Yapamazsınız, edemezsiniz, sizin işiniz değil, altından kalkamazsınız, barbarsınız, göçebe toplumların kültürü olmaz, bir medeniyetiniz yoktur ibareleri zamanla, “biz” ile başlayan ‘yapamayız’, ‘işimiz değil’, göçebeyiz ve medeniyet sahibi değiliz’e dönüşmüştür. Çünkü BATI tarafından mühürlenmiş bir zihin yapısının esiri olmuştuk.
Beyin tutulması, beceriksiziz ruhu, aşağılık kompleksi Cumhuriyet ile başlamadı. Beyin tutulmamız son 3 asrın yıkımlarıyla geldi. Osmanlı Devleti’nin ilk defa büyük toprak kayıpları yaşadığı 1699 tarihli Karlofça antlaşması başlangıç olmuştur. Osmanlı Devleti, Avrupa’nın oluşturduğu Kutsal İttifak karşısında yenilgiye uğradı. 1,2 ve 3. Sanayi devrimlerini kaçırdık!
Karlofça ile başlayan geri çekilme, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde yürütülen Milli Mücadele veya Kurtuluş Savaşı ile durdurulmuştu. Algılara kurban verdiğimiz “Köylü milletin efendisidir” ve “Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” ifadeleri kendimize gelmemiz için bir yönlendirmeydi. Oysa milletin üstüne serpilen ölü toprağını destekleyen çok MANKURT vardı içimizde.
Atatürk, 10. Yıl Nutkunda “Yurttaşlarım!” diye başlayan seslenişinde milletçe büyük bir yürüyüşe başladığımızı söylüyordu. Rahmet olsun, Atatürk’ün ölümüyle birlikte başladığımız tüm yürüyüşler “gizli” bir el tarafından durduruluyordu.
Nuri Çilligil, Nuri Demirağ, Zakir Zümre’nin, Devrim arabasının hikâyelerini okursanız, neyi anlattığımı daha iyi anlayacaksınız! Çünkü bu ülke için iyi bir şeylere imza atmanın bedeli her zaman ağır olmuştur.
Bedeller peşinen ödenmiştir. Menderes, Zorlu, Polatkan’da ağır bedel ödediler. Bugün BATI’nın Recep Tayyip Erdoğan üzerine çullanma gayretlerinin altında işte bu yatmaktadır. Her iyi şeyin bedelini ödetmek istiyorlar.
Ama bu defa başaramayacaklar!
Bugün TOGG’u üretiyor, Kızıl Elma (Dünyanın ilk insansız savaş uçağı), İHA/SİHA’larımız hayranlık uyandırıyor, milli füze, savunma sistemleri, zırhlı araçlar, helikopter, uçak, denizaltı, uçak gemisi, insansız deniz araçları ve daha nicelerini üretebiliyorsak bilin ki bunun ardında, bu işlerin arkasında kapı gibi duran bir siyasi irade sayesindedir.
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu her nevi silah sistemi, radarlar vb. Türk milletinin çalışkanlığı, zekâsı ile, ama ardında Türk Devletinin ve siyasi iktidarın kati iradesiyle mümkün olmuştur.
Vaktinizi almaz ise Gazi Paşa’nın 10. Yıl Nutku’nun tamamını okumanızı rica edeceğim. Bir kısmını aşağıda alıyorum, ilham vereceğini umuyorum.
Gazi Paşa, “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz.
Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.
… Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”
Beyin tutulması, beceriksiziz ruhu, aşağılık kompleksi Cumhuriyet ile başlamadı. Beyin tutulmamız son 3 asrın yıkımlarıyla geldi. Osmanlı Devleti’nin ilk defa büyük toprak kayıpları yaşadığı 1699 tarihli Karlofça antlaşması başlangıç olmuştur. Osmanlı Devleti, Avrupa’nın oluşturduğu Kutsal İttifak karşısında yenilgiye uğradı. 1,2 ve 3. Sanayi devrimlerini kaçırdık!
Karlofça ile başlayan geri çekilme, Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün liderliğinde yürütülen Milli Mücadele veya Kurtuluş Savaşı ile durdurulmuştu. Algılara kurban verdiğimiz “Köylü milletin efendisidir” ve “Türk milleti çalışkandır, Türk milleti zekidir” ifadeleri kendimize gelmemiz için bir yönlendirmeydi. Oysa milletin üstüne serpilen ölü toprağını destekleyen çok MANKURT vardı içimizde.
Atatürk, 10. Yıl Nutkunda “Yurttaşlarım!” diye başlayan seslenişinde milletçe büyük bir yürüyüşe başladığımızı söylüyordu. Rahmet olsun, Atatürk’ün ölümüyle birlikte başladığımız tüm yürüyüşler “gizli” bir el tarafından durduruluyordu.
Nuri Çilligil, Nuri Demirağ, Zakir Zümre’nin, Devrim arabasının hikâyelerini okursanız, neyi anlattığımı daha iyi anlayacaksınız! Çünkü bu ülke için iyi bir şeylere imza atmanın bedeli her zaman ağır olmuştur.
Bedeller peşinen ödenmiştir. Menderes, Zorlu, Polatkan’da ağır bedel ödediler. Bugün BATI’nın Recep Tayyip Erdoğan üzerine çullanma gayretlerinin altında işte bu yatmaktadır. Her iyi şeyin bedelini ödetmek istiyorlar.
Ama bu defa başaramayacaklar!
Bugün TOGG’u üretiyor, Kızıl Elma (Dünyanın ilk insansız savaş uçağı), İHA/SİHA’larımız hayranlık uyandırıyor, milli füze, savunma sistemleri, zırhlı araçlar, helikopter, uçak, denizaltı, uçak gemisi, insansız deniz araçları ve daha nicelerini üretebiliyorsak bilin ki bunun ardında, bu işlerin arkasında kapı gibi duran bir siyasi irade sayesindedir.
Bugün Türk Silahlı Kuvvetleri’nin ihtiyaç duyduğu her nevi silah sistemi, radarlar vb. Türk milletinin çalışkanlığı, zekâsı ile, ama ardında Türk Devletinin ve siyasi iktidarın kati iradesiyle mümkün olmuştur.
Vaktinizi almaz ise Gazi Paşa’nın 10. Yıl Nutku’nun tamamını okumanızı rica edeceğim. Bir kısmını aşağıda alıyorum, ilham vereceğini umuyorum.
Gazi Paşa, “Az zamanda çok ve büyük işler yaptık. Bu işlerin en büyüğü, temeli Türk kahramanlığı ve yüksek Türk kültürü olan Türkiye Cumhuriyeti'dir.
Bundaki muvaffakiyeti Türk milletinin ve onun değerli ordusunun bir ve beraber olarak azimkârâne yürümesine borçluyuz.
Fakat yaptıklarımızı asla kâfi göremeyiz. Çünkü daha çok ve daha büyük işler yapmak mecburiyetinde ve azmindeyiz. Yurdumuzu dünyanın en mâmur ve en medenî memleketleri seviyesine çıkaracağız. Milletimizi en geniş refah vasıta ve kaynaklarına sahip kılacağız. Millî kültürümüzü muasır medeniyet seviyesinin üstüne çıkaracağız.
… Geçen zamana nispetle, daha çok çalışacağız. Daha az zamanda, daha büyük işler başaracağız. Bunda da muvaffak olacağımıza şüphem yoktur. Çünkü, Türk milletinin karakteri yüksektir. Türk milleti çalışkandır. Türk milleti zekidir. Çünkü Türk milleti millî birlik ve beraberlikle güçlükleri yenmesini bilmiştir.”