Ulaştırma Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, tüm vatandaşların kimlik bilgilerinin çalındığını ve bu sızmanın önlenemediğini doğruladı. Bazen görevini ihmal edenlerin ceza alması ya da almamasından daha önemli olanı gözden kaçırarak geçmişe takılıp kalıyoruz. Kamuoyuna bakıyorum, tüm açıklama ve yorumlar kişisel bilgilerin neden korunamadığı üzerine. Bu nedenle asıl odaklanılması gereken suçlu aramak yerine bu saatten sonra ne yapabiliriz, olmalıdır.
TC kimlik numaramız, doğum tarihimiz, telefon numaramız, belki ev, araba kayıtlarımız, bankada ne kadar hesabımız var, kredibilitemiz... Eşimizin, çocuklarımızın, ana, babamızın tüm kişisel bilgileri hırsızların elinde ve dolandırıcılar hassas verilerle pek çok şey yapabilirler. Daha önemlisi bilgilerimiz pek çok suç şebekesine mutlaka satılmıştır.
Öncelikle mobil bankacılık, banka kartları, e posta ve sosyal medya hesaplarınızın şifresini bugünden başlayarak düzenli olarak değiştirin. Özellikle alışveriş sitelerinde kullandığınız şifrelerle mobil bankacılık şifrelerini aynı rakam, basit kısa ve sade olarak belirlemeyin. Parolayı kesinlikle herhangi bir yere yazmayın.
Bunun yanında tanımadığınız numaralardan gelen aramalarda, mesajlarda, mail ortamlarında, sosyal medya hesaplarında size ait tüm bilgiler doğru verilse dahi itibar etmeyin. Kurumun resmi hesabından onay almamış, kart numarası, şifre vermeyin ve gelen hiç bir iletiyi resmi kurumdan geliyor dense dahi onaylamayın.
Havalimanı, kafe gibi yerlerde kullanılan ortak ağlarda dijital dolandırıcılar telefonunuza ya da bilgisayarınıza sızabilir. Böyle ortamlarda şifreli işlem yapmamaya özen gösterin.
Kimliğinizin fotokopisini, resmini hiç kimseye vermeyin ve talep eden olursa kurumun güvenirliliğini iyice araştırın. Çünkü kimlikle kişi üzerine naylon şirket kurulabildiği gibi dolandırıcıların elindeki bilgiler kara para aklamak için kullanılabilir.
Banka ekstraları, mail ve mesajlarınızı 5 yıl boyunca saklayın.
Fark ettiniz mi, son günlerde WhatsApp’dan yabancı numara ve yabancı isimlerden mesaj alıyor, aranıyor, rahatsız ediliyoruz. Kişisel bilgilerimiz bu kişilerin eline de geçmiş olabilir. Bu nedenle arayanlara cevap vermeden kapatıp engellemek doğru davranış olacaktır.
İşsizliğe 3 Günlük Çözüm
Adını kamuda işsizlere yönelik Yeni İş Gücü Uyum Programı koymuşlar. Sadece “iş gücü uyum programı” deselerdi belki anlaşılabilir bir yanı olabilirdi ancak işsizlere yönelik denmesinin hiç bir şekilde açıklanabilir tarafı yoktur. Açıklanan programla eğitimi tamamlayan kişiler haftanın 3 günü, toplam 22 buçuk saat kamu kurumlarında çalışacak ve kısa vadeli sigorta primleri yatırılacak. Günlük cep harçlığı olarak da 566 TL verilecek. İyi de İŞKUR’a müracaat edenler, günlük cep harçlıkları için değil ailelerine ekonomik anlamda katkı sağlamak için müracaat ediyorlar.
Mesela asgari ücretle çalışıp evi kira olan bir baba, eşini hiç olmasa kirayı ödemesi için, bir de güvenilir olduğu için kurumlara gönderiyor. Ancak verilen ücret ve çalışma günü o kadar komik ki hani derler ya “harcı borcunu kurtarmıyor,” aynı tabirle çocuklarını bir yere teslim edip çalışmaya değecek bir getiri oluşturmuyor. Bu nedenle bazı kurumlar durumdan şikayet ederek bu dönem işçi sıkıntısı yaşadıklarını dile getiriyorlar.
Kimseyi de bu konuda eleştirmemek ve kararını sorgulamamak gerekiyor. Ev kiralarının 15 bin lira olduğu bir zamanda 3 günlük çalışma hanehalkına pek fazla bir katkı getirmeyecektir. Üniversite öğrencileri için ise hafta içi çalışma olduğundan dolayı okula devamlılık sürecinin nasıl ayarlanacağı soru işareti oluşturuyor. Bugün üniversite öğrencilerinden ziyade yoksul ailelerin bu programlarda tam zamanlı çalışmasına ihtiyaç vardır. Program tekrar gözden geçirilerek düzenlenirse hiç olmasa ihtiyaçlı olanların derdine derman olacak şekilde fayda sağlanabilir.
"Çalınmış" değil "sattık" diyeceksin bakan efendi.
Sayın Yazar, bundan iki ay önce, tlf ile beni kendini polis diye tanıtan kişi aradı, yol kontrolünde, kimlik bilgilerimin birilerinden çıktığını söyledi. Ana, baba adı, doğum tarihi gün, ay, yıl annemin kızlık soyadını, hangi bankadan maaş aldığımı söyledi. Paramın kontrolü için,şifremi istedi. Ben hemen dolandırıcı olduğunu anladım, azarlayarak tlf kapattım. Düşünebiliyor musunuz bütün bilgilerimiz dolandırıcıların elinde, bakan da doğruluyor, tedbir filan alınmıyor. Bu ne olacak ? Acaba başka ülkelerde de böyle mi ?. Hiç sanmıyorum. Biz neden böyleyiz. Bu ülkenin çivisi çıkmış. Başta yönetim yok. Narin olayında , orada nasıl bir yapı kurulmuş ki devlete kafa tutup yönetimi parmaklarında oynatıyorlar, 20 gün suni gündem oluşturup ülkeyi peşlerinden sürüklüyorlar. Halen devlet bu işi çözmüş değil. Herhalde ülke iyi yönetilmiyor gibi. Herkes de rahat, çıt yok. Selamlar.