Avukatlık mesleğine devam ederken adliye koridorlarından vazgeçip siyaset kulvarı üzerinden başkanlık koltuğuna oturan Muhammet Sunar, başkanlığı sırasında birçok kez daha cübbe giydi ama bu kez genç çiftlerin nikâhını kıymak için. Erzurum’un üç merkez ilçesinden biri olan Palandöken’in reisliğini yapan Muhammet Sunar ile görev süresi içerisinde yapılan yatırımlar ve hedeflerini konuştuk. Mevsim sonbahar olunca yağmur ve dolu kaçınılmaz oldu. Yağmur eşliğinde yapılan çalışmaları incelerken kafamıza düşen ceviz büyüklüğündeki dolu Başkan Sunar’ın şevkini hiç kırmadı. İtiraf etmeliyim ki soğuk havanın ardından kent ormanındaki kulübede yanan soba günün en iyi anıydı.

Başkanlık koltuğuna oturmanız üzerinden 3 yıla yakın bir süre geçti. Bu süre zarfından hedeflediğiniz projeleri gerçekleştirebildiniz mi? Ya da şöyle sorayım, seçmene taahhüt ettiğiniz projelerin kaçını yapabildiniz?
Allah’a şükür neredeyse hepsini tahakkuk ettirdik. İlk başta ‘rutin hizmetleri alt belediyeler en iyi şekilde yürütebilmeli’ diye bir vizyon ortaya koymuştum. Belediyenin, büyükşehirlerin yasalarını gözden geçirdim. Bir belediye başkanı mevzuattan biraz uzak olabilmeli. Yasanın içinde gezerseniz bürokrat olursunuz. Biz daha çok inisiyatif alabilmeliyiz. Yasalar bize rutin hizmetleri daha iyi yapabilelim diye konmuş.
Büyük işleri büyükşehir, alt belediyeler temel vazifelerini yürütebilmeli. Hak öncelikle bizden rutin belediye hizmetlerini bekliyor. Asfalt, temizlik, kaldırım, yeşil alan ve sosyalleşeceği mekânlar. Benim için aslolan iyi bir kaldırım, asfalt, sokağın imajı. Kent estetiğin dokunduğu kısım bizim için çok önemli. Yaşanabilir bir şehrin temeli bu.

Başlıklar halinde sıralarsak hangi projeleri hayata geçirebildiniz?
Palandöken kayak merkezinin hemen altındaki kent ormanını yeniden dizayn ettik. Daha önce hafriyat alanı olan yamaçları yeşillendirdik adeta bir vaha ortamı ortaya çıkardık. Kızak alanları projem vardı. Hem profesyonel kızak sporcularının faaliyet gösterebileceği hem de geleneksel hobi gibi gördüğümüz ama küçükken hepimizin tattığı bir yönü var. Kızak pistiyle ilgili kimi götürsem’ hızzek’ diyorlar. Bunu da hayata geçirdik. Bu kış vatandaşlar kayak merkezinden ayrı kent ormanında kızak kayabilecek.
Gönül belediyeciliğine önem verdik. Cami bahçelerine taziye evleri yaptık. Mahallelere çok amaçlı evler inşa ettik. Ölünün de dirinin de sahibi olduk. Sayısız cadde açtık, ilçenin bir ucunu diğer ucuna ulaşılabilir yaptık. Kurduğumuz Pal-Tim ekipleriyle vatandaşın tek aramasında her türlü ihtiyacını karşılayan sistemi devreye soktuk. Köylerde de ciddi faaliyetlerimiz var. Kaldırım taşları, taziye, imam ve çoban evleri yaptık. Mezarlık duvarlarını tamamen çevirdik.

Biz yeşile olan sevdamızı adeta ilçeye nakşettik. Beyazı seviyoruz ama psikolojimiz üzerinde ezici bir etkisi oluyor. Baharı yaşatabilecek mekanlar, parklar lazımdı, biz de bunların sayısını her yıl üçer beşer artırdık üstelik tüm sosyal donatılarıyla.
Bir ve ikinci marketler de dönüşüm neden başlamadı?
İlçede yapılacakların başında aslında kentsel dönüşüm geliyor. Çünkü atıla dönmüş çok sayıda bina var. İlçe ticaretinin yapıldığı 1. ve 2.marketler hemen dönüşmeli zaman kaybedilmemeliydi.
Birinci ve ikinci marketlerin ihalesinde bir aksaklık oldu. İhaleye fiyat veren birisinin fiyatı aşırı düşük değer olarak değerlendirildi. Süreç bir ay kadar ondan uzadı. Sonra yeniden normal fiyatı veren müteahhitte kaldı. Orada hafriyat alımına başladı. Rezerv alanı dediğimiz yerde hafriyat alınıyor.
Konutu dönüştürürken ‘sizi iki sokak öteye taşıyalım’ diyebilirsiniz, başka bir ilçeye götürebilirsiniz. Ama ticarette bunu yapamazsınız. Oradakilerin dükkânları bir ay kapalı kalsa müşteri portföylerini kaybederler. Bu nedenle İller Bankası’nın binasının yıkıldığı 8 dönüm alan rezerv alan ilan edildi. Çarşı gibi bir konsept yapılıyor, etap etap dönüştüreceğiz. Aynı yerde esnaf ticaretlerine devam edecek. Görev süremiz bitmeden marketler dönüşmüş olacak..

Sizin birde seçim vaadinizde şehir içinde hayvancılık yapanlar için bir nevi polenez köy tarzı bir projeniz vardı. O konuda bir adımınız var mı?
(Gülüyor ) Hayrı o benim tabirim değil. Ben projemi açıklarken bir isim koymamıştım. Ama birileri projemi kopyalayıp bu ismi vermişti.
Süt evlerinde müthiş güzel proje yaptık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile iletişime geçip orada Üreten Kadınlar projesi geliştirdik. Oradaki kadınların ürettiklerini değerlendirebileceği bir mandıra yapma kararı verdik. Projemizi bakanlığa sunduk, KUDAKA da destekledi. Binası bitti. Bu kış tüm lojistiğini hazırlar yazın faaliyete geçirerek yirmiyi aşkın kadını istihdam etmeyi düşünüyoruz.
Türkiye’de biyogaz tesisleri var ama hayvan katı atığını dönüştüren tesis kentimizde yok. Sanırım bölgemizde de yok. Bu anlamda Türkiye’nin dokuzuncusu olacak bir biyogaz tesisi kuruyoruz. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı projemize ciddi destek verdi. Neredeyse yüzde 50’sini karşılayacak. Ürettiğimiz gazı enerjiye dönüştüreceğiz. Değerli bir gübre de üreteceğiz. Güneş enerjisi santrali kuruyoruz. İki kültür merkezinde de robotik kodlama atölyeleri oluşturuyoruz.

Başkanlık konutunda tadilat çalışması var. Oraya ne yapıyorsunuz?
Ben oraya hiç yerleşmedim, oturmadım. Orayı millet konağına dönüştürüyoruz. Daha çok yaşlı nüfusun gelip rahatlıkla oturabileceği, çay içip kitap okuyabileceği bir mekan olacak. İkinci ve üçüncü katta da gençlerin ve kadınların workshoplar yapabileceği alanlar olacak. Kültür evi gibi işleyecek. Orası da bu sene hizmete alınacak. Bu arada nikah sarayını Kültür Bakanlığı’na devrettik. Devlet tiyatroları sahnesi de seneye orada açılacak. Ama Palandöken’de bir nikah salonuna ihtiyaç vardı. Belediyede kulis olarak kullanılan atıl bir bölüm vardı, orayı nikah salonu haline getirdik.
İlçede nüfus artışı nasıl?
İlçede ciddi bir nüfus artışının yanında şehrin çok kullandığı bir alan bizim ilçemizin Nüfusumuz 180 bini geçmiş durumda. Bu bize daha fazla sorumluluk yüklüyor. Yıldızkent alanında bulunan vatandaşın sıkıntılı bulduğu şantiye alanımızı tasfiye ettik. 80 dönümlük yeni bir alan tahsis ettik. Orada hangarlar, atölyeler olacak. İşçilerimize orada mini bir cep sineması yapmayı düşünüyoruz. Giyinip, dinlenebilecekleri alanlar olacak. Asfalt ihtiyacımızı kendimiz temin edebileceğiz, dışarıya bağımlılığımız azalacak. Ayrıca katı atık getirme merkezi de oluşturuyoruz. 30 adet 7’li geri dönüşüm ünitesi koyduk. Palandökenlilerden müthiş güzel dönüşler alıyoruz, aktif de kullanıyorlar. Üç ay içinde 25 bin 40 kg kağıt, 3 bin 450 kg plastik, 2 bin 340 kg cam, 340 kg metal, 740 litre atık yağ, 8 bin 500 adet pil toplamışız. Bu atıkları vererek paketli kedi ve köpek maması da alınabiliyor.

Belediyenin ne kadar borcu var?
Muhtelif zamanlarda belediyenin borçlarıyla ilgili konuşuldu. Göreve geldiğim gün de tüm bilançoyu istedim. Borçsuz bir belediye almadık ama problem etmedik. Salgın koşullarında gelirlerimizde bir azalma olmasına rağmen epey bir iş yaptık. İmar yapıp arsalar ürettik, bunları sattık. Arsa satışlarından kaynak ürettik. Bunlarla hem hizmet ettik hem de şantiye alanlarımızı, yeşil alanlarımızı finanse ettik. Eski borçlarımızı da epey bir azalttık. Ama ben hiç borçlanmadım. Benim dönemimde bir kere borçlandık ve 2 milyon TL civarında kredi kullandık. Halk Bank’a olan borcumuzu ödedik. Faizini düşünce de 600 bin TL’lik de kar elde ettik. Bunun dışında bir kuruş borcum yok.
Yatırımlarda cömert, kaynakları kullanmada cimri davrandık. Maliyeye olan borçları ödedik. Mülkiyeti bize ait ama üzerinde kamu binalarının olduğu arsaları maliyeye devrettik. 38 milyon TL civarında borcumuzu o tarz yerleri devrederek maliyeye olan borçlardan kurtulduk. Bu gibi yöntemlerle vergi ve SGK borçlarını da ödeyeceğiz. Bu şekilde belediyenin kasasında her ay 1 milyon TL borca gitmeden, kalabilecek.
Belediyeye işçi aldınız mı?
Hayır, hiç işçi almadım, hiç işçi de çıkarmadım disiplin suçu işlemiş birkaçı dışında. Hizmetler arttıkça dengeyi gözeterek faaliyet yürütmeye çalışıyoruz. İşçimizin, memurumuzun haklarını gözetmek için cömert olduk. Onlara ödememiz de yok.

Muhammet Sunar’ın bundan sonraki hedefi ne?
(Bir an durdu ve sustu ) Hayat boyunca her zaman bir şeyi hedefledim, mutlu olmak. Mutluyum, bunu da devam ettirmek istiyorum. Mutluluğu çoğaltmak istiyorum. Dikey gelişimden çok yatay gelişime önem veren biri oldum hep. Kariyerimi büyütmekten ziyade yaptığım işi düzgün yapma derdindeyim.
Hizmet etmenin mutluluğu başka, insanların ihtiyacını gideriyorsunuz. Vatandaşın sizi gördüğünde yapılan hizmetten dolayı teşekkür etmesi müthiş haz veriyor, başkanlığın en güzel tarafı da bu bence.

Başkanlık koltuğuna oturmanız üzerinden 3 yıla yakın bir süre geçti. Bu süre zarfından hedeflediğiniz projeleri gerçekleştirebildiniz mi? Ya da şöyle sorayım, seçmene taahhüt ettiğiniz projelerin kaçını yapabildiniz?
Allah’a şükür neredeyse hepsini tahakkuk ettirdik. İlk başta ‘rutin hizmetleri alt belediyeler en iyi şekilde yürütebilmeli’ diye bir vizyon ortaya koymuştum. Belediyenin, büyükşehirlerin yasalarını gözden geçirdim. Bir belediye başkanı mevzuattan biraz uzak olabilmeli. Yasanın içinde gezerseniz bürokrat olursunuz. Biz daha çok inisiyatif alabilmeliyiz. Yasalar bize rutin hizmetleri daha iyi yapabilelim diye konmuş.
Büyük işleri büyükşehir, alt belediyeler temel vazifelerini yürütebilmeli. Hak öncelikle bizden rutin belediye hizmetlerini bekliyor. Asfalt, temizlik, kaldırım, yeşil alan ve sosyalleşeceği mekânlar. Benim için aslolan iyi bir kaldırım, asfalt, sokağın imajı. Kent estetiğin dokunduğu kısım bizim için çok önemli. Yaşanabilir bir şehrin temeli bu.

Başlıklar halinde sıralarsak hangi projeleri hayata geçirebildiniz?
Palandöken kayak merkezinin hemen altındaki kent ormanını yeniden dizayn ettik. Daha önce hafriyat alanı olan yamaçları yeşillendirdik adeta bir vaha ortamı ortaya çıkardık. Kızak alanları projem vardı. Hem profesyonel kızak sporcularının faaliyet gösterebileceği hem de geleneksel hobi gibi gördüğümüz ama küçükken hepimizin tattığı bir yönü var. Kızak pistiyle ilgili kimi götürsem’ hızzek’ diyorlar. Bunu da hayata geçirdik. Bu kış vatandaşlar kayak merkezinden ayrı kent ormanında kızak kayabilecek.
Gönül belediyeciliğine önem verdik. Cami bahçelerine taziye evleri yaptık. Mahallelere çok amaçlı evler inşa ettik. Ölünün de dirinin de sahibi olduk. Sayısız cadde açtık, ilçenin bir ucunu diğer ucuna ulaşılabilir yaptık. Kurduğumuz Pal-Tim ekipleriyle vatandaşın tek aramasında her türlü ihtiyacını karşılayan sistemi devreye soktuk. Köylerde de ciddi faaliyetlerimiz var. Kaldırım taşları, taziye, imam ve çoban evleri yaptık. Mezarlık duvarlarını tamamen çevirdik.

Biz yeşile olan sevdamızı adeta ilçeye nakşettik. Beyazı seviyoruz ama psikolojimiz üzerinde ezici bir etkisi oluyor. Baharı yaşatabilecek mekanlar, parklar lazımdı, biz de bunların sayısını her yıl üçer beşer artırdık üstelik tüm sosyal donatılarıyla.
Bir ve ikinci marketler de dönüşüm neden başlamadı?
İlçede yapılacakların başında aslında kentsel dönüşüm geliyor. Çünkü atıla dönmüş çok sayıda bina var. İlçe ticaretinin yapıldığı 1. ve 2.marketler hemen dönüşmeli zaman kaybedilmemeliydi.
Birinci ve ikinci marketlerin ihalesinde bir aksaklık oldu. İhaleye fiyat veren birisinin fiyatı aşırı düşük değer olarak değerlendirildi. Süreç bir ay kadar ondan uzadı. Sonra yeniden normal fiyatı veren müteahhitte kaldı. Orada hafriyat alımına başladı. Rezerv alanı dediğimiz yerde hafriyat alınıyor.
Konutu dönüştürürken ‘sizi iki sokak öteye taşıyalım’ diyebilirsiniz, başka bir ilçeye götürebilirsiniz. Ama ticarette bunu yapamazsınız. Oradakilerin dükkânları bir ay kapalı kalsa müşteri portföylerini kaybederler. Bu nedenle İller Bankası’nın binasının yıkıldığı 8 dönüm alan rezerv alan ilan edildi. Çarşı gibi bir konsept yapılıyor, etap etap dönüştüreceğiz. Aynı yerde esnaf ticaretlerine devam edecek. Görev süremiz bitmeden marketler dönüşmüş olacak..

Sizin birde seçim vaadinizde şehir içinde hayvancılık yapanlar için bir nevi polenez köy tarzı bir projeniz vardı. O konuda bir adımınız var mı?
(Gülüyor ) Hayrı o benim tabirim değil. Ben projemi açıklarken bir isim koymamıştım. Ama birileri projemi kopyalayıp bu ismi vermişti.
Süt evlerinde müthiş güzel proje yaptık. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı ile iletişime geçip orada Üreten Kadınlar projesi geliştirdik. Oradaki kadınların ürettiklerini değerlendirebileceği bir mandıra yapma kararı verdik. Projemizi bakanlığa sunduk, KUDAKA da destekledi. Binası bitti. Bu kış tüm lojistiğini hazırlar yazın faaliyete geçirerek yirmiyi aşkın kadını istihdam etmeyi düşünüyoruz.
Türkiye’de biyogaz tesisleri var ama hayvan katı atığını dönüştüren tesis kentimizde yok. Sanırım bölgemizde de yok. Bu anlamda Türkiye’nin dokuzuncusu olacak bir biyogaz tesisi kuruyoruz. Sanayi ve Ticaret Bakanlığı projemize ciddi destek verdi. Neredeyse yüzde 50’sini karşılayacak. Ürettiğimiz gazı enerjiye dönüştüreceğiz. Değerli bir gübre de üreteceğiz. Güneş enerjisi santrali kuruyoruz. İki kültür merkezinde de robotik kodlama atölyeleri oluşturuyoruz.

Başkanlık konutunda tadilat çalışması var. Oraya ne yapıyorsunuz?
Ben oraya hiç yerleşmedim, oturmadım. Orayı millet konağına dönüştürüyoruz. Daha çok yaşlı nüfusun gelip rahatlıkla oturabileceği, çay içip kitap okuyabileceği bir mekan olacak. İkinci ve üçüncü katta da gençlerin ve kadınların workshoplar yapabileceği alanlar olacak. Kültür evi gibi işleyecek. Orası da bu sene hizmete alınacak. Bu arada nikah sarayını Kültür Bakanlığı’na devrettik. Devlet tiyatroları sahnesi de seneye orada açılacak. Ama Palandöken’de bir nikah salonuna ihtiyaç vardı. Belediyede kulis olarak kullanılan atıl bir bölüm vardı, orayı nikah salonu haline getirdik.
İlçede nüfus artışı nasıl?
İlçede ciddi bir nüfus artışının yanında şehrin çok kullandığı bir alan bizim ilçemizin Nüfusumuz 180 bini geçmiş durumda. Bu bize daha fazla sorumluluk yüklüyor. Yıldızkent alanında bulunan vatandaşın sıkıntılı bulduğu şantiye alanımızı tasfiye ettik. 80 dönümlük yeni bir alan tahsis ettik. Orada hangarlar, atölyeler olacak. İşçilerimize orada mini bir cep sineması yapmayı düşünüyoruz. Giyinip, dinlenebilecekleri alanlar olacak. Asfalt ihtiyacımızı kendimiz temin edebileceğiz, dışarıya bağımlılığımız azalacak. Ayrıca katı atık getirme merkezi de oluşturuyoruz. 30 adet 7’li geri dönüşüm ünitesi koyduk. Palandökenlilerden müthiş güzel dönüşler alıyoruz, aktif de kullanıyorlar. Üç ay içinde 25 bin 40 kg kağıt, 3 bin 450 kg plastik, 2 bin 340 kg cam, 340 kg metal, 740 litre atık yağ, 8 bin 500 adet pil toplamışız. Bu atıkları vererek paketli kedi ve köpek maması da alınabiliyor.

Belediyenin ne kadar borcu var?
Muhtelif zamanlarda belediyenin borçlarıyla ilgili konuşuldu. Göreve geldiğim gün de tüm bilançoyu istedim. Borçsuz bir belediye almadık ama problem etmedik. Salgın koşullarında gelirlerimizde bir azalma olmasına rağmen epey bir iş yaptık. İmar yapıp arsalar ürettik, bunları sattık. Arsa satışlarından kaynak ürettik. Bunlarla hem hizmet ettik hem de şantiye alanlarımızı, yeşil alanlarımızı finanse ettik. Eski borçlarımızı da epey bir azalttık. Ama ben hiç borçlanmadım. Benim dönemimde bir kere borçlandık ve 2 milyon TL civarında kredi kullandık. Halk Bank’a olan borcumuzu ödedik. Faizini düşünce de 600 bin TL’lik de kar elde ettik. Bunun dışında bir kuruş borcum yok.
Yatırımlarda cömert, kaynakları kullanmada cimri davrandık. Maliyeye olan borçları ödedik. Mülkiyeti bize ait ama üzerinde kamu binalarının olduğu arsaları maliyeye devrettik. 38 milyon TL civarında borcumuzu o tarz yerleri devrederek maliyeye olan borçlardan kurtulduk. Bu gibi yöntemlerle vergi ve SGK borçlarını da ödeyeceğiz. Bu şekilde belediyenin kasasında her ay 1 milyon TL borca gitmeden, kalabilecek.
Belediyeye işçi aldınız mı?
Hayır, hiç işçi almadım, hiç işçi de çıkarmadım disiplin suçu işlemiş birkaçı dışında. Hizmetler arttıkça dengeyi gözeterek faaliyet yürütmeye çalışıyoruz. İşçimizin, memurumuzun haklarını gözetmek için cömert olduk. Onlara ödememiz de yok.

Muhammet Sunar’ın bundan sonraki hedefi ne?
(Bir an durdu ve sustu ) Hayat boyunca her zaman bir şeyi hedefledim, mutlu olmak. Mutluyum, bunu da devam ettirmek istiyorum. Mutluluğu çoğaltmak istiyorum. Dikey gelişimden çok yatay gelişime önem veren biri oldum hep. Kariyerimi büyütmekten ziyade yaptığım işi düzgün yapma derdindeyim.
Hizmet etmenin mutluluğu başka, insanların ihtiyacını gideriyorsunuz. Vatandaşın sizi gördüğünde yapılan hizmetten dolayı teşekkür etmesi müthiş haz veriyor, başkanlığın en güzel tarafı da bu bence.