Geçtiğimiz yıl kasım ayından itibaren döviz kurunun yükselmesi ile başta temel gıda ürünleri olmak üzere tüketicilerin ihtiyaçlarını karşılayan ürünlere fahiş oranda zamlar yapıldı. Öyle ki anlık etiket değiştiren işletmeler döviz kuru düştükten sonra aynı hassasiyeti göstermediler. Yetkililerin gerek enflasyonu düşürme, gerekse tüketicilerin alım gücünü yükseltme noktasında 'döviz kuruna müdahale, denetimleri artırma, marketlere cezalar' gibi aldığı önlemler de çözüm olmadı. Son olarak Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın açıkladığı ve Resmi Gazete'de yayımlanan kararla temel gıda ürünlerinde KDV yüzde 8’den yüzde 1’e indirildi. Ancak kararın açıklandığı gün pek çok tüketici, market raflarındaki bazı ürünlerin etiketlerinde yüzde 5 ila yüzde 10 arasında artış yapıldığına dair şikayetlerini dile getirdiler.
Sonuç olarak alınan tüm tedbir, önlem ve fedakarlıklardan sonuç alınamadığı görülmektedir. Çözüm olarak üretici firma tarafından 'tavsiye edilen fiyat' her ürünün ambalajı üzerinde yazarsa, marketlerin günlük etiket değiştirmesinin önüne geçilebilir. Her ürünün ambalajına tavsiye edilen veya satış fiyatı yazılırsa tüketicinin o ürüne olan şüpheciliği ortadan kalkacağı gibi işletmelerin günlük etiket değiştirmelerinin de önüne geçilecektir. Ayrıca bu uygulamaya tüm üreticiler geçerse arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının üreticiden mi yoksa satıcıdan mı kaynaklandığı ortaya çıkacaktır.
Gerek federasyon gerekse dernek olarak araştırmalarımızda gözlemlediğimiz özellikle gıda ürünlerinde her markette, her bakkalda, her AVM'de ki fiyatlar farklı, aşırı uçlarda karşımıza çıktığıdır. Örnek olarak, aynı marka ve aynı litrede ki ayçiçek yağı marketin birinde 99 lira, diğerinde 139 lira olabiliyor. Yine aynı marka ve aynı ebatta ki bir çikolata marketin birinde 5 lira diğerinde 8 lira olabiliyor.
Alışveriş yaparken ürün fiyatına odaklanan tüketicilerin araştırmacı duyarlılığı gelişmiştir. Bu nedenle üretici firmalar ürünlerinin ambalajında yazılacak tavsiye edilen veya satış fiyatı uygulamasına geçerse işletme ve tüketici arasında ki güven duygusu da pekişecektir. Çünkü üretici ve satıcı firmalar gücünü müşteri güveni sayesinde elde ederler. Ayrıca görüştüğümüz birçok bakkal işletmeleri, "tüm ürünlerde bu uygulamaya geçilirse büyük marketlerden alışveriş yapan müşteriler bizlere de gelerek az da olsa rekabet ortamı oluşturulabilir" demektedirler.
Perakende satış fiyatları üzerinde yapılan bir çalışmada gözlemlenen, tüketicilerin tüm ürünlerin fiyatlarına karşı şüpheci oldukları ve tercihlerini ucuz market ve markalarından yana kullandıklarını göstermektedir. Tüm üretici firmalar tavsiye edilen veya gerçek fiyat uygulaması ile değer odaklı tüketiciyi, orta sınıf tüketiciyi ve dar gelirli tüketiciyi aynı noktada birleştirebilirler.
Sonuç olarak alınan tüm tedbir, önlem ve fedakarlıklardan sonuç alınamadığı görülmektedir. Çözüm olarak üretici firma tarafından 'tavsiye edilen fiyat' her ürünün ambalajı üzerinde yazarsa, marketlerin günlük etiket değiştirmesinin önüne geçilebilir. Her ürünün ambalajına tavsiye edilen veya satış fiyatı yazılırsa tüketicinin o ürüne olan şüpheciliği ortadan kalkacağı gibi işletmelerin günlük etiket değiştirmelerinin de önüne geçilecektir. Ayrıca bu uygulamaya tüm üreticiler geçerse arz-talep dengesiyle uyuşmayan fiyat artışlarının üreticiden mi yoksa satıcıdan mı kaynaklandığı ortaya çıkacaktır.
Gerek federasyon gerekse dernek olarak araştırmalarımızda gözlemlediğimiz özellikle gıda ürünlerinde her markette, her bakkalda, her AVM'de ki fiyatlar farklı, aşırı uçlarda karşımıza çıktığıdır. Örnek olarak, aynı marka ve aynı litrede ki ayçiçek yağı marketin birinde 99 lira, diğerinde 139 lira olabiliyor. Yine aynı marka ve aynı ebatta ki bir çikolata marketin birinde 5 lira diğerinde 8 lira olabiliyor.
Alışveriş yaparken ürün fiyatına odaklanan tüketicilerin araştırmacı duyarlılığı gelişmiştir. Bu nedenle üretici firmalar ürünlerinin ambalajında yazılacak tavsiye edilen veya satış fiyatı uygulamasına geçerse işletme ve tüketici arasında ki güven duygusu da pekişecektir. Çünkü üretici ve satıcı firmalar gücünü müşteri güveni sayesinde elde ederler. Ayrıca görüştüğümüz birçok bakkal işletmeleri, "tüm ürünlerde bu uygulamaya geçilirse büyük marketlerden alışveriş yapan müşteriler bizlere de gelerek az da olsa rekabet ortamı oluşturulabilir" demektedirler.
Perakende satış fiyatları üzerinde yapılan bir çalışmada gözlemlenen, tüketicilerin tüm ürünlerin fiyatlarına karşı şüpheci oldukları ve tercihlerini ucuz market ve markalarından yana kullandıklarını göstermektedir. Tüm üretici firmalar tavsiye edilen veya gerçek fiyat uygulaması ile değer odaklı tüketiciyi, orta sınıf tüketiciyi ve dar gelirli tüketiciyi aynı noktada birleştirebilirler.