Akılları almıyor, izanları yetmiyor. İçerideki alkışçıları ile birlikte dışarıdaki efendiler şaşkın. Moodys Türkiye’nin büyümesini revize ediyor. Finansa Times, Türkiye’de garip şeyler oluyor diye manşet atıyor. İçeride kalabalık bir grup, öldük bittik kül olduk feveranında. Ama Türkiye büyüyor!
Nasıl mı?
İşte ikinci çeyrek büyüme rakamları:
Türkiye ekonomisi sanayi öncülüğünde büyümeye, katma değer ve istihdam oluşturmaya devam ediyor! 2022 ikinci çeyrekte yüzde 7,6 büyüdük. Sanayideki büyüme yüzde 7,8 oldu. Bu performansla sanayinin payı; GSYH’da yüzde 29, istihdamda yüzde 22, ihracatta yüzde 95’e ulaştı.
TV ekranında meşhur bir hukukçu ortalıktan topladığı sözcükleri kızgın bir edaya ve kavga modunda birbiri ardına sıralıyor. Efendim millete neymiş yüzde 7.6 büyümüşsek. Acaba başka bir ülke büyümüşte bizim mi haberimiz yok. Büyümenin istihdama sağladığı oranlar ölçülebilir. Yani eğer ekonomi büyüyorsa bu istihdam ve refahın artmasıdır. Fakat bunu birilerine anlatmak gerçekten zor. Milletin aklıyla dalga geçiyorlar fakirdik edebiyatı yaparak.
Benzer edebiyatlara ince zekasıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank veriyor. Bakan Varank’ı kutlamak gerek. Bakan, attığı tivitte şunların altını çiziyor; “Türkiye 2. çeyrekte yüzde 7.6 büyümüş, ilk yarıda ilave 900 bin kişilik ek istihdam yaratmıştır. İhracatın büyümeye katkısı yüzde 3.7. Büyürken istihdam yaratmak düşük faiz ortamı ile mümkün olmuştur. Yüksek faiz lobisi konuyu şimdi anlamış mıdır acaba, yoksa bir heykelle mi anlatalım :)”
Türk ekonomisinin büyümesi Batıyı gerçek anlamıyla şaşırtıyor. Onlar ‘diz çökmeyi’ beklerken Türkiye büyüyor. Finansal Times’in manşetini hatırlayın, “Türkiye’de garip şeyler oluyor” diyordu.
Derecelendirme kuruluşları ardı ardına Türkiye’nin yıllık büyümesini revize ederek ön gördükleri rakamları yukarı çektiler. - Moody's - Standart &Poor's - Fitch Ratings yarattıkları algının yerle bir olmasını büyüme rakamlarını yukarı yönlü revize ederek ahlaki olmayan tavırlarını hafifletmeye çalışıyorlar.
Şaşı bakışla Türkiye’yi değerlendiremeyeceklerinin farkındalar.
Ekonomimiz yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda reel olarak ilk çeyrekteki kuvvetli büyüme performansımızın da üzerinde yüzde 7,6 büyümüştür. Böylece Türkiye, verisi açıklanan OECD ve G20 ülkeleri içerisinde yılın ikinci çeyreğinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur.
Bütün bunlar ne anlama geliyor?
Cemil Meriç’in ifadesine yakın bir değerlendirmeyle başımıza geçirmek istedikleri deli gömleği yırtılıp atılıyor. Dünya’dan yansıyan tedarik zincirlerindeki kompa sorunlarına, yanı başımızda yaşanan Rusya – Ukrayna savaşına, Oradoğu’da tetiklenen istikrarsızlıklara ve daha önemlisi savaş nedeniyle enerji (doğalgaz, petrol ve dolayısıyla elektrik) fiyatlarındaki uçuk yükselişe rağmen Türk ekonomisi iyi yolda ilerliyor.
Bu gidiş, yaşanan enflasyonun düşürülmesi, belirli miktarda döviz fiyatlarının aşağıya inmesini getirecektir. Çünkü üreten ekonomiler sağlıklıdır. Arizi durumlara rağmen Türk ekonomisi de dinamik bir yapıya sahiptir.
Üreten Türk ekonomisi aynı zamanda istihdam sağlıyor.
Nasıl mı?
İşte ikinci çeyrek büyüme rakamları:
Türkiye ekonomisi sanayi öncülüğünde büyümeye, katma değer ve istihdam oluşturmaya devam ediyor! 2022 ikinci çeyrekte yüzde 7,6 büyüdük. Sanayideki büyüme yüzde 7,8 oldu. Bu performansla sanayinin payı; GSYH’da yüzde 29, istihdamda yüzde 22, ihracatta yüzde 95’e ulaştı.
TV ekranında meşhur bir hukukçu ortalıktan topladığı sözcükleri kızgın bir edaya ve kavga modunda birbiri ardına sıralıyor. Efendim millete neymiş yüzde 7.6 büyümüşsek. Acaba başka bir ülke büyümüşte bizim mi haberimiz yok. Büyümenin istihdama sağladığı oranlar ölçülebilir. Yani eğer ekonomi büyüyorsa bu istihdam ve refahın artmasıdır. Fakat bunu birilerine anlatmak gerçekten zor. Milletin aklıyla dalga geçiyorlar fakirdik edebiyatı yaparak.
Benzer edebiyatlara ince zekasıyla Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank veriyor. Bakan Varank’ı kutlamak gerek. Bakan, attığı tivitte şunların altını çiziyor; “Türkiye 2. çeyrekte yüzde 7.6 büyümüş, ilk yarıda ilave 900 bin kişilik ek istihdam yaratmıştır. İhracatın büyümeye katkısı yüzde 3.7. Büyürken istihdam yaratmak düşük faiz ortamı ile mümkün olmuştur. Yüksek faiz lobisi konuyu şimdi anlamış mıdır acaba, yoksa bir heykelle mi anlatalım :)”
Türk ekonomisinin büyümesi Batıyı gerçek anlamıyla şaşırtıyor. Onlar ‘diz çökmeyi’ beklerken Türkiye büyüyor. Finansal Times’in manşetini hatırlayın, “Türkiye’de garip şeyler oluyor” diyordu.
Derecelendirme kuruluşları ardı ardına Türkiye’nin yıllık büyümesini revize ederek ön gördükleri rakamları yukarı çektiler. - Moody's - Standart &Poor's - Fitch Ratings yarattıkları algının yerle bir olmasını büyüme rakamlarını yukarı yönlü revize ederek ahlaki olmayan tavırlarını hafifletmeye çalışıyorlar.
Şaşı bakışla Türkiye’yi değerlendiremeyeceklerinin farkındalar.
Ekonomimiz yılın ikinci çeyreğinde yıllık bazda reel olarak ilk çeyrekteki kuvvetli büyüme performansımızın da üzerinde yüzde 7,6 büyümüştür. Böylece Türkiye, verisi açıklanan OECD ve G20 ülkeleri içerisinde yılın ikinci çeyreğinde en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke olmuştur.
Bütün bunlar ne anlama geliyor?
Cemil Meriç’in ifadesine yakın bir değerlendirmeyle başımıza geçirmek istedikleri deli gömleği yırtılıp atılıyor. Dünya’dan yansıyan tedarik zincirlerindeki kompa sorunlarına, yanı başımızda yaşanan Rusya – Ukrayna savaşına, Oradoğu’da tetiklenen istikrarsızlıklara ve daha önemlisi savaş nedeniyle enerji (doğalgaz, petrol ve dolayısıyla elektrik) fiyatlarındaki uçuk yükselişe rağmen Türk ekonomisi iyi yolda ilerliyor.
Bu gidiş, yaşanan enflasyonun düşürülmesi, belirli miktarda döviz fiyatlarının aşağıya inmesini getirecektir. Çünkü üreten ekonomiler sağlıklıdır. Arizi durumlara rağmen Türk ekonomisi de dinamik bir yapıya sahiptir.
Üreten Türk ekonomisi aynı zamanda istihdam sağlıyor.