletini yıkmışlardır. Sasani ve Köktürkler daha sonra ipek yoluna hâkimiyet konusunda birbiriyle de çıkar çatışmasına düşmüştür. Köktürklerin batı kanadının yabgusu İstemi Kağan bu yüzden Bizans’a elçi gönderme kararı almıştır. Bu Orta Asya’dan Bizans’a giden ilk elçilik heyetidir. İpek ve Baharat yollarının Haçlı Seferleri ile önemi artmıştır. Coğrafi Keşifler ile Atlas Okyanusunda ki limanlar önem kazanmış, Akdeniz Limanları önemini kaybetmiştir. Yani İpek ve Baharat Yolu da önemini yitirmiştir. 1869 yılında Süveyş Kanalının açılması Akdeniz Limanlarının yeniden önem kazanmasına neden olmuştur. Osmanlı devletine bir dönem damgasını vuran sadrazam Sokullu Mehmet Paşa, Don- Volga Kanalı ile İpek Yoluna, Süveyş Kanalı projesi ile de Baharat Yoluna yeniden önem kazandırmayı düşünmüştür; fakat bu adımları onun döneminde gerçekleşmemiştir. Don-Volga Kanalı ile Karadeniz ile Hazar Denizi birleştirilmek istenmiştir. Kırım Hanının destek vermemesi nedeniyle bu proje yarım kalmıştır. Ruslar, 1950’lerde bu projeyi hayata geçirmiştir. Kızıldeniz ile Akdeniz’i birleştirme projesi ise Süveyş Kanalı idi. 1869 tarihinde Fransızlar bu kanalı açmıştır. Osmanlı Devleti ticaret yollarının önemini kaybetmesi üzerine kapitülasyonlar vermiştir. Kapitülasyon demek, ticari ve hukuki ayrıcalık demektir. Bunun nedeni ticareti canlandırmaktır. İlk resmi kapitülasyonları Kanuni Sultan Süleyman döneminde Fransa elde etmiştir. Bu kapitülasyonlar iki hükümdarın sağlığı müddetince geçerli olmuştu. I. Mahmut zamanında ise kapitülasyonlar sürekli hale getirilmiş ve bu durum Osmanlı’yı dışa bağımlı hale getirmiştir. 24 Temmuz 1923 tarihinde ise kapitülasyonlar tamamen kaldırılmıştır.
BAHARAT YOLU
Baharat Yolu, Hindistan coğrafyasından başlar, Kızıldeniz ve Basra Körfezinden Akdeniz’e ulaşır. Oradan Anadolu’ya ve Avrupa’ya geçer. Baharat, parfüm yapımında, ilaç yapımında ve yemeklerde kullanılır. Baharatın soğuk depo olma özelliği vardır. Osmanlı Devleti, Yavuz Sultan Selim’in Mısır Seferi sonucunda Baharat Yoluna tamamen egemen olmuştur. İpek ve Baharat yollarının Türklerin elinde olması ise coğrafi keşiflerinde başlamasına neden olmuştur.
KÜRK YOLU
Karadeniz’in kuzeyinden Hazar kıyılarına, oradan Sibirya, Ural Dağları ve Altay üzerinden Çin’e giden bir yoldur. İpek Yolunun kuzeyinden kalır. Bu yolda vaşak, tilki ve ayı gibi hayvanların kürkleri taşınmıştır. Bu yolu İtil Bulgarları ve Hazarlar kullanmıştır.