Şimdi Aybüke Can’ın derlediği bu gerçekleri Batı 100’lerce yıl üzerine oturmakla kalmayıp, kendine mal edemediğini ise Çin’den veya Hint’ten diye satmaya çalıştı. Böylece ne Türk Milleti ve nede İslam Medeniyeti üzerinde kafa yormak gerekmeyecekti..!
Aslında Türk ve İslam Medeniyetinden bahsetmek, onlar açısından tehlikenin adıydı. Dolayısıyla yapılan şey “İslam ile yobazlığı, terörü” eşitlemekti. Bunu da hala yapabilmektedirler. Buna karşılık Türk ve İslam medeniyeti havzasını inşa etmek ise bize düşüyor. Bu alanda son yıllarda atılan adımlar maalesef gündelik siyaset içerisinde kaynayıp gitmektedir, gitmemesi gerekendir.
Yine düne dönelim; “İslam kaynakları da bu durumu, tespit etmektedir. Dr. Sigrid Hunke, bu durumu şöyle tespit eder: "Amalfili Flavio Gioja, bizde pusulanın mucidi olarak tanınır. Halbuki, bu aleti, Filavio Gioja ilk önce Müslümanlar'dan öğrenmiştir.." "Haçlı Seferleri" sırasında bir savaş uzmanı olan Maricourtlu Petrus, mıknatıs ve pusulaya ait bilgileri, doğrudan doğruya Müslümanlar'dan alır. Ve sefer dönüşünde Fransa'ya götürür.
Bundan 50 yıl sonra, yani 1320'de ise Amalfi'li İtalyan Filavio Gioja, sözde pusulayı ilk defa keşfetmiş görünür. Amalfi, Venedik'in yanında önemli bir ticaret ve deniz şehri olduğu için, Müslüman limanları ile çok yakın ticari münasebeti vardır.
Kağıdın, asırların ötesinden ilim ve medeniyet mahsullerini taşıması, ne kadar hayatidir. Kağıt, beşer aleminin asırlarca hizmetinde bulunan en büyük vasıtalardan biridir. O, olmasaydı, dünü bilemezdik, yarını etkileyemezdik. Kağıdı icat ve imal etmek suretiyle
Müslümanlar, tarihi bir miras bırakmışlardır insanlığa. Aynı şekilde, barutu ilk defa ateşli silâhlarda kullanmak suretiyle, harp tekniğini hızla geliştiren de, Müslümanlar olmuştur. Jacques Risler, "La Civilisation Arabe"de bu meseleyi şöyle dile getirir:
"İslamiyet'in, Avrupa'ya getirdiği en hayırlı nimetlerden birinin de; kağıt olduğunda hiç şüphe yoktur... Keten dövme sanatını Araplar'ın, Semerkand'ta öğrenmiş oldukları malumdur. Ondan sonra, ketenin yerine; el-Cezire ile Mısır'da pek bol yetişen pamuğun ikamesini düşündüler. İşte bunun üzerine kağıtçılık sanayii, süratli ve fevkalade bir inkişaf gösterdi. İlk imalâthane, ancak 794 tarihinde Bağdat'da. kurulabildi. XII. asırda Batı Avrupa'nın kağıt ihtiyacını, Endülüs Xativa fabrikası temin ediyordu..."
Yazı yazmasını bilmeyen Batı, aradan asırlar geçtikten sonra, ilk defa onu Sicilya ve Endülüs Müslümanları'ndan öğrenir. E.F. Gautier, "Moeurs et Coutumes de Musulmans" isimli eserinde bu gerçeği dile getirir:
"Ucuz kağıt olan pamuk kağıdını bizim Batı' ya, Müslümanlar sokmuşlardır. Miladi XII. asırda, Endülüs'ün Xativa fabrikası, Batı Avrupa'nın İhtiyacını temin etmiştir. "Hülasa parşömeni ortadan kaldırmış olan kitap kağıdını, Müslümanlar, icat etmişlerdi.
Eğer İslam medeniyetinin kitap, barut ve pusula gibi mirasları, Batı'nın elinin altında bulunmasaydı, bizim Rönesans'ın nasıl bir şey olacağını, biraz göz önüne getirmeliyiz." Evet, Fransız profesör Gautier'in dediği gibi, kağıdın bir an için olmadığını düşünelim:
Bu durumda; değil Avrupa, insanlık ne yapardı? İslam aleminde ilk kağıt imalathanesi, Miladi 794 tarihinde Bağdat'ta açıldı. Daha sonra Araplar tarafından; Sicilya ile İspanya'ya sokuldu. Ve oradan da İtalya ile Fransa'ya geçti...”
Aslında Türk ve İslam Medeniyetinden bahsetmek, onlar açısından tehlikenin adıydı. Dolayısıyla yapılan şey “İslam ile yobazlığı, terörü” eşitlemekti. Bunu da hala yapabilmektedirler. Buna karşılık Türk ve İslam medeniyeti havzasını inşa etmek ise bize düşüyor. Bu alanda son yıllarda atılan adımlar maalesef gündelik siyaset içerisinde kaynayıp gitmektedir, gitmemesi gerekendir.
Yine düne dönelim; “İslam kaynakları da bu durumu, tespit etmektedir. Dr. Sigrid Hunke, bu durumu şöyle tespit eder: "Amalfili Flavio Gioja, bizde pusulanın mucidi olarak tanınır. Halbuki, bu aleti, Filavio Gioja ilk önce Müslümanlar'dan öğrenmiştir.." "Haçlı Seferleri" sırasında bir savaş uzmanı olan Maricourtlu Petrus, mıknatıs ve pusulaya ait bilgileri, doğrudan doğruya Müslümanlar'dan alır. Ve sefer dönüşünde Fransa'ya götürür.
Bundan 50 yıl sonra, yani 1320'de ise Amalfi'li İtalyan Filavio Gioja, sözde pusulayı ilk defa keşfetmiş görünür. Amalfi, Venedik'in yanında önemli bir ticaret ve deniz şehri olduğu için, Müslüman limanları ile çok yakın ticari münasebeti vardır.
Kağıdın, asırların ötesinden ilim ve medeniyet mahsullerini taşıması, ne kadar hayatidir. Kağıt, beşer aleminin asırlarca hizmetinde bulunan en büyük vasıtalardan biridir. O, olmasaydı, dünü bilemezdik, yarını etkileyemezdik. Kağıdı icat ve imal etmek suretiyle
Müslümanlar, tarihi bir miras bırakmışlardır insanlığa. Aynı şekilde, barutu ilk defa ateşli silâhlarda kullanmak suretiyle, harp tekniğini hızla geliştiren de, Müslümanlar olmuştur. Jacques Risler, "La Civilisation Arabe"de bu meseleyi şöyle dile getirir:
"İslamiyet'in, Avrupa'ya getirdiği en hayırlı nimetlerden birinin de; kağıt olduğunda hiç şüphe yoktur... Keten dövme sanatını Araplar'ın, Semerkand'ta öğrenmiş oldukları malumdur. Ondan sonra, ketenin yerine; el-Cezire ile Mısır'da pek bol yetişen pamuğun ikamesini düşündüler. İşte bunun üzerine kağıtçılık sanayii, süratli ve fevkalade bir inkişaf gösterdi. İlk imalâthane, ancak 794 tarihinde Bağdat'da. kurulabildi. XII. asırda Batı Avrupa'nın kağıt ihtiyacını, Endülüs Xativa fabrikası temin ediyordu..."
Yazı yazmasını bilmeyen Batı, aradan asırlar geçtikten sonra, ilk defa onu Sicilya ve Endülüs Müslümanları'ndan öğrenir. E.F. Gautier, "Moeurs et Coutumes de Musulmans" isimli eserinde bu gerçeği dile getirir:
"Ucuz kağıt olan pamuk kağıdını bizim Batı' ya, Müslümanlar sokmuşlardır. Miladi XII. asırda, Endülüs'ün Xativa fabrikası, Batı Avrupa'nın İhtiyacını temin etmiştir. "Hülasa parşömeni ortadan kaldırmış olan kitap kağıdını, Müslümanlar, icat etmişlerdi.
Eğer İslam medeniyetinin kitap, barut ve pusula gibi mirasları, Batı'nın elinin altında bulunmasaydı, bizim Rönesans'ın nasıl bir şey olacağını, biraz göz önüne getirmeliyiz." Evet, Fransız profesör Gautier'in dediği gibi, kağıdın bir an için olmadığını düşünelim:
Bu durumda; değil Avrupa, insanlık ne yapardı? İslam aleminde ilk kağıt imalathanesi, Miladi 794 tarihinde Bağdat'ta açıldı. Daha sonra Araplar tarafından; Sicilya ile İspanya'ya sokuldu. Ve oradan da İtalya ile Fransa'ya geçti...”