Bu hafta ki yazımızda Yeğen Ağa Mahallemizi incelemeye devam ediyoruz. Şehrin önemli tarihi eserlerini bünyesinde barındıran mahallemizde geçmişe dair birçok hatırayı yaşayabilirsiniz. Keyifli okumalar dilerim.
Mahallede daha önceleri yer alan ve bugün kaybolan eserlerdendir Yeğen Ağa Medresesidir. Medrese 1686 yılında Yeğen Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cumhuriyet öncesi Erzurum’daki mevcut olan kütüphanelerden biri de Yeğen Ağa Mahallesindedir. Diğer kütüphaneler ise Şeyhler, Cennetzade, İbrahim Paşa, Zeynel, Fevziye, Ahmediye, Sultaniye, Gümrük Cami, Gürcü Mehmet Paşa Cami, Mehdi Efendi, Mudi Efendi de olanlardır. Bu mahallelerdeki kültür seviyesini göstermesi bakımından önemlidir. Ya bu gün şehirdeki kütüphane sayısı parmakla sayılacak kadar azdır ve mahalle aralarında değil sabit noktalardadır. Mahallede eski dönemlerden kalma önemli çeşmelerin başında ise İsmail Ağa Çeşmesi yer alır. (Özdemir, Kaybolan Şehir Erzurum, ss.281-283, Solmaz, Erzurum Şehrindeki Tarihi Eserler, s.96, Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.205, Konyalı, Age., s.270, Pamuk, Age., s.83, Kılıç, Agm., s.341. 203)
ÇİFTE GÖBEK HAMAMI: Çifte Göbek Hamamı, Bakırcı camisinin vakfıdır ve XVIII. yy da yapıldığı sanılmaktadır. Sıcaklık yerini iki kubbe örtmekte ve her kubbenin altında birer göbek bulunmaktadır. Hamam içinde iki “göbek taşı” bulunduğundan bu ismi almıştır. Doğu tarafından girilen soğukluk kısmı, batı yöne doğru ortada iki sütuna oturan üç bölümlü bir mekânla genişletilmiştir. Hamamın değişik yanlarından birisi de budur. Üç yandan tromplarla duvarlara binen soğukluk kubbesi, bir yandan ortada iki sütuna oturmaktadır. Sütunların gerisinde ortada kubbeli, yanlarında yarım tonozlarla örtülü bir genişleme kısmı vardır. Buradan bir kapı ile güney yandaki ortadan bir kemerle ayrılmış, iki kubbeli ılıklığa girilir. Ilıklığın sol yanında uzun bir koridorla kubbeli temizlik odasına açılan bir kısım vardır. Sıcaklık kare profili iki adet sütunla birbirinden ayrılan ve tromplar üzerine oturan eşit iki büyük kubbe ile örtülüdür. Sonradan sıcaklığın güneydoğu köşesine bir halvet odası ilave edilmiştir. Kubbelerin üç köşesinde ışıklandırma delikleri bulunmaktadır. Hamamın dış görünüş itibarı ile sadece soyunmalık ve sıcaklık kubbeli görünmektedir. Kubbeler tuğladan yapılmış olup kırma taştan sekizgen kasnaklar üzerine oturtturulmuştur.
ÇÜRÜKLÜK (HÜSÜAĞA) MEZARLIĞI: Eski adıyla Gül Ahmet olan semte, Develer Çeşmesi’nin yol aşırı sağ tarafına düşen yerdedir. Halen yerinde Batpazarı bulunan bu mezarlığın, güneyinde ise Tahtacılar denilen yerden Gül Ahmet Caddesi geçmektedir. Cadde boyunca mezarlığın yeri, halen Cahit Alpay elinde bulunan ve evvelce Şeyh İbrahim’e ait olduğu söylenilen ev hizasına kadar devam etmekte idi. Bu mezarlık cumhuriyetin ilk yıllarında park haline getirilmiş sonraları ise Batpazarı haline sokulmuştur. Eskiden bu mezarlığın yanı başında ve doğusunda Salihiye Medreseleri ve Yeni cami vardır ki bir dönem bunların kalıntıları görülmüştür. Bu mezarlık cumhuriyetin ilk yıllarında park haline getirilmiştir, sonraları bu alan bat pazarı haline getirilmiştir. (Bulut, Erzurum Çarşı Pazar, s.18, Konukçu, Şehri Mübarek Erzurum I, s.189, Hüseyin Ünal, “Erzurum İli Dâhilindeki İslami Devir Anıtları Üzerine Bir İnceleme”, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, s.6, s.139, Fatma Konuktar, Kubbenin Kökeni ve Gelişimi Erzurum Yapılarında Kubbe, (Yayınlanmamış Lisans Bitirme Tezi), Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji ve Sanat Tarihi, Erzurum 1999, s.57, Başar, Erzurum’da Eski Mezarlıklar ve Resimli Mezar Taşları, s.13.)
Mahallede daha önceleri yer alan ve bugün kaybolan eserlerdendir Yeğen Ağa Medresesidir. Medrese 1686 yılında Yeğen Hacı Ahmet Efendi tarafından yaptırılmıştır. Cumhuriyet öncesi Erzurum’daki mevcut olan kütüphanelerden biri de Yeğen Ağa Mahallesindedir. Diğer kütüphaneler ise Şeyhler, Cennetzade, İbrahim Paşa, Zeynel, Fevziye, Ahmediye, Sultaniye, Gümrük Cami, Gürcü Mehmet Paşa Cami, Mehdi Efendi, Mudi Efendi de olanlardır. Bu mahallelerdeki kültür seviyesini göstermesi bakımından önemlidir. Ya bu gün şehirdeki kütüphane sayısı parmakla sayılacak kadar azdır ve mahalle aralarında değil sabit noktalardadır. Mahallede eski dönemlerden kalma önemli çeşmelerin başında ise İsmail Ağa Çeşmesi yer alır. (Özdemir, Kaybolan Şehir Erzurum, ss.281-283, Solmaz, Erzurum Şehrindeki Tarihi Eserler, s.96, Başar, Tarih Boyunca Çeşitli Hizmetleriyle Camilerimiz, s.205, Konyalı, Age., s.270, Pamuk, Age., s.83, Kılıç, Agm., s.341. 203)
ÇİFTE GÖBEK HAMAMI: Çifte Göbek Hamamı, Bakırcı camisinin vakfıdır ve XVIII. yy da yapıldığı sanılmaktadır. Sıcaklık yerini iki kubbe örtmekte ve her kubbenin altında birer göbek bulunmaktadır. Hamam içinde iki “göbek taşı” bulunduğundan bu ismi almıştır. Doğu tarafından girilen soğukluk kısmı, batı yöne doğru ortada iki sütuna oturan üç bölümlü bir mekânla genişletilmiştir. Hamamın değişik yanlarından birisi de budur. Üç yandan tromplarla duvarlara binen soğukluk kubbesi, bir yandan ortada iki sütuna oturmaktadır. Sütunların gerisinde ortada kubbeli, yanlarında yarım tonozlarla örtülü bir genişleme kısmı vardır. Buradan bir kapı ile güney yandaki ortadan bir kemerle ayrılmış, iki kubbeli ılıklığa girilir. Ilıklığın sol yanında uzun bir koridorla kubbeli temizlik odasına açılan bir kısım vardır. Sıcaklık kare profili iki adet sütunla birbirinden ayrılan ve tromplar üzerine oturan eşit iki büyük kubbe ile örtülüdür. Sonradan sıcaklığın güneydoğu köşesine bir halvet odası ilave edilmiştir. Kubbelerin üç köşesinde ışıklandırma delikleri bulunmaktadır. Hamamın dış görünüş itibarı ile sadece soyunmalık ve sıcaklık kubbeli görünmektedir. Kubbeler tuğladan yapılmış olup kırma taştan sekizgen kasnaklar üzerine oturtturulmuştur.
ÇÜRÜKLÜK (HÜSÜAĞA) MEZARLIĞI: Eski adıyla Gül Ahmet olan semte, Develer Çeşmesi’nin yol aşırı sağ tarafına düşen yerdedir. Halen yerinde Batpazarı bulunan bu mezarlığın, güneyinde ise Tahtacılar denilen yerden Gül Ahmet Caddesi geçmektedir. Cadde boyunca mezarlığın yeri, halen Cahit Alpay elinde bulunan ve evvelce Şeyh İbrahim’e ait olduğu söylenilen ev hizasına kadar devam etmekte idi. Bu mezarlık cumhuriyetin ilk yıllarında park haline getirilmiş sonraları ise Batpazarı haline sokulmuştur. Eskiden bu mezarlığın yanı başında ve doğusunda Salihiye Medreseleri ve Yeni cami vardır ki bir dönem bunların kalıntıları görülmüştür. Bu mezarlık cumhuriyetin ilk yıllarında park haline getirilmiştir, sonraları bu alan bat pazarı haline getirilmiştir. (Bulut, Erzurum Çarşı Pazar, s.18, Konukçu, Şehri Mübarek Erzurum I, s.189, Hüseyin Ünal, “Erzurum İli Dâhilindeki İslami Devir Anıtları Üzerine Bir İnceleme”, Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Dergisi, s.6, s.139, Fatma Konuktar, Kubbenin Kökeni ve Gelişimi Erzurum Yapılarında Kubbe, (Yayınlanmamış Lisans Bitirme Tezi), Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Klasik Arkeoloji ve Sanat Tarihi, Erzurum 1999, s.57, Başar, Erzurum’da Eski Mezarlıklar ve Resimli Mezar Taşları, s.13.)