Covit 19 salgını hız kesmeden ve her gün artarak devam ediyor… Bazı AB üyesi ülkeler, Türk vatandaşlarının turist ve ziyaretçi vizelerine kısıtlama getirdi…
Önlemlerin gevşetilmesi sonucu vaka sayılarında patlama yaşandı. Avrupa ülkelerinde salgın üst düzeyde ve ekonomiler alarm veriyor…
Döviz yükseliyor, TL değer kaybediyor…
Kış geliyor ve doğal gaz kullanımımız üst düzeye çıkacak.
Yıllardır söz birliği etmişçesine yazıp çiziyoruz.
Doğal gazın en az yedi ay yoğun kullanıldığı illerde ucuzlatılma ya da devlet tarafından bir kısmının sübvanse edilmesini istiyoruz...
***
Dönelim yine Covit19 salgınına…
Corona Virüsü ile Mart ayı başından beri yoğun şekildi mücadele ediyoruz…
Özellikle Doktordan, Hemşireye; hasta bakıcıdan temizlikçi personele kadar sağlık çalışanlarımız büyük bir özveriyle çalışma yürüttüler…
Hele Doktorlarla Hemşireler günlerce evlerine dahi gitmeden Covitli hastaları tedavi ettiler…
Sağlık Bakanının desteği ile yapılan bu tedavi sonuç verdi ve vakalarda, entübe olan hastalarda düşüş yaşanmağa başlandı…
Yaşlılarımızı korumağa yönelik önlemler aldık, toplu etkinliklere yasaklar getirdik, vaka sayımız çoğu ilde 4’ken okulları kapatıp uzaktan eğitim verdik…
Ve daha başka koruyucu önlemleri sıklaştırıp pandemiyi kontrol altına aldık…
*
Geldiğimiz nokta hiç de iyi değil ve görünen o ki pandeminin başına dönüp yeniden sıkı önlemler almamız gerek…
Yine 65 yaş üzeri yaşlılarımızı eve kapatıp, sokağa çıkma yasağı getirip, işyerlerini kapatıp; ekonomiyi iyice çıkmaza mı sokmak istiyoruz…
Birçoğumuzun cevabı ‘elbette ki hayır!..’ olacak…
*
Normal yaşamımızı sürdürüp, virüsle yaşamasını öğrenirsek, öyle zannediyorum ki çok sıkı önlemlere gerek olmadan virüsü kontrol altına alabiliriz...
Normalleşmeyi yanlış anladık.
Taziye ziyaretlerini abartıp, düğünlerde çılgınca halay çektik…
Asker uğurlamalarında konvoylar dizerek, havaya silah sıkıp, ‘en büyük asker bizim asker…’ diye gençlik koroları oluşturduk…
Koruyuculuğu büyük oranda kanıtlanan maskeyi Ağıza-buruna takmak yerine ; çene atına- kola, aksesuar olarak taktık… ‘Bana bir şey olmaz’ veya ‘…kendine güvenmiyorsan insan içine çıkmayacaksın…’ diyerek hiç maske takmadık.
Maske takmamayı ‘meydan okuma’ olarak gördük.
*
Böyle davrandığımız takdirde bizi eve kapatan önlemlerin geri gelmesi çok muhtemel…
Aşının erken bulunmasına da bel bağlamayın.
Çünkü bu gidişle aşıya ulaşmamız bir yılı bulur…
Unutmayın kurallara uyarak da ekonomi canlı kalabilir, günlük hayatımıza devam edebiliriz…
Önlem, Sağlık Bakanlığı uzmanlarını dediği gibi;
Sizi ve karşınızdakini bulaşıdan koruyup, ağızı burunu kapatacak olan Maske takacağız…
Ellerimizi sıkça bol su ve sabunla sık sık ve en ez 20 saniye yıkayacağız…
Ve, sosyal mesafeye dikkat edeceğiz…
İstenen bu kadar kolay ve basit…
Önlemlerin gevşetilmesi sonucu vaka sayılarında patlama yaşandı. Avrupa ülkelerinde salgın üst düzeyde ve ekonomiler alarm veriyor…
Döviz yükseliyor, TL değer kaybediyor…
Kış geliyor ve doğal gaz kullanımımız üst düzeye çıkacak.
Yıllardır söz birliği etmişçesine yazıp çiziyoruz.
Doğal gazın en az yedi ay yoğun kullanıldığı illerde ucuzlatılma ya da devlet tarafından bir kısmının sübvanse edilmesini istiyoruz...
***
Dönelim yine Covit19 salgınına…
Corona Virüsü ile Mart ayı başından beri yoğun şekildi mücadele ediyoruz…
Özellikle Doktordan, Hemşireye; hasta bakıcıdan temizlikçi personele kadar sağlık çalışanlarımız büyük bir özveriyle çalışma yürüttüler…
Hele Doktorlarla Hemşireler günlerce evlerine dahi gitmeden Covitli hastaları tedavi ettiler…
Sağlık Bakanının desteği ile yapılan bu tedavi sonuç verdi ve vakalarda, entübe olan hastalarda düşüş yaşanmağa başlandı…
Yaşlılarımızı korumağa yönelik önlemler aldık, toplu etkinliklere yasaklar getirdik, vaka sayımız çoğu ilde 4’ken okulları kapatıp uzaktan eğitim verdik…
Ve daha başka koruyucu önlemleri sıklaştırıp pandemiyi kontrol altına aldık…
*
Geldiğimiz nokta hiç de iyi değil ve görünen o ki pandeminin başına dönüp yeniden sıkı önlemler almamız gerek…
Yine 65 yaş üzeri yaşlılarımızı eve kapatıp, sokağa çıkma yasağı getirip, işyerlerini kapatıp; ekonomiyi iyice çıkmaza mı sokmak istiyoruz…
Birçoğumuzun cevabı ‘elbette ki hayır!..’ olacak…
*
Normal yaşamımızı sürdürüp, virüsle yaşamasını öğrenirsek, öyle zannediyorum ki çok sıkı önlemlere gerek olmadan virüsü kontrol altına alabiliriz...
Normalleşmeyi yanlış anladık.
Taziye ziyaretlerini abartıp, düğünlerde çılgınca halay çektik…
Asker uğurlamalarında konvoylar dizerek, havaya silah sıkıp, ‘en büyük asker bizim asker…’ diye gençlik koroları oluşturduk…
Koruyuculuğu büyük oranda kanıtlanan maskeyi Ağıza-buruna takmak yerine ; çene atına- kola, aksesuar olarak taktık… ‘Bana bir şey olmaz’ veya ‘…kendine güvenmiyorsan insan içine çıkmayacaksın…’ diyerek hiç maske takmadık.
Maske takmamayı ‘meydan okuma’ olarak gördük.
*
Böyle davrandığımız takdirde bizi eve kapatan önlemlerin geri gelmesi çok muhtemel…
Aşının erken bulunmasına da bel bağlamayın.
Çünkü bu gidişle aşıya ulaşmamız bir yılı bulur…
Unutmayın kurallara uyarak da ekonomi canlı kalabilir, günlük hayatımıza devam edebiliriz…
Önlem, Sağlık Bakanlığı uzmanlarını dediği gibi;
Sizi ve karşınızdakini bulaşıdan koruyup, ağızı burunu kapatacak olan Maske takacağız…
Ellerimizi sıkça bol su ve sabunla sık sık ve en ez 20 saniye yıkayacağız…
Ve, sosyal mesafeye dikkat edeceğiz…
İstenen bu kadar kolay ve basit…