‘Yöresel olmayan, evrensel olamaz…’
Erzurum 1.Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Urkuç, ‘Yerel Candır’ kampanyasının tanıtım toplantısında ‘Yöresel olmayan, evrensel olamaz…’ demiş…
İyi de yerel markalar, fiyatı ve kalitesiyle raftaki ulusal markalarla yarışamıyorsa ‘Can’ olmaktan çıkmış demektir…
*
Sabahleyin günlük yazımı yazmak için masama oturduğumda, Erzurum’da ne olup bitiyor diye yerel gazetelere göz gezdirdim ve Pusula Gazetesi’nin Genel Koordinatörü, meslektaşım Sevda İncesu’nun yazısını okudum.
Yazının özellikle son bölümü dikkatim çekti.
Sayın İncesu, milliyetçi oluşumuzu sorguluyor ve diyor ki; ‘ ….gerçekten milliyetçi olsaydık Afyon- Kayseri, hayvancılığın başkenti bu şehirde sucuk satamaz; ulusal markalar bize tereyağı yerine krema yediremezdi…’
Sevda Hanım, doğru söylüyor…
Yerel markanın, ulusal markalarla rekabet edebilmesi ve aynı rafta satılabilmesi için ambalajından tutunuz da kalite ve fiyatıyla aynı ya da belli aralıkta olması gereklidir.
Sucuğu Afyon’dan, pastırmayı Kayseri’den; peyniri Çanakkale’den, cağ kebabının etini Balıkesir’den; kavurmayı Konya ve Rize’den getirerek rekabet edemezsiniz, milliyetçi de olamazsınız…
Bu kent Türkiye’nin ürettiği sütün tek başına % 17’sinini üretiyor. Ama hayvansal ürünlere yansıması , başka bir deyişle sanayi üretimine bunun %1’i ancak yansıyor…
Hayvancılığın Başkentiyiz diyoruz, ancak birkaç tane et ve süt markamız dahi yok…
Var olan ürünümüzü de birkaç fiyatla rafa koyuyor, kafamıza estiğince satıyoruz. Üstelik yana yana üç marketin fiyatların birbirini tutmuyor ve fiyat aralığı çok fazla…
O zaman da tüketiciyi yerel olmayan ürünlere yaklaşmasına engel olamazsınız…
*
Kampanyanın tanıtım toplantısında Ticaret Borsası Başkanı Hakan Oral, Vali ve Büyükşehir Başkanına seslenerek Kamu Kurumlarına talimat vererek, yerel ürün kullanıp kampanyaya destek vermelerini istemiş…
Bu desteği talimatla sağlayamazsınız ancak daha çok, daha rekabet edebilir ve daha kaliteli ürün üreterek yapabilirsiniz. Bu anlamda Valilik ve Belediye gerekli şatları hazırlamak için var gücüyle çalışıyor…
*
Elbette ki şehirdeki iş dünyasının bir araya gelmesi, birlikte hareket ediyor olması ve birbirini tercih etmesi çok arzulanan bir durumdur.
Üreticiden tüketiciye uzanan zincirde birbirimizi tercih etmemiz, ekonominin gelişimi açısından da fevkalâde önemlidir.
Bu aynı zamanda istihdama katkı sağlayacak ve bölgenin kötü kaderi olarak görülen ‘Göç’ün de önüne geçecektir…
Öte yandan yerelde oluşturulacak yeni markalar şehrin marka değerini de artırıp, her alandaki saygınlığımıza damga vuracaktır.
*
Bu manada yerel ürünlerimizin ihracını artırmalı ve sektörden bu anlamda yeni vergi rekortmenleri çıkarmalıyız diye düşünmekteyim…
Erzurum 1.Organize Sanayi Bölgesi Yönetim Kurulu Başkanı Murat Urkuç, ‘Yerel Candır’ kampanyasının tanıtım toplantısında ‘Yöresel olmayan, evrensel olamaz…’ demiş…
İyi de yerel markalar, fiyatı ve kalitesiyle raftaki ulusal markalarla yarışamıyorsa ‘Can’ olmaktan çıkmış demektir…
*
Sabahleyin günlük yazımı yazmak için masama oturduğumda, Erzurum’da ne olup bitiyor diye yerel gazetelere göz gezdirdim ve Pusula Gazetesi’nin Genel Koordinatörü, meslektaşım Sevda İncesu’nun yazısını okudum.
Yazının özellikle son bölümü dikkatim çekti.
Sayın İncesu, milliyetçi oluşumuzu sorguluyor ve diyor ki; ‘ ….gerçekten milliyetçi olsaydık Afyon- Kayseri, hayvancılığın başkenti bu şehirde sucuk satamaz; ulusal markalar bize tereyağı yerine krema yediremezdi…’
Sevda Hanım, doğru söylüyor…
Yerel markanın, ulusal markalarla rekabet edebilmesi ve aynı rafta satılabilmesi için ambalajından tutunuz da kalite ve fiyatıyla aynı ya da belli aralıkta olması gereklidir.
Sucuğu Afyon’dan, pastırmayı Kayseri’den; peyniri Çanakkale’den, cağ kebabının etini Balıkesir’den; kavurmayı Konya ve Rize’den getirerek rekabet edemezsiniz, milliyetçi de olamazsınız…
Bu kent Türkiye’nin ürettiği sütün tek başına % 17’sinini üretiyor. Ama hayvansal ürünlere yansıması , başka bir deyişle sanayi üretimine bunun %1’i ancak yansıyor…
Hayvancılığın Başkentiyiz diyoruz, ancak birkaç tane et ve süt markamız dahi yok…
Var olan ürünümüzü de birkaç fiyatla rafa koyuyor, kafamıza estiğince satıyoruz. Üstelik yana yana üç marketin fiyatların birbirini tutmuyor ve fiyat aralığı çok fazla…
O zaman da tüketiciyi yerel olmayan ürünlere yaklaşmasına engel olamazsınız…
*
Kampanyanın tanıtım toplantısında Ticaret Borsası Başkanı Hakan Oral, Vali ve Büyükşehir Başkanına seslenerek Kamu Kurumlarına talimat vererek, yerel ürün kullanıp kampanyaya destek vermelerini istemiş…
Bu desteği talimatla sağlayamazsınız ancak daha çok, daha rekabet edebilir ve daha kaliteli ürün üreterek yapabilirsiniz. Bu anlamda Valilik ve Belediye gerekli şatları hazırlamak için var gücüyle çalışıyor…
*
Elbette ki şehirdeki iş dünyasının bir araya gelmesi, birlikte hareket ediyor olması ve birbirini tercih etmesi çok arzulanan bir durumdur.
Üreticiden tüketiciye uzanan zincirde birbirimizi tercih etmemiz, ekonominin gelişimi açısından da fevkalâde önemlidir.
Bu aynı zamanda istihdama katkı sağlayacak ve bölgenin kötü kaderi olarak görülen ‘Göç’ün de önüne geçecektir…
Öte yandan yerelde oluşturulacak yeni markalar şehrin marka değerini de artırıp, her alandaki saygınlığımıza damga vuracaktır.
*
Bu manada yerel ürünlerimizin ihracını artırmalı ve sektörden bu anlamda yeni vergi rekortmenleri çıkarmalıyız diye düşünmekteyim…