GENEL
Yayınlanma: 05 Kasım 2023 - 11:37
Güncelleme: 05 Kasım 2023 - 12:01
Ucuz etin formülünü buldular
Sekiz yıldır büyükbaş hayvancılık yapan iki kardeş, kendi geliştirdikleri ekosistem ile maliyetleri azaltarak ucuz ve doğal et üretiyor. Hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri doğal ürünleri hayvan yemi olarak kullanan kardeşler, israfın önüne geçtikleri çiftliklerinde ucuz ve doğal et üretiyor.
GENEL
05 Kasım 2023 - 11:37
Güncelleme: 05 Kasım 2023 - 12:01
Bursa'da 8 yıldır büyükbaş hayvancılık yapan iki kardeş, kendi geliştirdikleri ekosistem ile maliyetleri azaltarak ucuz ve doğal et üretiyor. Hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri doğal ürünleri hayvan yemi olarak kullanan kardeşler, israfın önüne geçtikleri çiftliklerinde ucuz ve doğal et üretiyor.
Bursa'nın kırsal Karacabey ilçesinde yaşayan iki kardeş, sırt sırta verip kurdukları 15 dönümlük çiftlikte ucuz ve doğal et üretiyor. Çiftlik içerisinde bir ekosistem oluşturan kardeşler, hayvanların gübreleri ile 300 dönüm arazide yetiştirdikleri mısır, ot ve samanlarla hayvanları besleyerek hem maliyeti azaltıyor hem de doğal ürün elde ediyor. Kendi kendine yeten çiftlikte üretilen hiçbir ürün israf olmazken, maliyet en aza indirilerek ucuz et elde ediliyor. Çiftlikteki hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri ürünlere, hiçbir katkı maddesi eklemeden tekrar hayvan yemi olarak kullanan çiftçiler, sürdürülebilir sistemleriyle diğer çiftçilere örnek oluyor. Hayvanların yeminden, sütüne kadar tamamen doğal bir üretim yaptıklarını belirten ağabey kardeş, bu sayede toplum sağlığını koruyor. Yerli hayvan kullandıklarını söyleyen kardeşler çiftliklerine dışarıdan herhangi bir ürün sokmadıklarını söyleyerek milli servete katkı sağlıyor.
“Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek”
Et ve süt ürünlerindeki yüksek fiyattan vatandaşlar kadar besicilerin de etkilendiğini dile getiren 37 yaşındaki Fatih Eren, “Sokaktaki vatandaşın en büyük derdi malum fiyatlardaki artış, herkesin gözü kulağı et ve süt fiyatları ne zaman düşecek bunlarda. Maalesef biz besicilerin en büyük derdi ise fiyatların düşmesi ve et fiyatlarının ne zaman artacağı. Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek. Sağlık bir şekilde halka et vermek bizim maksadımız, bunun için ise işletmemizde öncelikli olarak yerli ırk hayvanları kullanıyoruz. Çiftliğimizde 300 dönüm arazi işliyoruz, bu işlediğimiz arazileri hayvanlarımızın bakımında kullanıyoruz. Dışarıdan ürün almıyoruz, tamamen doğal ve sürdürülebilir bir politika ile hayvan besliyoruz. Ürettiğimiz gübreyi tarlalarımızda değerlendiriyoruz, dışarıdan suni gübre almıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor”
Sürdürülebilir sistemle çiftlikte yetiştirilen hayvanların tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini ifade eden 31 yaşındaki Tuna Eren, “Bizim için hayvanların mutluluğu çok önemli, çünkü mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor. Hayvanların ne ihtiyacı varsa biz onları karşılamak zorundayız ve burada zamlardan etkilenmemek için biz hayvanları saman, ot, tahıl gibi birçok yem ham maddesi ile besliyoruz. Zamlardan etkilenmemek için bu ürünleri zamanında çiftliğimizde depoluyoruz ve 1 senelik beslenme planımızı bunlara göre planlıyoruz. Yem işleme teknolojisi kullanıyoruz, mısır silajı, yüksek nemli dane mısır bu teknolojilerden faydalanıyoruz. Hayvanların mutluluğu bizler için çok önemli onların padoklarına, sırt kaşıma fırçası koyuyoruz, fazla gübreden etkilenmemeleri için sıyırma sistemi ile günde iki kere altlarını sıyırıyoruz. Hayvanlara sessiz, huzurlu bir ortam sağlamak burada hedefimiz, biz onlara ne kadar iyi bakarsak onlarda bize istediğimiz verimde et veriyorlar. Bir hayvan bizim çiftliğimizde mutluysa, huzurluysa onun yem tüketimi artıyor. Yem tüketimi arttıkça, hayvanın verimliliği de artıyor ve daha sağlıklı bir üretim modeli oluşturmuş oluyoruz. Hayvanların ihtiyacını tam olarak karşılamamız gerekiyor, onların önüne yalama taşları koyarak tuz ihtiyaçlarını karşılamış oluyoruz. Değişken piyasalarda, ülkemizdeki dalgalanmalarda kendimize üretim maliyetlerini düşürmek ve dengelemek için birçok strateji uyguluyoruz. Tarımından, üretiminden, gübrelemeye kadar kendimizi her geçen gün geliştiriyoruz ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.
“Çiftliğin sisteminde israf olan hiçbir şey yok”
Artan yemleri dahi değerlendirerek israfın önüne geçtiklerini söyleyen Eren, “Aslında biz bu çiftlikte et üretiyoruz ama bunun yanında bir de gübre üretiyoruz. Bizim bin tonluk sıvı gübre depomuzda biriktirdiğimiz gübreleri, tarlalarımızda kullanarak verimi yüksek, ekonomik bir yem üretiyoruz, bu yemleri de hayvanlarımıza yedirerek verimli bir hayvancılık yapıyoruz. Çiftliğin sisteminde israf olan hiç bir şey yok, amacımız et üretmek ama hayvanlara verdiğimiz yemlerden artanları koyunlarda değerlendiriyoruz hatta onlardan da artan yemleri tavşan ve diğer çiftlik hayvanlarına vererek çiftlik içerisinde israfı önlüyoruz. Ucuz et üretmek için en önemli nokta yem maliyetlerini düşürmek, bunu çiftlikte sağlamanın yolu da hasat zamanı ihtiyacımız olan ham maddeleri çiftliğimize temin etmek” şeklinde konuştu. iha
Bursa'nın kırsal Karacabey ilçesinde yaşayan iki kardeş, sırt sırta verip kurdukları 15 dönümlük çiftlikte ucuz ve doğal et üretiyor. Çiftlik içerisinde bir ekosistem oluşturan kardeşler, hayvanların gübreleri ile 300 dönüm arazide yetiştirdikleri mısır, ot ve samanlarla hayvanları besleyerek hem maliyeti azaltıyor hem de doğal ürün elde ediyor. Kendi kendine yeten çiftlikte üretilen hiçbir ürün israf olmazken, maliyet en aza indirilerek ucuz et elde ediliyor. Çiftlikteki hayvanların gübreleriyle yetiştirdikleri ürünlere, hiçbir katkı maddesi eklemeden tekrar hayvan yemi olarak kullanan çiftçiler, sürdürülebilir sistemleriyle diğer çiftçilere örnek oluyor. Hayvanların yeminden, sütüne kadar tamamen doğal bir üretim yaptıklarını belirten ağabey kardeş, bu sayede toplum sağlığını koruyor. Yerli hayvan kullandıklarını söyleyen kardeşler çiftliklerine dışarıdan herhangi bir ürün sokmadıklarını söyleyerek milli servete katkı sağlıyor.
“Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek”
Et ve süt ürünlerindeki yüksek fiyattan vatandaşlar kadar besicilerin de etkilendiğini dile getiren 37 yaşındaki Fatih Eren, “Sokaktaki vatandaşın en büyük derdi malum fiyatlardaki artış, herkesin gözü kulağı et ve süt fiyatları ne zaman düşecek bunlarda. Maalesef biz besicilerin en büyük derdi ise fiyatların düşmesi ve et fiyatlarının ne zaman artacağı. Et fiyatlarına hükmedemediğimiz için elimizdeki tek done üretim maliyetlerini düşürmek. Sağlık bir şekilde halka et vermek bizim maksadımız, bunun için ise işletmemizde öncelikli olarak yerli ırk hayvanları kullanıyoruz. Çiftliğimizde 300 dönüm arazi işliyoruz, bu işlediğimiz arazileri hayvanlarımızın bakımında kullanıyoruz. Dışarıdan ürün almıyoruz, tamamen doğal ve sürdürülebilir bir politika ile hayvan besliyoruz. Ürettiğimiz gübreyi tarlalarımızda değerlendiriyoruz, dışarıdan suni gübre almıyoruz” ifadelerini kullandı.
“Mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor”
Sürdürülebilir sistemle çiftlikte yetiştirilen hayvanların tüm ihtiyaçlarını karşılayabildiklerini ifade eden 31 yaşındaki Tuna Eren, “Bizim için hayvanların mutluluğu çok önemli, çünkü mutlu olan bir hayvan bize istediğimiz verimi veriyor. Hayvanların ne ihtiyacı varsa biz onları karşılamak zorundayız ve burada zamlardan etkilenmemek için biz hayvanları saman, ot, tahıl gibi birçok yem ham maddesi ile besliyoruz. Zamlardan etkilenmemek için bu ürünleri zamanında çiftliğimizde depoluyoruz ve 1 senelik beslenme planımızı bunlara göre planlıyoruz. Yem işleme teknolojisi kullanıyoruz, mısır silajı, yüksek nemli dane mısır bu teknolojilerden faydalanıyoruz. Hayvanların mutluluğu bizler için çok önemli onların padoklarına, sırt kaşıma fırçası koyuyoruz, fazla gübreden etkilenmemeleri için sıyırma sistemi ile günde iki kere altlarını sıyırıyoruz. Hayvanlara sessiz, huzurlu bir ortam sağlamak burada hedefimiz, biz onlara ne kadar iyi bakarsak onlarda bize istediğimiz verimde et veriyorlar. Bir hayvan bizim çiftliğimizde mutluysa, huzurluysa onun yem tüketimi artıyor. Yem tüketimi arttıkça, hayvanın verimliliği de artıyor ve daha sağlıklı bir üretim modeli oluşturmuş oluyoruz. Hayvanların ihtiyacını tam olarak karşılamamız gerekiyor, onların önüne yalama taşları koyarak tuz ihtiyaçlarını karşılamış oluyoruz. Değişken piyasalarda, ülkemizdeki dalgalanmalarda kendimize üretim maliyetlerini düşürmek ve dengelemek için birçok strateji uyguluyoruz. Tarımından, üretiminden, gübrelemeye kadar kendimizi her geçen gün geliştiriyoruz ve geliştirmeye devam edeceğiz” dedi.
“Çiftliğin sisteminde israf olan hiçbir şey yok”
Artan yemleri dahi değerlendirerek israfın önüne geçtiklerini söyleyen Eren, “Aslında biz bu çiftlikte et üretiyoruz ama bunun yanında bir de gübre üretiyoruz. Bizim bin tonluk sıvı gübre depomuzda biriktirdiğimiz gübreleri, tarlalarımızda kullanarak verimi yüksek, ekonomik bir yem üretiyoruz, bu yemleri de hayvanlarımıza yedirerek verimli bir hayvancılık yapıyoruz. Çiftliğin sisteminde israf olan hiç bir şey yok, amacımız et üretmek ama hayvanlara verdiğimiz yemlerden artanları koyunlarda değerlendiriyoruz hatta onlardan da artan yemleri tavşan ve diğer çiftlik hayvanlarına vererek çiftlik içerisinde israfı önlüyoruz. Ucuz et üretmek için en önemli nokta yem maliyetlerini düşürmek, bunu çiftlikte sağlamanın yolu da hasat zamanı ihtiyacımız olan ham maddeleri çiftliğimize temin etmek” şeklinde konuştu. iha
İlginizi Çekebilir